Lig Şampiyonunu Belirleyen Hafta

0
619

16.05.2010
Bursaspor 2 : 1 Beşiktaş

Beşiktaş, şampiyonluk yarışından Fenerbahçe maçında kopmuştu. Hakem Hüseyin Göçek’in komploları olmasa Beşiktaş o maçı alır ve Fenerbahçe’yi yarış dışına iterdi. Fenerbahçe maçı yenilgisinden sonra da Beşiktaş motivasyonunu kaybetti ve sonraki maçlarında da gerekli performansı gösteremedi.

Son üç maçına çıkarken Beşiktaş’ın 10 futbolcusu sakattı. Bursaspor maçına da yedek ağırlıklı bir kadro ile çıkmak zorunda kaldı. Bu durumun tek sorumlusu Mustafa Denizli’dir. Türkiye’nin en iyi fizik-kondisyoneri olan Stefano Marone’yi kapris uğrana takımdan kovması Beşiktaş’taki sakatlıkların artmasına neden oldu. Gelecek sezon Marone’nin yerine en az onun kadar iyi bir kondisyoner transfer etmeleri, Quaresma’nın transferinden daha önemlidir.

Gelelim şampiyonun belli olduğu güne; Ne yalan söyleyeyim, Beşiktaş Bursaspor karşısında 1-0 geri düştükten sonra Fenerbahçe-Trabzonspor maçını izleyemeye başladım. İyi de etmişim, son derece heyecan dolu bir maç izledim. Arada skora bakmak için Beşiktaş-Bursaspor maçına da döndüysem de aklım hep diğer maçtaydı. Maçtan önce Trabzonspor hakkında çok spekülasyonlar yapılmıştı; “FB Kupa’yı Trabzonspor’a vermiş, buna karşın Trabzonspor’da ligde FB’ye yatacak ve şampiyon olmalarına yardımcı olacakmış.” Ancak Trabzonspor 90 dakika boyunca gösterdiği dirençle ve onurlu mücadelesiyle Fenerbahçe’yi şampiyonluktan etti.

Onurlu mücadele demişken Trabzonspor kalecisi Onur’u da tebrik etmeden geçmek olmaz. O kadar kritik kurtarışlar yaptı ki, tek başına FB’yi şampiyonluktan eden adam oldu. Bu çocuğun en kısa zamanda Milli Takım’ın kalesini devralacağına inanmaktayım. Bir de Egemen’in mücadele hırsını unutmamak gerekir. O kadar özverili oynadı ki, Aziz Yıldırım devre arasında bu futbolcuyu Şenol Güneş’e şikayet etmek zorunda kaldı. Aslında bu şikayet bir anlamda tehdit içeriyordu ama Şenol Hoca’ya sökmedi. Şenol Hoca yerinde başkası olsa bu uyarıdan mutlaka etkilenebilirdi. Zaten Aziz Yıldırım’ın da amacı buydu. Hakemleri tehdit edebilen bir başkandan başka türlüsü de beklenmezdi.

Bugüne kadar, Beşiktaş dışında şampiyon olan hiç bir takım benim ilgimi çekmedi. Beşiktaş şampiyon olamadıktan sonra kimin olduğu hiç umurumda olmaz. Ama bu sezon ilk kez Fenebahçe’nin şampiyon olmamasını istedim. Beşiktaş’ın oynadığı her maçı önemser ve heyecanlanırım. Gazozuna maç oynasa bile galip gelmesini arzularım. Ama hayatımda ilk kez Beşiktaş’ın yenilmesine üzülmedim. Bu duygularımı paylaşan pek çok Beşiktaş taraftarının olduğuna eminim. Hatta diğer takımların taraftarları da Fenerbahçe’nin şampiyonluğu kaybetmesine sevindiğini biliyorum. Fenerbahçe taraftarı dışında herkes Bursaspor’un şampiyonluğuna sevindi. Aslında bu sevincin nedeni Bursaspor’a karşı olan bir sempati değil, tam tersine Fenerbahçe’nin yarattığı antipatidir.

