Geçen hafta başlayan taraftar protestolarını anlayabilmek için Beşiktaş’taki gelişmeleri aşağıdaki başlıklar altında inceleyeceğiz:
1) Beşiktaş’ın finansal durumu
2) Beşiktaş’taki yönetim zaafiyeti
3) Yönetim – taraftar ilişkileri
Öncelikle Beşiktaş’ın finansal durumunu incelemeye başlayalım:
1) FİNANSAL DURUM
Beşiktaş’ın yayınlanan son mali tablolarına baktığımızda, son mali dönemdeki zararının 30 milyon TL olduğunu, özkaynaklarının ise eksi 15 milyon TL’ye düştüğünü görmekteyiz. Bu zarar sadece son mali döneme ait. Yani Beşiktaş’ın toplam borcu değil. Toplam borç konusunda spekülasyonlar halen devam etmekte. Kimse tam rakamı bilmiyor.
Finansal tablolara baktığımızda, Beşiktaş’ın gelirlerini artıramadığını, buna karşın giderlerinin ise çığ gibi büyüdüğünü görmekteyiz. Özkaynakları negatife dönmüş normal bir iktisadi işletmenin, bu mali tablolar ile kanunen iflas etmesi gerekir. Beşiktaş’ı resmi iflastan şimdilik 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin belirlediği bilirkişi heyeti kurtarmış. Bilirkişi heyeti, maddi olmayan duran varliklari (bunların önemli bir kısmı futbolcuların lisans bedeleridir), defterde gozuken 51 milyon yerine 322 milyon olarak degerlendirerek Beşiktaş’ı iflastan kurtarmis gozukuyor. Ancak, bu değerlendirmenin içinde Galatasaray’a bedelsiz giden ve kayıtlarda 5 milyon dolar olarak gözüken Gökhan Zan’ın lisans bedeli, Bursa’ya kiralık olarak yollanan ve yıılık ücretinin önemli bir kısmı Beşiktaş tarafından ödenen Zapaotocny’nin de lisans ücreti dahil. Beşiktaş, kadrosundaki futbolcuların bu değerlendirilmesi ile Avrupa’nın en değerli kadroya sahip ilk 20 kulübü içinde yer almış oldu. Beşiktaş, şimdilik, bilirkişi heyetinin bu değerlendirmesiyle TTK 324. madde kapsaminda olmaktan, yani münfesih olmaktan kurtulmuştur.
Beşiktaş bugüne kadar, negatife dönen nakit akışını halka açık olan Beşiktaş A.Ş.’yi kullanarak finanse etmiştir. Yapılan halka arz manevraları ile hisse satımına gidip, bu gelirleri finansman ihtiyacında kullanmıştır. Görünen o ki, bu kaynak da artık kurumuş. Beşiktaş’ın bu mali yapısı yakın bir gelecekte Beşiktaş A.Ş’ye sermaye koymayı zorunlu hale getirecektir. Hatırlanacağı üzere Beşiktaş A.Ş’nin en büyük ortağı (%70 oranında) BJK Derneğidir. BJK Derneğinin gelirlerinin önemli bir kısmı Beşiktaş A.Ş’den gelmektedir. Bu durumda BJK Derneğinin gerekli sermayeyi koyabilmesi için tek bir yol vardır; Varlıklarını satmak. Derneğin elinde para edebilecek en önemli varlık Fulya’dır. Basiretsiz yöneticiler sayesinde, Beşiktaş’ın geleceği olarak kabul edilen bu değerli mülkün de elden gitmesi kaçınılmaz gözüküyor.
Çok karamsar bir tablo çizdiğim düşünülebilir. Ama mali tablolara bakınca bu öngörünün kuvvetle muhtemel olduğu görülüyor. Beşiktaş’ın rakipleri düzeni olarak gelirlerini artırırken Beşiktaş’ın gelirleri sürekli eksiliyor. Bunun en güzel örneğini, yayın gelirleri, loca ve kombine kart gelirlerinde görmekteyiz;
Galatasaray’ın yayın gelirleri ve Seyrantepe stadyumu açıldığında elde edeceği gelirler;
- 20,000 Kombine bilet 20,000,000 TL
- 4,754 Vip Kombine 17,114,000 TL
- 154 adet Loca 15,176,000 TL
- Yayın gelirleri (2010) 14,285,000 TL
- Toplam Gelir 66,575,000 TL
Fenerbahçe’nin yayın ve stadyum gelirleri aşağıda çıkartılmıştır. Fenerbahçe yönetimi loca sayısını artırmak için çalışmalar yapmaktadır.
- 24,000 kombine bilet 30,000,000 TL
- 60 adet loca 7,497,000 TL
- Yayın gelirleri (2010) 15,183,000 TL
- Toplam Gelir 52,680,000 TL
Şimdi de Beşiktaş’ın yayın ve stadyum gelirlerine bir göz atalım:
- 11,000 kombine bilet 6,000,000 TL
- 40 adet loca 7,500,000 TL
- Yayın gelirleri (2010) 16,326,000 TL
- Toplam Gelir 29,931,000 TL
Beşiktaş’ın gelirlerindeki yayın gelirlerinin fazlalığı geçen sezon elde ettiği şampiyonluk sayesindedir. Bilindiği üzere yayın gelirleri ligdeki sıralamaya göre yapılmaktadır.
Galatasaray ve Fenerbahçe yönetimleri spor ekonomisini Beşiktaş’tan daha iyi yönetiyorlar. Yönetime girebilmek için para verecek pek işadamı Başkanların kapısında kuyruğa girerken, Yıldırım Demirören yöneticilerden para almak yerine, kendi cebiden harcama yapıyor. Tabii bunun karşılığında da kulübü tek başına istediği gibi yönetiyor. Galatasaray ise varlık zengini. Seyrantepe bir yana, Florya’dan çıkıp Küçükçekmece’deki yeni yerlerine taşındıklarında Florya’dan elde edecekleri gelirle uzun yıllar kulübü sorunsuz idare ederler. Ellerindeki Riva arazisi de cabası.
Devam edecek….