YİNE KADRO HATASI. Beşiktaş 1 – Antalyaspor 0
Maç başlamadan önce kadrolar açıklanırken, Beşiktaş seyircisi, ismi okunan Samet Aybaba’yı protesto etti. Mehmet Özdilek sahaya çıktığında ise tüm tribünler vefa örneği gösterip, Şifo Mehmet’e tezahürat yaptılar. Şifo da uzun süre tribünleri alkışlayarak bu teveccühe karşılık verdi. Şifo Mehmet’in alkışlanması ne kadar güzel ve doğru bir davranış ise, Samet Hocanın protesto edilmesi de bir o kadar çirkin ve yakışıksız idi. Samet Hocanın Beşiktaş’ı iyi yönetemediği konusunda herkesle hemfikirim. Ancak, Beşiktaş’ta kaptanlık yapmış ve kupalar kaldırmış bir kişinin de yuhalanması zoruma gidiyor. Protesto elbette demokratik bir haktır. Ancak, Beşiktaş’a emek vermiş, forma terletmiş kişileri de daha nazik bir üslupla protesto etmenin yolları bulunmalıdır.
Maçtan önce Beşiktaş’ın puanı 46, Antalyaspor’un ise 40 idi. Antalyaspor maçı kazanırsa aradaki puan farkı üçe inecek ve Antalyaspor beşinciliğe yükselecekti. Beşiktaş ise geçen hafta Bursaspor’a kaybettiği puanları telafi etmek ve sıralamadaki yerini korumak arzusundaydı. Dolayısıyla bu maç, üst sıralarda kendine yer bulmak ve Avrupa kupalarına katılmak isteyen iki takım için de çok önemli bir maçtı. Ligin son haftalarına denk gelen bu tür maçlarda futbol kalitesi aranmaz; genellikle takımlar rakibin hata yapmasını bekler ve bu hatadan yararlanarak üç puanı getirecek golü atmayı hedeflerler. Nitekim maçın ilk yarısı tam da bu tanımlamaya uygun oynandı. İkinci yarı da ise, sahada bambaşka bir Beşiktaş vardı. Bunun nedenlerini konuşmadan önce sahaya çıkan ilk onbire bir göz atalım.
Beşiktaş, kalede McGregor, sağ bekte Hilbert, defansın ortasında Ersan ve Escude, sol bekte Gökhan, orta sahada Necip, Veli, Fernandes, sol kanatta Olcay, sağ kanatta Holosko santraforda ise Mustafa Pektemek dizilişi ile maça başladı. Son maçların formda ise Oğuzhan ise yine kulübedeydi.
Beşiktaş maça iyi başlayamadı. Daha 7.dakikada Antalyaspor iki gol pozisyonu yakaladı. Sağ kanattan gelişen Antalyaspor atağında ceza sahasında topla buluşan Tita’nın vuruşunu McGregor uzaklaştırdı. Top Diarra’nın önüne düştü. Diarra’nın şutunu yine McGregor uzanarak çıkardı ve Beşiktaş’ı daha maçın başında geri düşmekten kurtardı. Bence maçın kırılma anı bu dakikaydı. Bu pozisyon golle sonuçlansa, Antalyaspor kapanacak, Beşiktaş ise panikleyecekti. Beşiktaş için oyunun kilidini açmak bir hayli zor olacaktı.
Söz konusu pozisyondan sonra yaklaşık 7 dakika her iki takım da oynadıkları kötü futbolla seyirciyi uyuttu. Ancak, 14.dakikada Antalyaspor Diarra ile tekrar gole yaklaştı; Ceza sahasına yapılan ortada Diarra’nın kafa vuruşunu yine günün başarılı ismi McGregor kurtardı. Beşiktaş’ın ilk yarıda kaleye yönelen tek şutu ise 21.dakikada Holosko’dan geldi. Mustafa’nın ceza sahası yayı çevresine taşıdığı topla buluşan Holosko’nun dönerek yaptığı vuruş üstten auta gitti. Her iki takım da ilk yarıda başka pozisyon üretmeyince soyunma odasına golsüz beraberlikle gittiler.
İlk yarının sonunda takımlar soyunma odasına giderken seyirci bir beste ile Samet Hocayı protesto ediyor ve neden takımın iyi oynamadığının hesabını soruyordu. Bestenin sözleri son derece anlamlıydı. Bestede, “ne zaman sampiyonluk diye bağırsak, kursağımzda kalıyor, söylesene bize hocam, takım niye oynamıyor?” deniliyor. Hatırladığım kadarıyla ilk kez Mustafa Denizli’ye söylenmişti. Bu tarz protestolara hiç itirazım yok. Üstelik bu protesto işe de yaradı; Hem hoca gerekli değişiklikleri yaptı hem de futbolcular hırslandı. Golden sonra Olcay’ın gösterdiği aşırı tepkinin nedeni de bu protestodur.
