SL 28. Hafta – 19.04.2009
Beşiktaş 0 : 0 Bursaspor
Savcılar Ergenekon’u başka yerlerde, özellikle de Türkan Saylan gibi eli öpülesi insanların evlerinde aramasınlar; Ergenekon (!) futbol sahalarında at oynatıyor. TFF ve MHK milyonlarca futbol taraftarını aptal yerine koyarak, tezgahlarını yeşil sahalarda uygulamaya koyuyorlar.
Beşiktaş maçının yorumuna geçmeden önce rakiplerin neler yaptıklarına bir bakalım: “Lâ ilâhe illâllâh” dedikleri için lider olduğunu iddia eden Bülent Uygun’un Sivasspor’una bir puan zorla ikram edildi. İkramı yapan ise polis memuru hakemimiz Bünyamin Gezer idi. Maçın 88. dakikasında Konyaspor’dan Cihan ceza sahasına giriyor, Sivasspor’lu defans oyuncusu iki eli ile topa dokunuyor, top Cihan’ın önünde kalıyor ve Cihan Petkoviç’i çalımlayıp boş kaleye giderken Petkoviç eli ile Cihan’ı düşürüyor, polis memuru hakem Bünyamin Gezer ise pozisyonun içinde olmasına rağmen bu iki hareketi de görmezlikten geliyor ve oyunu devam ettiriyor.
Geçen hafta Mecnun Odyakmaz’ın “Bizi şampiyon yapmayacaklar” diye ortalığı ayağa kaldırmış olması işe yarıyor ve MHK’dan tembihli Bünyamin Gezer, hakemlerin ne kadar objektif davrandığını göstermek için(!) penaltıyı vermiyor. Aynı polis memuru arkadaş, Fenerbahçe maçında da Cisse’yi faul bile sayılmayacak bir pozisyonda oyundan atarak Beşiktaş’ı 10 kişi bırakmış ve Beşiktaş’ın nizami bir golünü saymamıştı. Bu memur arkadaşın yönettiği maçları izlemeye devam etmek lazım. Futbolun Ergenekon’u(!) hakkında çok güzel ip uçları veriyor.
Galatasaray- B.Belediye maçı ise sonucu önceden belli olan bir maçtı. Beşiktaş ve diğer rakiplerine karşı oynadıkları maçlarda canını dişine takan B. Belediye oyuncular Galatasaray’a karşı nerdeyse sahada 90 dakika yürüdüler. Beşiktaş maçında kenardan oyuncularına avazı çıktığı kadar bağırarak talimatlar yağdıran Abdullah Avcı nerdeyse maç boyunca kulübeden dışarı bile çıkmadı. Maç bitiminde bir tek havaya sıçrayıp sevinmediği kaldı. B.Belediye’den Bebe ve Tjikuzu’yu özel olarak incelemek lazım. Bu futbolcuların Galatasaray’a karşı oynadıkları performansları ile diğer maçlardaki performanslarını karşılaştırıp öyle yargılamakta yarar var.
MEŞHUR OLMAYA GELMİŞ BİR HAKEM DAHA !
Gelelim Beşiktaş-Bursaspor maçına; Bu maçın çok büyük stres altında geçeceği belli idi. Bursaspor’un hem yönetimi hem de taraftarı husumet ve kin gidiyorlar. Bu kin dolayısıyla da futbolcularını aşırı motive ediyorlar. Sivasspor’un puan kaybından sonra böyle bir maçta Beşiktaş’ın son derece sakin ve sabırlı oynaması gerekirdi. Ama Mustafa Hoca’nın orta sahayı emanet ettiği Delgado ve Tello bu maçın ciddiyetinin farkında değillerdi. Oyunda kaldıkları sürece hiç insiyatif almadılar.
Beşiktaş son 3-4 maçtır oyuna iyi başlayamıyor. İlk yarı kötü, ikinci yarıda ise çok iyi oynayan bir takım seyrediyoruz. Bu maçın ilk yarısında da çok kötü bir Beşiktaş izledik. Oyunu rakip sahaya yıkabilmek için önce forvetlerin rakip defansa baskı yapması, sonra da orta saha oyuncularının ayağa pas yapmaları gerekir. Bobo ve Holosko rakibe yeterince pres yapamadılar. Orta sahada da Delgado ve Tello insiyatif alamayınca Beşiktaş oyunu kendi sahasında kabullenmek zorunda kaldı. Nobre’nin eksikliği 90 dakika boyunca kendini hissettirdi.
Beşiktaş’lı futbolcular art niyetli hakemleri fark edip, ona göre tedbirli oynamayı bir türlü öğrenemediler. Beşiktaş maçları, parlayıp yıldız olmak isteyen hakemler için bulunmaz bir nimet. Bu maçlarda bol sarı ve kırmızı kart gösterip, Beşiktaş’ın gardını düşüren ve mağlup olmasını sağlayan haklemler bir anda herkesin gözdesi oluyorlar. Deniz Çoban isimli bu hakem daha maçın başında niyetini belli etti. Trübinde oturan herkes,”İkinci Papilla geldi” yorumunu daha ilk on dakika içinde yaptılar. Beşiktaş aleyhine verdiği fauller ve Bursaspor’a vermediği fauller ile niyetini baştan belli etti.
