Ve İşte Mutlu Son

0
713

30.05.2009
Denizli 1 : 2 Beşiktaş

Son haftaya kadar süren heyecan dolu lig nihayet Beşiktaş’ın şampiyonluğu ile sona erdi. Beşiktaş bu şampiyonluğu elde ederken sadece rakipleri ile savaşmadı. Hakemler, diğer takımların lobileri, federasyon, basın ve özellikle Beşiktaş düşmanı futbol yorumcuları ile de mücadele etti. Emeği geçen herkese yürek dolusu teşekkür etmek istiyorum.

Lige Ertuğrul Sağlam’la başlayan Beşiktaş yönetimi, Sinan- Ertuğrul çift başlılığının Beşiktaş’ı uçuruma götüreceğini 6. haftada gördü ve Mustafa Denizli’yi göreve getirdi. Mustafa Denizli göreve geldiğinde, 12 Ekim 2008 tarihinde şu satırları yazmıştım;  “Denizli, bugünkü ortamda Beşiktaş’a en faydalı olabilecek hocadır. Bir yabancı teknik direktörün takımı ve rakipleri tanıması, Türkiye’ye adapte olması nerden baksanız en az altı aydır. Denizli, Türkiye ligini bilen, futbol kariyeri başarılarla dolu bir kişidir. Her şeyden önemlisi, Beşiktaş taraftarıdır ve bunu hiç bir zaman saklamamıştır.”

En sevmediğim şey “Ben demiştim” cümlesini kullanmaktır. Ama kullanmadan da edemeyeceğim. Gençlerbirliğini 3-1 yendiğimiz maçta, yani ligin henüz 7. haftasında şampiyonluk konusunda Mustafa Denizli’ye güvenimi şu cümlelerle ifade etmiştim; “Mustafa Denizli ile Beşiktaş’ın iyi bir yerlere geleceğine, şampiyonluğun en büyük adayı olacağına inanıyorum. Denizli’ye istediği çalışma ortamı yaratılırsa (Sinan Engin takrar geri çağrılmazsa) şampiyonluk hiç de uzak bir ihtimal olmaz.” Bu satırlar sadece benim değil, pek çok Beşiktaşlının duyguları idi. Mustafa Hoca da bizleri yanıltmadı.

 

Şampiyon olmaya aday bir takımın teknik heyetinde, teknik bilginin yanı sıra,  bulunması gereken üç önemli unsur; Liderlik, Cesaret ve Sabırdır. Bu üç özellik de Mustafa Denizli ve ekibinde fazlasıyla mevcuttur. Bu özelliklerini futbolculara da aşılayarak şampiyon olmuşlardır. Denizli’nin ekibinde bulunan Tayfur Havutçu Beşiktaş kaptanlık pazu bandını yıllarca başarıyla taşımış, hem futbolculuğu hem de adamlığı on numara bir kişidir. Kaleci antrenöri Zafer ise Beşiktaş’ın gelmiş geçmiş en fedekar oyuncularındandır. Aktif futbolculuğu sırasında, defalarca Beşiktaş’tan yollanmış, Beşiktaş her zor duruma düştüğünde de apar topar Beşiktaş kalesi ona emanet edeilmiştir. Bu geliş gidişlerinde tek bir kez bile ağzından sitem içeren bir kelime çıkmamıştır. Mustafa Denizli’nin en büyük şansı ekibindeki bu kişilerdir.

Denizli’ye görev teklif edildiğinde, kendisinin de çok sevdiği Sergen Yalçın’ın yardımcı antrenör olması önerilmişti. Denizli, takımın kondüsyon durumunun zayıflığını fark ettiğinden, Sergen Yalçın yerine kondüsyon ustası Moreno Stefano’yu tercih etmişti. Ligin yine 7. haftasında, Gençlerbirliği maçından sonra şu satırları yazmıştım; “”Mustafa Denizli’nin Ertuğrul Sağlam’dan fizik kondüsyonu düşük bir takım aldığı ortada. En kısa zamanda Mustafa Denizli’nin bu eksikliği gidereceğine inanıyorum. Bu kadro, doksan dakika koşan, pres yapan bir takım haline gelebilirse, şampiyonluğun en büyük adayı olması kimseyi şaşırtmaz.” Stefano ise, Beşiktaşlı oyuncuların 45 dakikalık kondüsyonunu 90 dakikaya çıkartarak şampiyonluğa çok önemli katkıda bulunmuş oldu.

