OYUNUN HAKKI BİR PUAN DEĞİLDİ. Beşiktaş 1 – Trabzonspor 1
Samet Hoca Fenerbahçe maçından çok farklı bir kadro ile sahaya çıkmıştı. Fenerbahçe maçında Kuyt tarafından burnu kırılan Necip ile kart cezalısı durumuna düşen Veli zorunlu olarak kadro dışı kalırken, Olcay ve Escude ise yedekler arasındaydı. Sahaya çıkan kadroya ilk göz attığımızda Batuhan ile Almeida’yı görünce Beşiktaş’ın ilk kez çift santraforla oynayacağını düşünmüştük. Ancak oyun başlar başlamaz Almeida’nın sol açık oynadığını, Batuhan’ın ise tek santrafor olarak görev yaptığını gördük. Samet Hoca’nın sahaya sürdüğü kadronun görev dağılımı şöyle idi: Kalede McGregor, defansın göbeğinde Sivok ve Ersan Gülüm ikilisi, sol bekte Uğur, sağ bekte Hilbert, onların hemen önünde İbrahim Toraman, Oğuzhan ve Fernandes, onların önünde ise sol kanatta Almeida, sağ kanatta Holosko ve santraforda Batuhan görev yapıyordu.
Trabzonspor gibi orta sahasını kalabalık tutan takımlara karşı böyle bir düzende oynamak çok büyük hataydı. Nitekim koskoca bir ilk yarı boyunca Beşiktaş pek bir varlık gösteremedi, çok az gol pozisyonu üretebildi. Maçın ilk gol pozisyonunu Trabzonspor bir serbest atış esnasında buldu. Altı pasa ortalanan topu McGregor çift yumrukla uzaklaştırmak istedi. Top Bamba’nın kafasına çarparak kaleye yöneldi ancak az farkla avuta gitti. Bu pozisyondan birkaç dakika sonra, orta sahadan kaptığı topla rakip kaleye doğru yönelen Oğuzhan, sol çaprazda Almeida’yı topla buluşturdu. Almeida pozisyonda ağır kalınca Trabzonsporlu Zeki araya girdi ve topun kornere gitmesine neden oldu.
İlk yarının en net gol pozisyonlarından biri 23.dakikada Fernandes tarafından yaratıldı. Rakip yarı sahasının ortasında kaptığı topla ceza sahasına yönelen Fernandes bir anda üç rakip oyuncuyu oyundan düşürerek kaleci ile karşı karşıya kaldı. Ancak topa istediği gibi vuramayınca top kaleci Onur’da kaldı. İlk yarının bir başka net pozisyonun kahramanı ise Oğuzhan’dı. Otuz dokuzuncu dakikada Batuhan’dan aldığı pasa ceza sahası dışından çok sert vurdu, top çok az bir farkla avuta gitti. Beşiktaş yaşanan bu pozisyonların dışında ilk yarıda çok fazla bir varlık gösteremedi.
İlk yarının son dakikasında kazanılan faul atışı için hazırlık yapan Fernandes Olcan tarafından engellendi. Hakem Cüneyt Çakır da Olcan’ı kuralların emrettiği mesafeye çekmeyince Fernandes önündeki Olcan’a doğru topa sert bir şekilde vurdu. Amaç hakeme sarı kart göstertmekti. Ancak Cüneyt Çakır bu pozisyonu devam ettirince Trabzonspor bir kontra atak yakalamış oldu ve bu atak sonucunda 1-0 öne geçti. Avrupa’nın en ‘gözde’ hakemi Cüneyt Çakır her nedense futbolun kurallarını Beşiktaş karşısında unutuveriyor. Geçen sezon 20.11.2011 tarihinde oynanan Galatasaray maçını hatırlayalım; O maçta da ‘gözde’ hakemimiz Beşiktaş’ın bir penaltısını bir de golünü vermemişti. Bu pozisyonda da Olcan’a sarı kart gösterip, atışı yineletmesi gerekirken oyunu devam ettirmesi Beşiktaş’ın 2 puanına mal oldu. Avrupa’da hatasız maç yönetip, Beşiktaş maçlarında bu denli bariz hatalar yapıyorsa Cüneyt Çakır’ın iyi niyetinden şüphe ederim.
Samet Hoca ilk yarıdaki hatalarını görmüş olacak ki ikinci yarıya Batuhan-Olcay değişikliği ile başladı. Bu değişiklik sonucunda Olcay sol kanata, Almeida ise santrafor mevkiine geçince oyunun dengeleri Beşiktaş lehine değişmeye başladı. Fernandes de sazı eline alınca ikinci yarıda Beşiktaş pek çok gol pozisyonu üretmeye başladı. Beklenen gol ise 55.dakikada Fernandes’in kullandığı serbest vuruştan geldi; Rakip ceza sahasının sağ çaprazından kullandığı serbest vuruşta topu arka kale direğine yollayarak Onur’u yanılttı ve eşitliği sağladı.
