Darüşşafaka’dan sonra Mehmet Emin ve ben Şişli Lisesine kaydolduk. Bizden önce okuldan ayrılan ve bizden iki yaş büyük Saffet, Dinçer ve Faruk’un bu lisede okuyor olması bu liseyi tercih etmemize neden oldu.[hidepost=0]
Şişli Lisesi de sağ-sol çatışmasının yoğun olarak yaşandığı bir yerdi. Hemen hemen hergün okulda ya bir forum olur ya da boykot ilan edilirdi. İşin çivisi o kadar çok çıkmıştı ki, her şeyi, her olayı protesto etmeyi kendimize bir görev haline getirmiştik. Protesto eylemlerinden başka destek eylemleri de yapardık. Falanca fabrikada grev yapan işçi kardeşlerimizi desteklemek te bizim görevimizdi. Bir grev haberi almayalım, derhal destek eylemini gerçekleştirir okulu boykot ederdik.
Şişli Lisesi’nde derslerim oldukça iyiydi. Darüşşafaka’da aldığımız eğitim sayesinde her derste başarılı oluyorduk. Özellikle de İngilizce derslerinde, öğretmenin hatalarını düzeltecek kadar iyiydim. Dolayısıyla hiç zorlanmadan bu liseden mezun oldum. Ancak bu lisedeki arakadaşlıklar Darüşşafaka’daki kadar sıcak ve köklü değildi. Şişli Lisesi’nden edindiğim ve halen süren dostluklarım da elbette var. İlhan Buğdaycı ile halen fırsat buldukça görüşmekteyiz. Ama diğer arkadaşlar okul bittikten sonra öyle bir dağıldılar ki, izlerini bile bulmamız mümkün olmadı.[/hidepost]