SL 11. Hafta – 16.11.2008
Bursaspor 0 : 0 Beşiktaş
Eskiden Bursa kenti, futbolseverlerin maç seyretmeye gitmek için can attığı bir yerdi. İstanbul’a dört saat mesafedeki bu kente ya birgün önceden ya da maç sabahı gidilir, şehir gezilir, meşhur iskender kebabı yenir ve sonra da maç seyredilip İstanbul’a dönülürdü. Bursa’ya deplasmana gitmek sosyal birliktelik için bulunmaz fırsattı. Çoğu zaman aileler ve arkadaşlarla birlikte gidilirdi Bursa deplasmanına.
Ben pek çok kez ailemle ve arkadaşlarımla Bursa’ya maç seyretmeye gitmiş ve çok keyf almıştım. Yöneticiliğim döneminde gittiğim bir maçta Şeref tiribüninde yer kalmadığı için Bursaspor taraftarları ile birlikte oturmak durumunda kalmıştık. İnönü’de bile bu kadar rahat maç izlediğimi hatırlamıyorum. Yanyana oturduğum Bursaspor taraftarları ile maç esnasında sohbet etmiş ve maç sonunda da, Beşiktaş galip gelmesine rağmen tokalaşıp, öpüşerek ayrılmıştık.
Peki neler oldu da bu iki takım taraftarı birbirine düşman oldu?
Önce çuvaldızı kendimize batıralım; Olaylar Beşiktaş’ın 2003-04 sezonunun son maçlarında başlamıştır. O sezon Beşiktaş, düşme hattındaki Sebatspor ile Rizespor’a yenilerek Bursaspor’un 2.lige düşmesine sebeb olmuştur. Bursaspor 40 puanla küme düşerken, Sebatspor ve Rizespor 42’şer puanla kümede kalmışlardır. Yani, Beşiktaş bu iki takıma yenilmemiş olsa, Bursa ligde kalırken, bu iki takımdan biri 39 puanla küme düşmüş olacaktı.
Beşiktaş’ın bu iki takıma isteyerek yenildiğine dair pek çok şüphe vardır. Hatta Sinan Engin’in mafya liderleri ile bu maç hakkında yaptığı telefon görüşmeleri basında yayınlanmış ve sonra üstü örtülmüştür. Benim şahsi fikrim de bu maçların istenerek kaybedildiği yönündedir. Yıldırım Demirören ve şürekasının şanlı Beşiktaş tarihine sürdüğü birer kara lekedir bu maçlar. O maçta oynayan Beşiktaş’lı futbolculardan futbol kamuoyu bir açıklama beklemektedir. Ama bu açıklama, söz konusu futbolcular 60 yaşına geldiğinde değil, derhal yapılmalıdır. Beşiktaş ve yönetiminin bu konuda bir suçu varsa, cezasını çekmeli, şanlı tarihimiz bu şaibeden kurtulmalıdır.
Peki bu düşmanlığı ve kini sürdürmek doğru mu? İki kentin taraftarlarını birbirine düşman etmek kime ne yarar sağlar? Taraflar neden barış için biraraya gelip, el sıkışmazlar? Beşiktaş yönetimi bu konuda ne kadar hatalıysa Bursaspor yönetimi de o kadar hatalıdır. Bursapor yöneticileri geçmişte kalması gerken bu yanlışı kan davası haline getirerek Bursasor taraftarlarına şirin görünmeye çalışıyorlar. Ne kadar keskin olursan, taraftar tarafından o kadar çok sevileceğinin farkındalar. Bundan dolayı kan davasını sürdürmek istiyorlar. Oysa, yöneticilik taraftar olmaktan farklıdır. Yönetici seçildiğinizde taraftar gömleğinizi çıkartarak o göreve başlamanız ve sürdürmeniz gerekir. Yöneticiler taraftarın kuyruğu değil, taraftarı yöneten ve yönlendiren bir kimlikte görev yapmalıdır. Ama hep işin kolayına kaçılır. Alkışlanıp, pohpohlanmak herkesin hoşuna gider.
Bursaspor başkanı daha maçtan 2 hafta önce başlıyor Beşiktaş’a sallamaya; İddialarına göre Samet Aybaba’yı Beşiktaş yüzünden göndermişler. Beşiktaş, Ertuğrul Sağlam’ı yolladığı dönemde Samet Aybaba’ya teknik direktörlük teklifi götürmüş de bu yüzden yollamışlar. Transfer dönemlerinde basın her potansiyel ismi yazarak sayfalarını doldururlar. Aklı başında herkes de bilir ki bu haberler yalandır. Bunu en iyi de klüplerin yöneticileri bilirler. Bu gerçeği bile bile, teknik direktörleri ile yollarını ayırmalarının nedeni olarak Beşiktaş’ı hedef göstermek sadece ve sadece kan davasını körüklemek içindir.