Şimdi gelelim neden Fenerbahçe’nin bu kadar antipatik bulunduğuna; Bu antipatinin tek sorumlusu Aziz Yıldırım ve yönetimidir. Aziz Yıldırım, yıllardır verdiği demeçlerle etrafına nefret saçmaktadır. Bu nefret saçan demeçlerden bazılarını hatırlamak isterim; Öncelikle GS’ın UEFA şampiyonluğunun tesadüf olduğunu ileri sürmesi, kıskançlığını ve acizliğini ortaya koymuştu. Fenerbahçe kongresinde, “Futbolun sadece sahada kazanılmadığını öğrendim” demesi Fenerbahçe’ye kazandığırdığı şampiyonlukların üzerine kara bir leke çalınmasına neden oldu. Bu sözleri bu sezon da unutulmadığından, son maçlarında kaleci hataları ile kazandıkları maçlara hep şüphe ile bakıldı.

Aziz Yıldırım, “Bir gün herkes Fenerbahçeli olacak”, “Tek büyük Fenerbahçedir”, “Fenerbahçe tektir, diğer 17 takıma karşı mücadele ediyor” gibi söylemleri ile tüm futbolseverlerin antipatisini kazandı. Ben  şahsen hayatımın hiç bir döneminde bir başka kulübe karşı antipati duymadım. Benim Fenerbahçe’ye karşı antipatim aslında Aziz Yıldırım’ın Fenerbahçe’sinedir. Ligin Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray olmadan keyifsiz ve heyecansız olacağının bilincinde olan biri olarak Fenerbahçe’ye karşı duyduğum antipatinin geçici olduğunu ve tek sorumlusunun Aziz Yıldrım olduğunu düşünüyorum.

Bu sene Fenerbahçe’nin  şampiyon olmamasını istemememin en önemli nedenlerinin başında Aziz Yıldrım’ın itici demeçlerinin yanı sıra ligde yaşanan iki olay gelmektedir. Bu olaylardan birincisi kaleci Volkan’ın GS maçının son dakikalarında topu kıçı ile istop ederek rakibini aşağılaması, ikincisi ise Beşiktaş maçında Bilica’nın penaltı noktasında kazdığı kuyu idi. Fenerbahçe yönetiminin bu ahlaksızları cezalandırmaması, yapılan hareketleri onaylamaları anlamına geldiğinden, bende inanılmaz bir Fenerbahçe antipatisi yarattı. Fenerbahçe yönetimi, bu iki olay karşısındaki basiretsiz tutumları ile Fenerbaçe’nin büyüklüğünü gölgelemiş,  başarı için her türlü çirkefliğin mübah sayıldığı bir kulüp haline getirmişlerdir.

Bende ki Fenerbahçe antipatisinin bir nedeni de bazı FB’li futbolcuların saha içindeki sportmenlik dışı agresif tutumları ve sürekli hakemleri aldatmaya yönelik tavırlarıdır. Bu tür futbolcular her takımda olabiliyor ama bir takımda üçten, dörtten fazla olunca tüm takımın sevilmemesine neden oluyorlar. Fenerbahçe’de de durum budur. Emre, Lugano, Bilica, Volkan gibi isimlerin aynı takımda yer alması bile o takımın antipatik bulunması için yeterlidir.

Bursaspor:2 – Beşiktaş:1
16.05.2010

MAÇIN AYRINTILARI

 

Stat: Bursa Atatürk

Hakemler: Cüneyt Çakır, Tarık Ongun, Mühittin Gürses, Mete Kalkavan (4.)

Bursaspor: İvankov, Ali Tandoğan, Mustafa Keçeli, Ömer, İbrahim, Bekir, Erdinç, Batalla (Dk.82 Eren), Sercan (Dk.70 İsmail), Ozan, Turgay.

Yedekler: Yavuz, Tuna, İglasias, İsmail, Serdar, Veli, Eren.

Beşiktaş: Rüştü Reçber, Fink (Dk.74 Cumali Bişi), İbrahim Toraman, Sivok, İbrahim Üzülmez (Dk.61 Uğur İnceman), Necip Uysal, Fabian Ernst, Tello, Nihat Kahveci, İsmail Köybaşı, Nobre.

Yedekler: Korcan Çelikay, Cumali Bişi, Atınç Nukan, Ali Kuçik, Uğur İnceman.

Sarı Kartlar: Necip Uysal (Dk.26), Fink (Dk.64)
Bekir (Dk.40),Ozan İpek (Dk.84) Bursaspor

Goller: 32. dakikada Batalla’nın golüyle Bursaspor 1-0 öne geçti.

44. dakikada gelişen Bursaspor atağında araya giren İbrahim Toraman, ters vuruş yapınca top ağlarımızla buluştu (2-0).

87. dakikada Uğur İnceman’ın golüyle fark 1’e indi (2-1)

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here