Kolayı Zor Eylemek

0
490

17.10.2009
Beşiktaş 2 : 1 Kasımpaşa

Maç öncesinde tüm camianın konuştuğu tek bir konu vardı: Acaba taraftar grupları yine yönetim aleyhine protesto gösterilerinde bulunacak mıydı? Beşiktaş’ın bu maçı alarak çıkışını sürdürüp sürdürmeyeceği nerdeyse kimsenin umurunda değildi. Aslında bu ruh halini, hafta içinde Yıldırım Demirören’in yaptığı açıklamalar doğurmuştu. “Tribünleri temizleyeceğim” şeklindeki demeçleri tüm camiayı germeye yetmişti

Taraftar da, teknik heyet de, futbolcular da bu ruh haliyle İnönü Stadyumuna geldiler. Maç başlamadan önce taraftarlar, geçen haftaki kadar şiddetli olmasa da, Başkan Demirören ve yönetimini protestoya devam ettiler. Ancak bu kez takımlarına da sahip çıktılar. Futbolcuları tek tek tribünlere çağırarak gönüllerini almak istediler. Bu konuda tek bir istisna vardı; Rüştü, taraftarın tüm ısrarına rağmen, tribünlere gitmedi. Hatta bir ara, Hakan Arıkan Rüştü’yü kolundan çekerek tribünlere götürmek istedi. Ama Rüştü kararlı tavrını sürdürdü. Rüştü’yü bu onurlu tavrından dolayı kutluyorum. Bir zamanlar aynı onurlu tavrı Runje de göstermişti. Beşiktaş taraftarı artık futbolcuların onurlarını kırmadan protesto etmeyi öğrenmeliler.

Beşiktaş takımı oyuna çok istekli başladı. Maçın daha 8. dakikasında Nihat’la golü buldu. Gol sonrasında tüm takımın Mustafa Denizli’ye koşması anlamlıydı. Tribünler, gol sevincini doyasıya yaşayamadan Demirören ve yönetimini protesto etmeye başladılar. Tribünlerin bu tutumu takımı olumsuz etkiledi ve 38. dakikadaki 2. gole kadar ayrı bir kimliğe büründüler. Maçın başında rakibe pres yapan, ayağa top yapan takım bir anda yok oldu ve takım olarak geri yaslanmaya başladılar. Bu dakikalar içinde rakibe gol pozisyonu vermediler ama kendileri de pozisyon üretemediler.

Gol sevinci yaşanırken, tüm futbolcular olduğu kadar teknik heyet de büyük bir acemilik içindeydi. Takım yerleşme düzenini almadan rakip takım oyunu başlatıp golü bulabilirdi. Bunu fark eden Rüştü orta sahaya gelerek, santra yuvarlağı içerisinde ayakkabı bağını bağlamaya başladı. Kasımpaşaspor, santra yuvarlağından topu boş Beşiktaş kalesine yollasa da, Rüştü’nün pozisyonundan dolayı hakem oyunu başlatmadığını belirterek bu golü iptal etti. Bu tip durumlarda, bir futbolcunun mutlaka rakip yarı sahasında bulunup, oyunun başlamasını engellemesi gerekir.

İkinci golde Tabata’nın asisti hem çok yerinde hem de çok estetik idi. Tabata’da ısrar edilirse Beşiktaş’a faydalı işler yapacağına inanmaya başladım. Atılan iki golün, kazandırdığı 3 puan kadar Nihat ve Bobo’nun kendilerine gelmelerinde de önemi büyüktü. Bu iki golcüde uzun zamandır süren bir özgüven eksikliği vardı. Nihayet şeytanın bacağını kırdılar. Bundan sonra daha etkili bir futbol oynayacaklarını düşünüyorum. Taraftar, bu 2. golden sonra da Demirören ve yönetimini protesto etmeye devam etti. Bu protestoların haklılığına katılıyor olmama rağmen zamanlamasını uygun bulmuyorum. Maçın oynandığı 90 dakika boyunca sadece takımın desteklenmesi, protestoların ise maçtan sonraya bırakılması gerektiğine inanıyorum.

Hazır söz futbolculardan açılmışken diğerlerine de bir göz atalım: Yusuf kalitesine hiç yakışmayacak bir tempoda oynadı. Sorumluluktan kaçtı. Toraman henüz hazır değil. Nitekim maçın sonlarına doğru yaptığı hata ile hem Ferrari’nin oyundan atılmasına hem de penaltıya yol açtı. Oyuna ikinci yarıda giren Serdar Özkan ve Uğur İnceman öyle kolay birer gol kaçırdılar ki tüm tribünlere saç baş yoldurttular. Maçın en iyi iki futbolcusu İsmail Köybaşı ile Ekrem Dağ idi.

