29.11.2009
Sivasspor 0 : 1 Beşiktaş
Kazanılan büyük maçlardan sonra oynan maçlar her zaman tehlikelidir. Kazanılan zaferin psikolojisinden kurtulamayan futbolcular oynayacakları yeni maça konsantre olmakta zorlanırlar. Bunu çok iyi bilen Mustafa Denizli, Manchester maçından sonra takımı Kayseri’ye getirerek çok akıllı bir iş yaptı. Şayet takım İstanbul’da kalsa kutlamalar devam edecek, zaferin rehaveti uzun süre futbolcuların üzerinden kalkmayacaktı. Sadece çok tecrübeli hocaların yapabileceği bu hamleden dolayı Mustafa Denizli’yi kutlamak lazım.
Sivasspor maçının diğer bir önemi de, Galatasaray ve Fenerbahçe’nin puan kaybetmesi idi. Ligin 6. haftasında rakiplerinden 12 puan geride olan Beşiktaş’a, Galatasaray’ın önüne geçme ve lider Fenerbahçe’yi yakalama şansı doğmuştu. Bu durumun normal koşullarda futbolcuları olumsuz etkilemesi, strese sokması gerekirdi. Ama sahadaki Beşiktaşlı futbolcular ne Manchester zaferinin rehavetinde, ne de lideri yakalama şansı verecek olan maçın stresindeydiler. Herhangi bir maça çıkar gibi çıkıp, disiplin içinde maçı tamamladılar.
Beşiktaş’ın ilk onbirinde Manchester zaferinin oyuncuların İbrahim Toraman, İsmail Köybaşı, Tello, Erhan ve Uğur İnceman yoktu. İbrahim Toraman sakatlığı nedeniyle sahada değildi. Onun yerine cezası tamamlanan Sivok sahadaydı. Manchester maçında sahada olmayan Tabata ve Nihat da ilk onbirde yer almıştı. Maçın ilk dakikalarından itibaren Beşiktaş baskılı oynamaya başladı. İlk yarıda top daha çok Sivassporlularda olmasına rağmen rakibi ceza sahasına sokmadılar. Geri dörtlünü ortasında oynayan Sivok ve Ferrari, onların önünde oynayan Fink ve Ernst rakip ataklarını tehlike doğmadan bitirdiler. Bu dörtlü şu an Türkiye liglerinde oynayan en etkili savunmacılardır. Beşiktaş’ın 14 maçta sadece 6 gol yemiş olması bu iddianın en önemli kanıtıdır.
Buna karşın Beşiktaş’ın 14 maçta sadece 17 gol atmış olması da önemli bir eksiliğidir. Bu eksikliğin nedeni forvet oyuncularının beceriksizliği değil, onlara orta sahadan top taşıyacak gerçek bir 10 numaralı oyuncunun olmayışıdır. Bu görev için alınan Tabata henüz bekleneni verebilmiş değil. Tabata’nın kötü bir futbolcu olduğuna inanmıyorum. Ama bonservis bedelinin yüksek oluşunun üzerinde yarattığı baskıyı henüz atlatabilmiş değil. Ayrıca şansız da sayılır. Yirmiüçüncü dakikada, çatal diye tanımlanan yere takılan şutu gol olsa belki de beklenilen patlamayı bu maçta yapabilirdi.
Nihat ise gol atamamış olmasına rağmen topsuz alanda ve orta sahada çok faydalı işler yaptı. Nihat’ın ve Ekrem’in orta sahadaki baskıları yüzünden Sivassporlu oyuncular hücuma çıkmakta zorlandılar. Nihat’ın gerçek kimliği ile sahada mücadele edeceği günleri sabırsızlıkla bekliyorum. Bir kaç kelime de Bobo için söylemek istiyorum; Ligin başındaki transfer belirsizliğinin yarattığı bunalımdan hızla kurtulmakta ve takımın değişmez oyuncularından biri olma yolunda ilerlemekte. Her geçen gün takıma daha faydalı işler yapıyor. Bobo’nun yedeği olarak kulübede oturan Nobre ise bizleri şaşırtmaya devam ediyor. Bobo’nun sakatlanmasından sonra oyuna girdiğinde en az bir gol de onun atacağını ummuştum. Ama Nobre ayağına gelen kısmeti öyle bir harcadı ki kendi bile inanamadı. Bir an önce kendini toparlamasını umuyorum.
Gelelim maçın hakemine; Ben bu polis memuru arkadaşa hiç ısınamadım. Beşiktaş’la bir iç hesabı olduğunu düşünüyorum. Geçen sezon oynanan Kupa finalinde Fenerbahçe lehine uydurduğu penaltıdan sonra gözüm hep üzerinde oldu. Özellikle de Fenerbahçe – Galatasaray maçındaki korkaklığı verdiği kararlarla gönlündeki renkleri alenen belli etti. Umarım Bobo’nun ofsayt gerekçesi ile saymadığı golünü TV’den izlemiştir. Bu golü iptal ettiren yan hakemin de iyi niyetinden şüphe ediyorum. Çok kritik atakları ofsayt gerekçesi ile keserek Beşiktaş’ın farklı bir skor elde etmesini engelledi.
Buna karşın, Beşiktaşlı futbolcular da son vuruşlarda çok başarısızdılar. Biraz daha dikkatli olsalar ikinci yarıda farkı en az 4’e çıkartabilirlerdi. Özellikle Bobo’nun oyuna girmesiyle birlikte çok net 3 gol pozisyonu yarattılar. Ancak, Trabzon, Fenerbahçe ve Manchester ile ard arda yapılan maçlardan sonra futbolcuların bu hovardalığını hoş görmek gerekir. Önemli olan 3 puandı ve onu da alarak İstanbul’a döndüler.
Son sözü İbrahim Üzülmez’e ayırdım. Bu adam galiba yaşlanmayı engelleyen sihirli formülü buldu. Öyle bir top oynuyor ki ne desem, nasıl övsem az gelir. İyi ki varsın Deli İbrahim!
Sivasspor:0 – Beşiktaş:1
29.11.2009
MAÇIN AYRINTILARI
Stat: Sivas 4 Eylül
Hakem: Bünyamin Gezer, Ekrem Kan, Neşet Merdin, Taner Gizlenci (4.)
Sivasspor: Petkovic, Abdurrahman, Murat, Sedat, Faruk, Sezer, Cihan, Kadir (Dk.55 İbrahim Şahin) (Dk.79 Ferhat), Musa, Erman, Kamaran (Dk. 65 Zita)
Yedekler: Akın, Uğur, İbrahim Şahin, Yasin, Ziya, Ferhat, Muhammet.
Teknik Direktör: Muhsin Ertuğral
Beşiktaş: Rüştü Reçber, İbrahim Kaş, Ferrari, Sivok, İbrahim Üzülmez, Fink, Fabian Ernst, Tabata (Dk. 64 Uğur İnceman), Nihat Kahveci (Dk.88 Tello), Ekrem Dağ, Bobo (Dk.43 Nobre)
Yedekler: Korcan Çelikay, İsmail Köybaşı, Batuhan Karadeniz, Nobre, Uğur İnceman, Tello, Yusuf Şimşek.
Teknik Direktör: Mustafa Denizli
Sarı Kartlar: İbrahim Kaş( Dk.72), Rüştü Reçber (Dk.84)
İbrahim Şahin (Dk.67) Sivasspor
Gol: 29. dakikada sağ kanattan gelişen atağımızda İbrahim Kaş’ın ceza sahasına ortasında topa dokunan Bobo, ağları havalandırarak Siyah-Beyazlılarımız’ı 1-0 öne geçirdi.