Denizlispor maçı ile ilgili yazacaklarım ise çok sınırlı. Öyle bir stresli maçtı ki, o maçta ter döken tüm futbolcuları alınlardan öpmek istiyorum. Maçla ilgili sadece iki konuya dikkat çekmek istiyorum; Birincisi Mustafa Denizli’nin İbrahim Üzülmez’e kaptanlığı geri vermesi. Mustafa Hoca gecikmiş bir adaleti yerine getirdi. Ertuğrul Sağlam’ın kaptanlığını elinden aldığı hatta gönderilmesi için çaba sarf ettiği iki İbrahim’den birine, bu hareketi ile iade-i itibarda bulundu. Bu hareketi ile Mustafa Hoca bir kez daha gönüllerimizde taht kurdu. Burada bir parantez de Gökhan Zan’a açmak istiyorum. Kolundaki pazu bandını o kadar istekli ve içten bir şekilde İbrahim Üzülmez’e teslim etti ki, onu da canı gönülden alkışlıyorum.
Denizli maçı ile ilgili dikkat çekmek istediğim ikinci konu ise İbrahim Toraman ile ilgili. Bu çocuk defansın ortasında oynuyor, gerektiğinde sağ bekte görev alıyor, zamanı geliyor ön liberoda savaşıyor, bunların üstüne bir de gol atıyor. Bu kadar çok yönlü kaç futbolcu var Türkiye’de? Ama Fatih Terim ısrarla bu çocuğa Milli formayı vermiyor. İhtiraslarına yenik düşen Fatih Terim aslında bu kararıyla Milli Takıma ihanet ediyor.

Beşiktaş’ın şimdi önünde zorlu Şampiyonlar Ligi var. Bu ligdeki her puan paraya tahvil ediliyor. Hele bir de bir üst tura çıkılırsa çuvalla para veriyorlar. Beşiktaş yönetimi bu mevcut kadro ile Şampiyonlar Ligi’nde başarılı olunamayacağının bilincinde hareketle Mustafa Hoca’ya istediği transferleri yapma imkanı yaratmalıdır. Özellikle de yabancı oyuncular satılarak değerlendirilmeli ve yerlerine 1.sınıf oyuncular alınmalıdır. Şampiyonlar ligi ve UEFA’ya giden her Türk kulübünün yaptığı, “Bir üst tura çıkarsak iyi oyuncu alalım” yanlışını bu kez yapmamalılar. Zira, bu turnuvalarda maçlar başladıktan sonra, turnuvada oynayan oyuncuyu transfer etmek yasal olarak imkansız. Geriye ise bu turnuvalarda oynayacak kalitede olmayan futbolcular kalıyor. Baştan en iyi futbolcular transfer edilerek bir üst turu garanti altına almak dah akılcı olacaktır.

Demirören 5 yıldır bu kulübün başında. Artık yeterli tecrübeye sahip olmuştur diye düşünüyorum. Transferde akılcı davranıp, Mustafa Hoca’ya tam yetki verirse ve de kulübün mali durumunu düzeltebilirse artık ona kimse “git” deme hakkını kendinde görmez.

Denizli 1 – Beşiktaş 2
30.05.2009 

MAÇIN AYRINTILARI
Hakem: Deniz Çoban, Serkan Gençerler, Asım Yusuf Öz, Koray Gençerler.
Stat: Denizli Atatürk

Denizlispor: Cenk, Ozan (Dk.82 Selahattin), Burak, Şener, Wescley, Bangoura (Dk.66 Caner), Emin, Braga, Güray (DK.46 Musa), Roberts, Angelov.

Yedekler: Özden, İsmail, Selahattin, Caner, Musa, Fatih, Couto.

Teknik Direktör: Mesut Bakkal

Beşiktaş: Rüştü Reçber, İbrahim Toraman, Ekrem Dağ, Gökhan Zan, Sivok, Cisse, Fabian Ernst, Tello (Dk.43 Uğur İnceman), Holosko, Bobo (Dk.83 Nobre), Serdar Özkan (Dk.78 İbrahim Üzülmez).

Yedekler: Hakan Arıkan, İbrahim Üzülmez, Delgado, Nobre, Uğur İnceman, Erkan Zengin, Zapotocny.

Teknik Direktör: Mustafa Denizli

Sarı Kartlar: Şener (Dk.25), Roberts (Dk.30) Denizlispor

Goller: 28. dakikada Cisse, savunmanın arkasına sarkan Holosko’ya verdi. Holosko, kalecinin yanından topu ağlarla buluşturarak Siyah-Beyazlılarımız’ı 1-0 öne geçirdi.

63. dakikada İbrahim Toraman, göbekten ceza sahasına yöneldi. Toraman, ceza yayına gelmeden sol ayağı ile çok sert vurdu ve meşin yuvarlağı ağlarla buluşturarak Takımımız’ı 2-0 öne geçirdi.

84. dakikada Braga’nın golüyle Denizlispor farkı 1’e indirdi.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here