Büyük Kaptan, ‘Güzel İnsan’,
Neydi acelen böyle apar topar? Şampiyonluğu bile doya sıya kutlayamadan bu gidişin şık olmadı. Kimleri özledin de acele ettin böyle? Yusuf Tunaoğlu’nu mu, Baba Hakkı’yı mı, Cenk Koray’ı mı? Kimi?
Hastalığının kritik bir döneme girdiğini okudum internetten. 12 Temmuz Pazar günü seni ziyarete geldim hastaneye. Ama yoğun bakımda olduğundan göstermediler. İyi ki de göstermediler Kaptanım ! Seni yatakta bitkin bir şekilde görmeyi kaldımazdı yüreğim. Ben seni hep Mithat Paşa Stadyumundaki görüntünle hatırlamak istiyorum.
Hastaneye gelirken yanımda şampiyonluk ile ilgili kitabımı getirmiştim. İçine de, “ Büyük Kaptan, Güzel İnsan, Hadi bir an önce iyileş. Kutlamalara bekliyoruz” seni yazmıştım. Bu kitap bir nebze de olsa keyfini yerine getirir diye umuyordum. Olmadı, veremedim sana. İyileştiğinde sana vermesi için, yol arkadaşın Asuman ablaya bıraktım kitabı.
21. yüzyılda 60’lı yaşlar genç sayılmaya başlandı. Sen de o yaşlardaydın Kaptan. Bu yüzden kabullenmek kolay değil bu ayrılığı. Sen bu kısa yaşamına çok şey sığdırdın, yaşadığın her günü kaliteli yaşamaya özen gösterdin. Yaşamın süresince etrafına sevgi saçtın. Sevgini paylaştıkça sevenlerin çoğaldı. Bu dünyada senin kadar kaç insan bu kadar çok sevildi Kaptanım?
Beşiktaşlılar çok sevdi seni. Ama Beşiktaşlı olmayanlar da bizler kadar sevdi seni. Çünkü sen herkesi çok sevdin Kaptanım ! Köşe yazılarını her taraftar grubu keyfle okudu. Çünkü yazılarına da sevgini katıyordun. Bugün Fenerbahçe ve Galatasaray taraftar dernekleri de başsağlığı mesajları yayınladılar. Kaç köşe yazarına nasip oldu bu sevgi Kaptanım?
Kendi iç güzelliğini hep başkalarına atfettin sen. Sevdiğin herkese “Güzel İnsan” diye hitap ederdin. Oysa güzeller güzeli sendin Kaptanım. Sevgiyi ve güzelliği sen öğrettin bizlere.
Son bir kez daha seninle kadeh tokuşturmayı o kadar çok isterdim ki ! Ama biliyorum imkansız. Yunus Emre’nin de dediği gibi, belki bir gün “Hak şarabı”ndan içeriz birlikte. Yolun ışık olsun Güzel İnsan !