Maçın 2. yarısında itibaren Beşiktaş’lı futbolcular oyunu rolantiye aldılar. Tribünler de sahadakilere uyunca oyunun çivisi çıktı. Tribündekiler sıkıntıdan Yılmaz Vural ile şakalaşmaya başladılar. Bu şakalara Yılmaz Vural da katılınca taraftar iyice maçtan koptu. Maç böyle biter derken Ernst 2. sarı karttan oyundan atıldı. Ernst’e gösterilen ilk sarı kartın çok ağır bir karar olduğunu düşünüyorum. Ama Ernst tecrübesinde bir oyuncunun da, sarı kartı varken rakibi formasından çekmemesi gerekirdi. Maçın kontrolünü elinden kaçıran Hüseyin Göcek, Ferrari’nin Cenk’le omuz omuza giriştiği mücadeleyi penaltı ile değerlendirmesi ve Ferrari’ye kırmızı kart göstermesi çok acemiceydi. Acaba aynı pozisyon Galatasaray ya da Fenerbahçe maçında olsa sevgili hakemimiz aynı kararları verebilir mi merak ediyorum. Göcek sayesinde Beşiktaş, önümüzdeki hafta Eskişehirspor deplasmanına Sivok, Ernst ve Ferrari’den yoksun olarak gideecek. Benim de bundan sonra gözüm Hüseyin Göcek’in de üzerinde olacak.

Heyecansız geçen maçın 87. dakikasında hakem Göcek öyle bir heyecan fırtınası yarattı ki görülemeye değerdi. Kasımpaşaspor penaltıdan sonra 2. golü atamayınca hakem Göcek de “kahraman” olabilme şansını yitirmiş oldu.

Bu sezon rakiplerin maçlarına da bakacağız dedik ya, Galatasaray-Trabzonspor maçına ve dolayısıyla M.Kamil Abitoğlu’nun performansına bir göz atalım; Arda Gabriç’e kayarak tekme atıyor, topla hiç ilgisi yok, doğrudan rakibe yapılmış kasti bir faul. Bu hareketin cezası kırmızı kart ama sayın Abitoğlu sarısını bile gösteremiyor. Bundan cesaret alan Arda daha da sertleşiyor ve her pozisyona itiraz etmeye başlıyor. Abitoğlu Arda’ya itirazlarından dolayı sarı kart göstermek zorunda kalıyor. Oysa Arda bu maçta mutlaka ihraç edilmeliydi.

Dakika 59 ve maç 2-2. Serkan defansın arkasına sarkıyor, kaleye doğru topu sürüyor. Arkadan yetişen Mustafa Sarp Serkan’ı itirek yere indiriyor. Bu pozisyon dünkü Ferrari’nin pozisyonundan daha ağır ve bariz olmasına rağmen M.Kamil Abitoğlu pozisyonu devam ettiriyor. Ettiriyor çünkü pozisyon ceza sahası içinde. Burda çalacağı düdük penaltı anlamına gelir ve M. Sarp’ın kırmızı kart görmesi gerekir. Ama M.Kamil Abitoğlu’nun cesareti yok. Nedense bu hakemler sadece Beşiktaş karşısında cesaret gösteriyorlar. Abitoğlu’na da bir mim koydum, gözüm üstünde.

Beşiktaş:2 – Kasımpaşa:1
17.10.2009

MAÇIN AYRINTILARI
Stat:
 BJK İnönü

Hakemler: Hüseyin Göçek, Bahattin Duran, Cemal Bingül, Mete Kalkavan (4.)

Beşiktaş: Rüştü Reçber, Ekrem Dağ, İsmail Köybaşı, Sivok, Ferrari, İbrahim Toraman, Fabian Ernst, Nihat Kahveci (Dk.80 İbrahim Üzülmez), Tabata (DK.62 Uğur İnceman), Yusuf Şimşek (Dk.62 Serdar Özkan), Bobo.

Yedekler: Hakan Arıkan, İbrahim Kaş, İbrahim Üzülmez, Fink, Uğur İnceman, Nobre, Serdar Özkan

Teknik Direktör: Mustafa Denizli

Kasımpaşa: Tolga, Özgür, Barış, Merthan, Sancak, Yasir (Dk.43 Yekta), Emre Toraman, Keller, Murat Erdoğan (Dk. Murat Akın), Azer (Dk. 69 Cenk İşler), Moritz.

Yedekler: Fırat, Murat, Ergün, Tunca, Yekta, Martin, Cenk

Teknik Direktör: Yılmaz Vural

Sarı Kartlar: Nihat Kahveci (Dk.61), İbrahim Toraman (Dk.71), Sivok (Dk.75)
Moritz (Dk.74), Barış (Dk.84), Özgür (Dk.90+5)Kasımpaşa

Kırmızı Kartlar: Fabian Ernst (Dk.60, Dk.83 çift sarı karttan), Ferrari (Dk.87)

Goller: 8. dakikada Tabata’nın pasında Nihat Kahveci, ceza sahasının dışından sert vurdu, defansa çarpan top ağlarla buluştu (1-0).

38. dakikada Tabata’nın topuk pasında topla buluşan Bobo, meşin yuvarlağı ağlarla buluşturarak Ekibimiz’i 2-0 öne geçirdi.

89. dakikada Kasımpaşaspor Moritz’in penaltıdan kaydettiği golle farkı 1’e indirdi (2-1).

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here