Heyecansız Ve İddiasız Bir Maçtı

0
599

07.05.2010
Beşiktaş 2 : 0 Manisaspor

Yazının başlığından başlayalım; maçın özellikle ilk yarısı son derece heyecansız ve zevksizdi. İki takım da gol atma niyeti yokmuşcasına oynadılar. Gerek futbolcular gerekse taraftar için iddiasız bir maçtı. Sanki ligdeki dördüncülüğü kanıksamışlardı. Halbuki, matematiksel olarak halen 3. olma şansı vardı. Nitekim Cumartesi gecesi Galatasaray Antalyaspor’a yenilerek Beşiktaşla aynı puana geldi. Sivasspor maçındaki laubalilik olmasa şimdi Beşiktaş 3. sırada olabilirdi.

Beşiktaş’ta sakatlıklar bitmiyor. Kadrodaki sakatların bolluğu sayesinde Necip, İsmail Köybaşı, Rıdvan, Atınç gibi gençler forma şansı bulmaya başlamıştı. Rıdvan Beşiktaş alt yapısından yetişmiş ve pişmesi için Karşıyaka’ya yollanmış.  Bu gençleri keyifle seyrederken Rıdvan’a nazarımız değmiş olacak ki talihsiz bir şekilde sakatlandı. Simpson’un müdahalesi ile ayak bileği kırılan Rıdvan, hakem Özgür Yankaya’nın ilgisizliği yüzünden yerde dakikaklarca kıvrandı. Rıdvan’ın sadece bileği kırılmamış, yan çapraz bağları da kopmuş. Bu bağların kopması kırıktan daha vahimdir. Rıdvan en az 6-7 ay sahalardan uzak kalacak. Yazık oldu Rıdvan’a.

Necip’in, formayı giydiği her maç kendine güveni artıyor ve performansı yükseliyor. Ayrıca göze hoş gelen işler de yapmaya başladı. Seyirci kendisini çok sevdi. Bu gidişle seneye Beşiktaş’ın orta sahasının değişmezlerinden olabilir. Atınç’ı ilk kez izleme fırsatı buldum. Asıl oynadığı mevki neredir bilmiyorum ama bu maç defansın göbeğinde oynadı ve hiç de sırıtmadı. Boyu posu bu mevki için ideal. Yalnız sadece sol ayağını kullanıyor gibi gördüm. Sağ ayağını da kullanmaya başlarsa ve kendini geliştirirse o da Beşiktaş’ta rahatlıkla şans bulabilir.

İbrahim Toraman ve Üzülmez’e sevgim ve saygım her maç daha da artıyor. Toraman maça defansın göbeğinde başladı. Rıdvan sakatlanıp çıktıktan sonra sağ kanata geçti. İlk yarının sonunda Sivok sakatlanıp çıkınca tekrar defansın ortasına döndü. Bir maç içinde yeri bu kadar değiştirilen bir başka futbolcu var mıdır bilmiyorum. Bu çocuğun kalede bile başarılı olacağına inanıyorum. Üzülmez ise performansı ile hem gençlere örnek oluyor hem de takımı ateşliyor. Onun da 3 ciğerli olduğuna inanmaya başladım. Gençler bile, bir maç süresince  onun kadar depar atamıyorlar. Bu iki İbrahim de aldıkları her kuruşu hak ediyorlar.

Nihat bu maçta çok çalıştı. Çok pozisyona girdi, goller kaçırdı. Ancak, 69. dakikada İsmail’in yaptığı ortayı kafa vuruşu ile gol yaparak şansızlığına son verdi. Bu golden 2 dakika sonra Ernst’in ara pası ile çizgiye inen İbrahim Üzülmez Bobo’nun kaçtığı alana çok güzel bir orta yaptı. Araya giren Manisaspor’lu Hüseyin topu uzaklaştırmak isterken kendi kalesine yolladı ve Beşiktaş 2-0 öne geçti.

Gelelim Beşiktaş taraftarına; Maç başlamadan önce Fenerbahçe’nin Türkiye Kupasının kaybetmesini espirili bir dille alaya almaları çok hoştu. Küfür kesinlikle yoktu.  “Fener gol, gol, gol, 30 sene oluyor” tezeharüratlarına gülmemek elde değildi. Ayrıca “Urfa’nın etrafı dumanlı dağlar” türküsünü söylemeleri de ince bir zeka ürünüydü. Ama maç başladıktan sonra da, takımını destekleyeceğine, Fenerbahçe ile uğraşmalarını doğru bulmadım. Maç başlamadan önce, Fenerbahçe’nin kupayı kaybetmesini alaya alamaları anlaşılabilir. Ama bu alayı 90 dakikaya yaymanın da takımın konsatrasyonu bozacağının farkında olmak gerekir.