Maçın daha 31. dakikasında İbrahim Toraman’a ilk sarısını gösterdi. Maçın 44. dakikasında ise İbrahim Toraman rakip ceza sahasında topa kafa vurmak için yükseliyor ve rakip Toraman’ı itip pozisyonu bozuyor, top da bu arada Toraman’ın eline çarpıyor. Kahraman olmak için gelmiş olan Deniz Çoban fırsatı kaçırmıyor ve hemen ikinci sarı karttan Toraman’ı oyundan atıyor. Ama, aynı hakem ceza sahası içinde Delgado’nun şutunu eliyle uzaklaştıran Ömer Erdoğan’a ne kart gösteriyor ne de tartışma götürmeyecek olan bu penaltıyı verebiliyor. Üstelik de pozisyonun hemen yanı başında iken. Bobo’ya kendini yere attığı gerekçesi ile sarı kart gösteren hakem aynı hareketi yapan Shin Young’a, eliyle, “Kendini yere attın, ayağa kalk”diye işaret ediyor ama kartını gösteremiyor. Yine ceza sahası içinde Bobo’ya arkadan tekme sallayan Tuna Üzümcü’nün pozisyonunu görmezlikten geliyor. Ama bu hakem, maçtan sonra, başta Erman Toroğlu gibi tüm Beşiktaş düşmanlarının takdir ve övgüsünü kazanıyor.
Beşiktaş maçın ikinci yarısında 10 kişi kalmasına rağmen Bursaspor’u sahasından çıkartamadı. Tüm oyuncular nerdeyse iki kişilik oynadılar. İkinci yarının daha hemen başında Holosko kaleci ile karşı karşıya kalıp öyle bir gol kaçırdı ki, izleyenlere saç-baş yoldurdu. 68. dakikada Yusuf, 76. dakikada Ekrem ve 89. dakikada İbrahim Üzülmez mutlak gol pozisyonlarını gole çeviremediler. İkinci yarıda Ernst muhteşem bir futbol ortaya koydu. Sahada ayak basmadık yer bırakmadı. Ama olmayınca olmuyor; 10 kişi ile bu kadar çok pozisyona girip gol atamamak Beşiktaş’ın şansızlığı idi.
Son sözüm Beşiktaş taraftarına, özellikle de Çarşı grubuna: Sizlerin Beşiktaş sevgisi ve sadakati dünyanın hiç bir seyircisinde yok. Ama bu sizin etkili bir seyirci olduğunuz anlamına gelmiyor. Maçı yönlendiremiyorsunuz. Yaptığınız besteler gerçekten çok iyi ve anlamlı ama sahadaki oyunculara bir fayda sağlamıyor. Rakip takımı etkilemiyor. Hakemi ise hiç bir şekilde baskı altına almıyor. Hakem Beşiktaş’ın penaltısını vermiyor, Çarşı grubu farkında bile değil, beste yarışması yapıyorlar. Hakem Toraman’ı oyundan atıyor yeterli bir tepki yok. Hakem rakbin faullerini görmezden geliyor, Çarşı grubu halen bestelerini söylemeye devam ediyor.
Diğer tribünler çarşı grubundan daha duyarlı davranıp gerektiği yerde hakeme ve maça ıslıkları ve protestoları ile etki etmeye çalıştılar. Çarşı grubunun fonksiyonu bu olmamalı. Belli ki liderlik yapan Alen gibi kadrolar artık heyecanlarını yitirmişler. Sadece yasak savmak için o tribüne çıkıyorlar. Çarşı gurubunun acilen kan değişikliğine gitmesi gerekir. Bu mevcut kadroları ile etkili bir taraftar grubu değil, güzel bir koro olarak kalmaya devam ederler..
Beşiktaş:0 Bursaspor:0
19.04.2009
MAÇIN AYRINTILARI
Hakem: Deniz Çoban, Mustafa Emre Eyisoy, Asım Yusuf Öz, Mürvet Sezer (4.)
Stat: BJK İnönü
Beşiktaş: Rüştü Reçber, Ekrem Dağ, İbrahim Toraman, Gökhan Zan, İbrahim Üzülmez, Sivok, Fabian Ernst, Holosko (Dk.74 Serdar Özkan), Delgado (Dk. 59 Yusuf Şimşek), Tello (Dk.46 Cisse), Bobo.
Yedekler: Hakan Arıkan, Zapotocny, Yusuf Şimşek, Serdar Özkan, Serdar Kurtuluş, Cisse, Uğur İnceman.
Teknik Direktör: Mustafa Denizli
Bursaspor: Ivankov, Volkan, Romaschenko (Dk.10 Yenal / Dk.64 Gökhan Güleç), Shin Young, Veli (Dk.84 Halil), Krita, Tuna, Ali Tandoğan, Ömer Erdoğan, Mustafa Keçeli, Mustafa Sarp.
Yedekler: Yavuz, İbrahim, Gökhan, Halil, Yenal, Bekir, Kemal.
Teknik Direktör: Ertuğrul Sağlam
Sarı Kart: Bobo (Dk.42)
Kırmızı Kart: İbrahim Toraman (Dk.31 ve Dk.44 ikinci sarı karttan)