Bu golden sonra bir başka net pozisyon ise 68.dakikada Olcay ile yaşandı. Fernandes’den aldığı pas ile ceza sahasına giren Olcay bir anda kaleci Onur’la karşı karşıya kaldı. Pozisyon gol ile sonuçlanmadı ancak pozisyonda yaşanan faul de hem hakemin hem de futbol yorumcularının gözünden kaçtı. Onur’un ilk hamlesi Olcay’ın bacaklarına idi. Olcay düştükten sonra topa hakim olabildi. Bence pozisyon net penaltı idi. O pozisyon Fenerbahçe maçında yaşansa, Olcay’ın yerine de Alex olsa idi Cüneyt Çakır penaltıyı tereddütsüz verdiği gibi kaleciye de en iyimser ihtimalle sarı kart gösterirdi. Bu pozisyondan sonra Beşiktaş 69.dakikada Almeida ve 90+3.dakikada Olcay ile net gol pozisyonları yakaladı. Bu pozisyonlar da gol olmayınca takımlar birer puan alarak zirveden iyice uzaklaştılar.
Maçın genel bir yorumunu yapacak olursak öncelikle Samet Hoca’yı eleştirmekle işe başlayalım. İlk yarıda sahaya sürdüğü yanlış kadro ve uygulattığı taktikle koskoca bir 45 dakikanın heba olmasına neden oldu. Neyse ki ikinci yarıda bu hatasından vazgeçti de Beşiktaş oyuna ağırlığını koydu. Samet Hoca bu sene genç bir takım yaratma sözü vermişti. Sezon başında da pek çok genç oyuncuyu transfer etti. Ancak, geçen sene Beşiktaş’ta oynayanları saymazsak, sahada yeni transferlerden sadece Oğuzhan vardı. Heyecanla izlemeyi arzuladığımız Muhammet ise ortalıkta yok. Sakat olduğu söyleniyor. Sakat olmasa acaba Samet Hoca kendisine şans verir miydi?
Gelelim oyunculara; Batuhan kendisine tanınan şansı iyi değerlendiremiyor. Bu gidişle sezon sonunda yine Anadolu’ya doğru yol alır. Almeida ise kaleciyle karşı karşıya kaldığı zaman ne yapacağını bilmeyen bir santrafor türü. Geçen sezon Fenerbahçe’ye 4-2 yenildiğimiz maçta da benzer bir pozisyonda topu kaleciye bırakmıştı. O golü atsa Beşiktaş 3-0 öne geçecek ve Fenerbahçe oyundan kopacaktı. Yine benzer bir pozisyonu da Galatasaray’a karşı harcamıştı.
Uğur Boral her hafta bu takımın oyuncusu olmadığını gösteriyor. Yenilen golde de kademe hatası vardı. Holosko ise bal yapmayan arı gibi koşuşturup duruyor. Oğuzhan ise yetenekli olduğunu her hareketi ile gösteriyor. Biraz kuvvetlense bu takımın vazgeçilmezlerinden biri olabilir. Samet Hoca’nın da kendisine biraz daha fazla şans tanıması lazım. Sahanın en iyileri ise Fernades ile Toraman’dı.
Beşiktaş’ın sevindirici özellikleri ise çok koşması ve takım ruhunun yaratılmış olmasıdır. Ancak, çok koşmak ve çok mücadele etmek kazanmak için yetmiyor. Koşan ve mücadele eden ekip içerisinde üstün yetenekli oyuncuların da olması gerekir. Hali hazırda bu sınıflamaya giren tek oyuncu Fernandes. O da sakatlanır ya da cezalı duruma düşürse bu takımın hali ne olur düşünmek bile istemiyorum.
Dip not olarak Takım ruhunun yaratılması konusunda gösterdiği çaba ve takımın liderliğini üstlenmesinden dolayı Fernandes’e teşekkür etmek istiyorum. Takımı bu maç öncesi kendi kesesinden yemeğe götürüp, kaynaştırmaya çalışması da gerçekten takdire şayandır.
21.10.2012
MAÇIN AYRINTILARI
Stat: BJK İnönü
Hakemler: Cüneyt Çakır, Bahattin Duran, Tarık Ongun, Suat Arslanboğa (4. Hakem)
Beşiktaş: McGregor, Hilbert, Ersan, Sivok, Uğur, İbrahim Toraman, Oğuzhan, Fernandes, Holosko (Dk.73 Mehmet Akyüz), Almeida, Batuhan (Dk.46 Olcay)
Yedekler: Cenk, Olcay, Escude, Hasan, Emre özkan, Erkan Kaş, Mehmet Akyüz
Teknik Direktör: Samet Aybaba
Trabzonspor: Onur, Zeki, Bamba, Mustafa, Emerson, Olcan, Sapara (Dk.74 Volkan), Soner (Dk.61 Barış), Zokora, Yasin (Dk.85 Janko), Halil
Yedekler: Zeki, Ferhat, Serkan Balcı, Volkan, Barış, Marc Janko, Emre
Teknik Direktör: Şenol Güneş
Goller: Sapara (Dk.45), Fernandes (Dk.55)
Sarı Kartlar: Soner (Dk.7), Ersan (Dk.45), Sapara (Dk.63), Oğuzhan (Dk.63)