Maçtan önce Karabükspor’a, “Alın terindir omuzundaki yük, helal olsun sana şanlı Karabük” pankartı açmaları çok hoştu. Bunun asıl nedeninin Karabükspor’lu futbolcuların ve kulüp yönetiminin 1 Mayıs kutlamalarına katılmaları olduğunu düşünüyorum. Ben 1 Mayıs kutlamalarına Harbiye istikametinden katılmıştım. Aynı istikametten yürüyen  Çarşı gurubunu da gururla izlemiştim. Karabüksporlular ise Beşiktaş istikametinden yürüdükleri için görmemiştim. Ama bundan sonra Karabükspor benim de tuttuğum ikinci takımım olacak. ( Avrupa’da tuttuğum takımlar İspanya’dan Atletico Madrid, Almanya’dan ise St.Pauli’dir. Her iki takımın taraftarlarının Çarşı gurubu ile pek çok ortak yanı vardır.)

Çarşı gurubu, maçın ikinci yarısında açtıkları “İslam aleminin Kutlu Doğum Haftası mübarek olsun” pankartı ile siyasilere hoşgörü ve demokrasi dersi verdi. Ben de kendilerini bu tavırlarından dolayı kutluyorum.

Yazımı, “Küçük Şifo” lakaplı, 11 yaşındaki Mehmet Uzun’la bitirmek istiyorum. Mehmet Uzun SSPE hastalığına yakalanmış. Hastalığın ilerlemesi ile unutkanlık hat safhaya ulaşmış. Öyleki, anne ve babasının ismini bile hatırlayamaz olmuş. Buna karşın Beşiktaşlı futbolcuların isimlerini hiç unutmamış. En büyük isteği, en sevdiği futbolcu olan İbrahim Toraman’la tanışmakmış. Eskişehirspor maçı öncesi İstanbul’a gelerek Toraman’la tanışmış ve Beşiktaş forması ile maç seremonisine beraber çıkmış. Kimbilir nasıl mutlu olmuştur!

Mehmet Uzun bu hafta hayata gözlerini yummuş. Nedendir bilmem, hiç tanımadığım bu çocuk yüreğimi derinden sızlattı. Çok ama çok üzüldüm. Allah ailesine sabırlar versin.

Beşiktaş:2 Manisaspor:0
07.05.2010

MAÇ AYRINTILARI

Stat: BJK İnönü

Hakemler: Özgür Yankaya, Bülent Gökçü, İsmail Köse, Murat Özcan (4. Hakem)

Beşiktaş: Hakan, Rıdvan (Dk. 44 Atınç Nukan), Sivok (Dk. 46 Ernst), İbrahim Toraman, İsmail, Necip, Fink, Nihat, Tabata (Dk. 46 İbrahim Üzülmez), Tello, Bobo

Yedekler: Korcan, Cumali, Ernst, İbrahim Üzülmez, Atınç Nukan, Ali Kuçik

Teknik Direktör: Mustafa Denizli

Manisaspor: İlker, Ferhat, Hüseyin, Burak, Eren (Dk. 46 Momha), Güven, Yiğit İncedemir, Mehmet Nas (Dk. 71 Mehmet Güven), Nizamettin (Dk. 73 Dilaver), Isaac, Simpson

Yedekler: Bulut, Mehmet Güven, Ergin, Gabriel, Momha, Dilaver, Bülent

Teknik Direktör: Reha Kapsal

Sarı Kartlar: Eren (Dk. 15), Simpson (Dk. 57), Hüseyin (Dk. 78), Isaac (Dk. 80)

Goller: 69. dakikada İsmail’in ¬ceza sahasına gönderdiği uzun topa Nihat iyi yükselerek kafayı vurdu ve Siyah Beyazlılarımız 1-0 öne geçti.

71. dakikada soldan gelişen atakta İbrahim Üzülmez’in içeri yaptığı ortayı Hüseyin kendi ağlarına gönderdi ve durum 2-0 oldu.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here