13.02.2011
Ankaragücü 1 : 0 Beşiktaş
Bu sezon Beşiktaş’ın en büyük rakibi yine Beşiktaş’tır. Ligin zirvesine oturmuş takımların puan kaybettiği ve zirveye yaklaşma imkanı yakaladığı her hafta Beşiktaş, çok uygun rakiplerle karşılaşmasına rağmen puan kaybediyor. Sezonun ikinci yarısında kaybettiği puanları bir hatırlayalım; İ.B.Belediye’ye 3 puan, Karabükspor’a 2 puan ve Ankaragücü’ne 3 puan. Kaybettiği bu 8 puanı kazanmış olsa şimid lider Trabzonspor’un sadece 7 puan gerisinde olacaktı.
Bu puan kayıplarını hakemlere ve rakiplerin katı savunmaya dayanan futbol taktiklerine bağlamak haksızlık olur. Beşiktaş kurulduğundan beri hakemlerim gadrine uğrayan bir takım. Kazandığı tüm şampiyonlukları ve kupaları hakemlere rağmen kazanmıştır. Ayrıca bu kazanımlar sadece hakemlere rağmen değil, futbol içindeki mafya yapılanmasına ve rakiplerinin güçlü lobi faaliyetlerine rağmen kazanmıştır. Bugün Beşiktaş’ın bulunduğu durumu izah etmek için yukarıda saydığımız faktörleri ileri sürersek en başta Beşiktaş’ın geçmişte kazandığı başarılara ve bu başarılara imza atan Başkanlara, YK üyelerine, Teknik heyetlere ve futbolculara saygısızlık etmiş oluruz.
Rakiplerin Beşiktaş’a karşı çağdışı futbol oynadığı, katı savunma yaptığı gibi tezler ise kulaklarımıza son derece gülünç gelmeye başladı. Türkiye liglerinde oynayan tüm takımların temel prestij kaynağı, ligin zirvesindeki takımlarla özellikle de üç büyüklerle oynadıkları maçları kazanmaktır. Ayrıca, yukarıda sınıfladığımız takımlar arasında da oldukça önemli kalite farkı vardır. Dolayısıyla, ligin alt sıralarında oynayan takımlar kazanmak için tabii ki katı savunma yapacak ve rakibinin açık vermesini bekleyecektir. Bu anlayış her spor dalı için geçerlidir. Zayıf olan oyunu rölantide götürüp, güçlü olanın açık vermesini bekler. Başka ne yapabilirler ki? Kendinden kat be kat güçlü rakiplerine karşı şövalyelik yapıp maçı başlamadan mı kaybetsinler.
Beşiktaş’ın bugün bulunduğu konumunun tek sorumlusu Schuster’dir. Sezon başından beri yaptığı yanlış tercihler neticesinde lig liderinin 15 puan gerisine düşmüştür. Her teknik direktör kendi getirdiği oyunculara öncelik vermeye çalışır. Ancak, kulübede oturttuğu oyuncuların performansı sahaya sürdüklerinden daha iyi durumdaysa ve bu hatada ısrar ediyorsa bunun adı tek kelime ile takımına ihanettir. Schuster, ligin ilk yarısının son maçlarına sakat olduğunu iddia edip çıkmayan Bobo’ya takmış durumda. Bobo’yu cezalandıracağım derken Beşiktaş’ı cezalandırıyor. Almeida’nın takıma uyumu henüz gerçekleşmiş değil. Ya da Beşiktaş’ı yeterince ciddiye almıyor. Bu durumda Almeida’yı sahaya sürüp Bobo’yu kenarda oturtmak büyük haksızlık.
Bir başka haksızlık da Ernst’e yapılıyor. Geçen sezonun ve bu sezonun ilk yarısının tartışılmaz en iyi oyuncusu Ernst idi. Schuster beş yabancı ile sahaya çıktığında bile Ernst’e ilk onbirde yer vermiyor. Oysa, elindeki kadroda defansif özellikleri güçlü en önemli oyuncu Ernst. Schuster ısrarla Nobre’yi orta sahada oynatıp, Ernst’i kulübede tutuyor. Bu ısrarı ile hem Nobre’ye hem de Ernst’e zarar veriyor. Tabii en çok da Beşiktaş’a!
Schuster, Karabükspor maçında Ekrem Dağ’a tam 61 dakika sabretmiş ve sonuçta oyundan alıp sağ beke Hilberti çekmişti. Ankaragücü maçında aynı taktiği denemek zorunda mıydı? Nitekim Ankaragücü karşılaşmasında da Ekrem Dağ’ı 73. dakikada oyundan alıp yerine Ernst’i koydu. Ekrem Dağ defansif özellikleri zayıf bir oyuncu. Maçın daha 53. saniyesinde yenilen gol, Ekrem Dağ’ın yanlış yer tutması sonucunda geldi. Hiç bir defans oyuncusunun altı pas içinde yükseldiğinde topu ıska geçme lüksü olamaz. Ekrem’in topa müdahale çabasında hem kademe hatası hem de zamanlama hatası vardı.
Fernandez, Guti’nin yokluğunda oyunu çevirecek, takımı ateşleyecek özelliklere sahip değilmiş izlenimi veriyor. Daha önceki takımlarında oynadığı performansını bilmediğimden fazla yorum yapamıyorum. Ama Simao bu maçta, o tanıdığımız Siamo değildi. Rakibini ve daha da önemlisi oynadığı takımını ciddiye alıyor olsa Beşiktaş bu maçı kesinlikle kazanırdı.
Maçla ilgili fazlaca yorum yapmaya gerek görmüyorum. Sahadaki tüm oyuncular birbirinden kötüydü. Bir tek kaleci Hakan’ı diğerlerinden ayrı tutuyorum. Hakan ortaya koyduğu performans ile maçın farklı bir sonuçla bitmesini engelledi.
Ankaragücü:1 – Beşiktaş:0
13.02.2011
MAÇIN AYRINTILARI
Stat: Ankara 19 Mayıs
Hakem:Özgür Yankaya, Baki Tuncay Akkın, Mehmet Cem Hanoğlu, Hakan Ceylan (4.)
Ankaragücü: Bora, Zewlakow, Aydın, Rajnoch, Mehmet Çoğum, Murat Duruer, Gabric (Dk.81 Turgut), Adem Koçak, Zapara (Dk.90 Orhan), Sestak (Dk.67 Özgür), Serdar Özkan.
Yedekler:Bayram, Turgut, İshak, Orhan, Özgür Çek, Metin, Bednar.
Teknik Direktör: Ümit Özat
Beşiktaş: Hakan Arıkan, Manuel Fernandes, Tomas Sivok, Roberto Hilbert, Ekrem Dağ (Dk.73 Fabian Ernst), Mert Nobre, İbrahim Üzülmez (Dk.46 İsmail Köybaşı), İbrahim Toraman, Simao Sabrosa, Hugo Almeida (Dk.65 Bobo), Mehmet Aurelio.
Yedekler: Rüştü Reçber, İsmail Köybaşı, Bobo, Necip Uysal, Onur Bayramoğlu, Matteo Ferrari, Fabian Ernst.
Teknik Direktör: Bernd Schuster
Sarı Kartlar: İsmail Köybaşı (Dk.88) Zapara (Dk.63) Ankaragücü
Gol: 53. saniyede gelişen Ankaragücü atağında Serdar Özkan’ın vuruşunda top ağlarımızla buluştu (1-0).