SL 15. Hafta – 13.12.2008
Beşiktaş 1 : 0 Ankaragücü
Fenerbahçe ve Ankaraspor yenilgilerinden sonra Beşiktaş’lı futbolcular sahaya oldukça tedirgin çıktılar. Taraftarın ve camianın İnönü stadyumunda puan kaybemeye tahammülü olmayacağının farkındaydılar. Bu gergin ruh haliyle sahaya çıkan futbolcular kolay alabilecekleri bir maçı zora soktular.
Ankaragücü, Süper Lig’e yakışmayan bir futbol oynuyor. Başkanları istifa etmiş, başlarında yardımcı hocayla sahaya çıkmışlar, bu durumda futbolcuların işlerine konsantre olamamaları doğal. Buna karşın Beşiktaş’lı futbolcular, rakiplaerinin bu durumundan yararlanmayı bilemediler. En az rakipleri kadar telaşlı ve çekingendiler.
İlk yarıda en az altı net gol pozisyonuna girip, bunlardan sadece bir tanesini gole çevirebildiler. Bunun nedeni ise şansızlık değil, futbolcular üzerindeki stres ve ağır baskı idi. İkinci yarıda, farkı artıracak golleri bulamayınca bu stres daha da arttı. Maçın sonlarına doğru bazı futbolcular tamamen oyundan düştü ve Ankaragücü’ne pozisyon vermeye başladılar. Nitekim bu pozisyonlardan birinde top direkten döndü.
Maç öncesinde taraftarlar, hem çiçek vererek hem de alkışlayarak Delgado’nun gönlünü aldılar. Delgado buna rağmen beklenen performansı gösteremedi. Serdar Özkan’nın performansındaki düşüş ise hızla devam etmekte. Maç boyunca ne adam eksiltip hücuma destek verdi, ne de etkili bir orta yaptı. Taraftarın homurtularının artması üzerine Mustafa Hoca bu oyuncuyu oyundan aldı.
Serdar Özkan’ın geçen yıl ki performansını hep takdir etmişimdir. Tek eksiği olarak, topu ayağında çok fazla tutmasını görüyordum. Buna karşı, rakiplerinin üstüne üstüne gidip, kaleye dik bir şekilde top taşımasını çok beğeniyordum. Ama bu sene geçtiğimiz yıl ki performansının çok gerisinde top oynuyor. Sakatlık psikozu devam ediyor sanırım. Taraftarın protestolarına kulaklarını tıkayıp, Hocasının verdiği talimatalrı harfi harfine uygularsa tekrar taraftarın takdirini kazanacağından eminim.
Ekrem Dağ’ı ise geldiği günden beri dikkatle izlemekteyim. Yeni gelenler oyuncular hakkında yorum yapmakta hiç acele etmem. Ama Ekrem hakkındaki kanaatim oluşmaya başladı artık. Her hafta bir öncekinden daha iyi oynuyor. Büyük takımda oynuyor olmanın çekingenliğini üstünden atmış. Kendine güvenerek topa giriyor ve çok faydalı işler yapıyor. Mustafa Hoca onu joker gibi kullanmaya başladı. Maçın içinde bir sağda, bir solda görev yapıyor. Yerini de hiç yadırgamıyor. Bu çabalarının karşılığında ise taraftarın alkışları ve takdiri ile ödüllendiriliyor.
Defansda Gökhan Zan eskisinden de kötü oynamaya başladı. O kadar vahim hatalar yapıyor ki, rakip takım oyuncularını Rüştü ile karşı karşıya bırakıyor. İbrahim Toraman’da da düşüş başladı. Sanki oyuna konsantre olamıyor. Beşiktaş’ın orta sahası ve defansı Galatasaray karşısında da bu haftaki oynadıkları gibi oynarlarsa İnönü’ye başları yere bakarak dönerler. Umarım çabuk toparlanırlar.
Maçın hakemi Yunus Yıldırım sertliğe fazlasıyla müsaade etti. Rüştü, Nobre, İbrahim Toraman, Serdar özkan ve Cisse sarı kart sınırındaydılar. Görecekleri bir sart kart, Galatasaray karşısında takımı yalnız bırakmalarına mal olabilirdi. Allahtan Beşiktaş’lı oyuncular profesyonelce davranıp, sertliğe sertlikle cevap vermediler.
Son haftallarda hakem hataları artık sonucu doğrudan etkiler hale geldi. Galatasaray maçında Halis Özkahya, Lincoln ve Baros’un sarı kartlarını es geçerek bir anlamda Galatasaray’a bir sonraki Beşiktaş maçı için “kıyak” yapmış oldu. Penaltı için kendilerini yere atan Lincoln ve Baros’a sarı kartını gösteremeyen Özkahya, aynı pozisyonda Gençlerbirliği oyuncusu Burhan’a hiç çekinmeden sarı kartını gösterdi. Daha sonra Baros topu eliyle alıp gole gitmeye çalışınca hand faulu verdi ama sarı kartını gösteremedi. O pozisyonda handfaul veriyorsan sarı kartını göstermek zorundasın. Ama sahadaki takım GS ya da FB ise kurallar her zaman değişebilir.
Fenerbahçe maçının hakemi Bülent Yıldırım da maçın sonucunu etkileyecek kararlar verdi. İkinci yarıda Antalyaspor’un nizami golünü ofsayt gerekçesi ile iptal etti. Lugano’nun kasti faullerini görmezlikten geldi. Guiza’ya yapılan hareket de penaltı idi ama onu bile göremedi. Bu hakemler bu lige yakışmıyorlar. Kimi bilgisizliğinde, kimileri ise art niyetli olmalarından dolayı Süper Lig’in kaderiyle oynuyorlar.
Önümüzdeki hafta oynanacak maçın favorisi GS gözükmekte ise de derbi maçları her zaman üç ihtimale de açıktır. Umarım seyir keyfi yüksek bir maç olur.
Beşiktaş:1 – Ankaragücü:0
13.12.2008
MAÇIN AYRINTILARI
Hakem: Yunus Yıldırım, Muhittin Gürsel, Kemal Yılmaz, Serkan Çınar (4.)
Stat: BJK İnönü
Beşiktaş: Rüştü Reçber, Cisse, Gökhan Zan, Delgado, Nobre, Ekrem Dağ, Serdar Özkan (Dk.73 Bobo), Ali Tandoğan (Dk.77 Seric), Holosko (Dk.86 Uğur İnceman), Zapotocny, İbrahim Toraman
Yedekler: Hakan Arıkan, Seric, Uğur İnceman, Bobo, Necip Uysal, Tuna Üzümcü, Batuhan Karadeniz.
Teknik Direktör: Mustafa Denizli
Ankaragücü: Serkan, El Yasa, Tolga, Dos Santos, İlkem (Dk.65 Chaabani), Gökhan, Cem Can, Murat Duruer (Dk.50 Metin), İbrahim Ege, Murat Erdoğan (Dk. 78 Iglesias), Mehmet Yılmaz.
Yedekler:Mert, Metin, Barbaros, Iglesias, Mustafa, Chaabani, Zafer.
Teknik Direktör: Reha Erginer
Sarı Kart: İlkem (Dk.55)
Goller: 25. dakikada Rüştü serbest vuruşta topu rakip ceza sahasına gönderdi, Nobre’yi aşan topu Ankaragücü savunması uzaklaştıramayınca araya giren Holosko, meşin yuvarlağı ağlarla buluşturdu (1-0)