Bursaspor yönetiminin tahrikleri bununla da kalmıyor. Maçtan bir gün önce Bursaspor Asbaşkanı Lütfü Türkkan basına verdiği demeçlerde Beşiktaş Başkanı’nın Bursa’ya gelmemesini söylüyor. Alenen Beşiktaş camiasını tehdit ediyor. Rakip takımın başkanını stadyuma almamaya kimin gücü yeter? O da biliyor gücünün yetmeyeceğini ama amacı taraftarına hoş görünmek. Şehirde dolaşırken bazı fanatikler “Bravo Başkan” diye şakşakçılık yapacaklar ya, onun için bu gereksiz demeçleri veriyor. Beşiktaş başkanı çekinmeden gitti ve kendisine ayrılan yere oturdu. Ne oldu senin kabadayılığın? Basının karşısında bolca atıp tutuyordun. Gidip engelleseydin ya Beşiktaş başkanını.
Bütün bu davranışlar iki kentin taraftarı arasındaki kin ve husumeti artırmaya yöneliktir. Bu kin ve husumeti tırmandıranlar kendilerine rant yaratmaktadırlar. Bu sorumsuzluğun rantı tüm başarısızlığına rağmen koltuğunu korumaktır. Bu kan davasını bitirmek için iki kulübün yöneticilerinden de bir şey beklemiyorum. Bu işi taraftarlar kendi aralarında çözmelidirler. İlk adım atmak Beşiktaş seyircisine düşer. Çiçeklerini ve baklava tepsilerini alıp, Bursa’ya gitmeli ve Bursaspor taraftarı ile barışmalıdırlar. Bunu yaptıklarında her iki takım taraftarı da tüm diğer takımlara örnek olarak tarihe geçerler.
Gelelim maça; Aslında bugün maç yazısı yazmak gelmiyor içimden. Futbol seyircisinin ekran başına mahkum edildiği bir maçı yorumlasam ne olur, yorumlamasam ne olur. Beşiktaş halen orta saha ile ileri uç arasındaki uyumu sağlayabilmiş değil. Bu işi Delgado’dan beklemekle zaman kaybederse daha çok puanlar uçar gider. Acilen orta sahaya alternatif isimler alınmalı diye düşünüyorum.
Kaçan çok önemli iki gol fırsatı vardı; 34. dakikada Nobre kaleciyi de çalımladıktan sonra topu kaleye gönderemedi. Bir de 72. dakikada Tello’nun güzel ortası Serdar Özkan’ın önüne düştü. Çok müsait pozisyonda Serdar topu dışarı atarak Beşiktaş’ı 3 puandan etti. Kuddusi Müftüoğlu Gökhan Zan’a çıkarttığı sarı kartın pozisyonunu eve gidince bir kez daha izlesin. Şayet aynı pozisyonda FB ve GS’li bir oyuncuya da kart çıkartabilirse kendisini ellerim patlayıncaya kadar alkışlayacağım. Hakemler Beşiktaş’lı futbolculara ne kadar kolay kart çıkartıyorlar. Bu da Beşiktaş yönetiminin zaafiyetinden kaynaklanıyor diye düşünüyorum.
Bursaspor:0 – Beşiktaş:0
16.11.2008
MAÇIN AYRINTILARI
Stat: Bursa Atatürk
Hakem: Kuddusi Müftüoğlu, Serkan Ok, Hüseyin Fidan, Zafer Demir (4.)
Bursaspor: Ivankov, Ömer, Yusuf, Bekir (Dk.87 Halil), Sercan (Dk.60 Volkan), Mustafa Sarp, Romaschenko, Mustafa Keçeli, Gökhan, İbrahim, Ramos.
Yedekler: Yavuz, Volkan, Emrah, Halil, Mesut, Zunga, Marcelo
Teknik Direktör: Güvenç Kurtar
Beşiktaş: Rüştü Reçber, Ali Tandoğan, Gökhan Zan, İbrahim Toraman, Zapotocny, İbrahim Üzülmez, Ekrem Dağ, Holosko (Dk.66 Bobo), Delgado (Dk.83 Batuhan Karadeniz), Tello, Nobre (Dk.66 Serdar Özkan)
Yedekler: Hakan Arıkan, Uğur İnceman, Aydın Karabulut, Serdar Kurtuluş, Batuhan Karadeniz, Bobo.
Teknik Direktör: Mustafa Denizli
Sarı Kartlar: Gökhan Zan (Dk.88) Mustafa Sarp (Dk.64), Mustafa Keçeli (Dk.78)