İkinci yarıya Beşiktaş yine tutuk başladı. Samet Hoca 55.dakikada Veli’yi oyundan alıp, Oğuzhan’ı oyuna soktu. Bu değişikliğin neden 46.dakikada yapılmadığını bir kenara bırakırsak, Oğuzhan’ın oyuna girmesinin ne kadar doğru bir hamle ise, Veli’nin çıkmasının da bir o kadar yanlış bir hamle olduğunu söyleyebiliriz. Veli, oyundan çıkana kadar gösterdiği performansla sahanın en iyilerindendi. Bence oyundan çıkması gereken futbolcu Fernandes’di.
Fernandes’e bir parantez açmakta yarar var; Fernandes uzun zamandır beklenen performansının çok uzağında oynuyor. Gözle görülür bir kondisyon eksikliği var. Doksan dakikayı zor çıkarttığı gibi, topa vurmakta da zorlanıyor. Bu maç yaptığı ortaların ve serbest vuruşların hiç birinde takım arkadaşlarını topla buluşturamadı. Dolayısıyla oyundan çıkması gereken kişi Veli değil, Fernandes olmalıydı. Yine de bu tercihinde Samet Hoca’ya saygı gösterip oyuna dönelim:
Oğuzhan’ın oyuna girmesi Beşiktaş’ın hücum gücünü bir anda artırdı ve dengede giden oyun Beşiktaş’ın lehine bozuldu. Oğuzhan oyuna girdikten iki dakika sonra Olcay’a yaptığı asistle Beşiktaş’ın 1-0 öne geçmesine neden oldu. Golde Olcay’ın hakkını da yemeyelim. Gerilerden yaptığı koşuyla kendini deplase etti ve Oğuzhan’ın dört kişi arasına yolladığı ara pasını çok şık bir plase vuruşla ağlara yolladı.
Bu golden sonra Beşiktaş’ın atakları sıklaşmaya başladı; 65.dakikada Olcay’ın pasıyla ceza sahası içinde buluşan Mustafa’nın vuruşu kaleciden döndü. Bu pozisyondan 7 dakika sonra Mustafa Pektemek ile duvar pası yapan Oğuzhan kaleci ile karşı karşıya kaldı, ancak vuruşu direğin dibinden avuta gitti. Sekseninci dakikada Oğuzhan tekrar kaleci ile karşı karşıya kaldı ancak vuruşu kaleciden döndü. Dönen topa Olcay vurdu, bu kez topun gol olmasını Emre engeldi. Özetle, Beşiktaş’ın yarattığı tüm tehlikeli ataklarda Oğuzhan’ın imzası vardı. Samet Hoca artık bu çocuğu kulübede oturtmanın Beşiktaş’a zarar verdiğini görmeli
Maçın son dakikalarında, ‘klasik’ Beşiktaş paniği başladı. Oyunu kendi yarı sahasında kabul eden Beşiktaşlı oyuncular, son dakikalarda rakibin üst üste kullandığı korner atışlarında seyircinin yüreğini ağzına getirdiler. Maçın bitiş düdüğü ile birlikte hep birlikte derin bir ‘Oh’ çektik.
Not: Bu maç benim için unutulmaz maçlar arasına girdi. Nedeni elbette oynan oyun ya da sonuç değil. Sebebi, Beşiktaş’ın sahaya, Darüşşafaka’nın 150. Yılını kutlayan bir pankartla çıkmasıydı. Bir Darüşşafakalı Kartal olarak gurur duydum. Bu organizasyonu gerçekleştiren bir diğer Darüşşafakalı Kartal Bülent Topbaş’a teşekkür ediyorum.
15.04.2013
MAÇIN AYRINTILARI
Stat: BJK İnönü Stadı
Hakemler: Mete Kalkavan, Orkun Aktaş, Serkan Akarca, Mürvet Sezer (4. Hakem)
Beşiktaş: McGregor, Hilbert, Escude, Ersan, Gökhan, Necip, Holosko (Dk.77 Dentinho), Fernandes, Veli (Dk.55 Oğuzhan), Olcay, Mustafa (Dk.88 Mehmet Akgün)
Yedekler: Cenk, Oğuzhan, Dentinho, Emre, Sinan, Ömer, Mehmet Akgün
Teknik Direktör: Samet Aybaba
M.P. Antalyaspor: Ndjock, Koray, Emre, Deniz, Ergün, İbrahim, Murat (Dk.71 Ömer), Tita, Isaac, Aissati (Dk.90 Emrah), Diarra (Dk.77 Janda)
Yedekler: Polat, Musa, Mehmet, Janda, Emrah, Zeki, Ömer
Teknik Direktör: Mehmet Özdilek
Gol: Olcay (Dk.57)
Sarı Kart: Emre (Dk.51), Ersan (Dk.61), Deniz (Dk.67), İbrahim (Dk.90), Oğuzhan (Dk90+5)