17.02.2011
Beşiktaş 1 : 4 Dinamo Kiev
Beşiktaş’ın bu yenilgisinin ve ligdeki konumunun baş sorumlusu şüphesiz Schuster’dir. BJK yönetimi de hem Schuster’e kayıtsız şartsız teslim olmasıyla hem de Schuster’in yarattığı krizleri (Fatih Tekke, Bobo, İbrahim Üzülmez vs.) yanlış yönetmesi ile suça ortak olmuştur. Bu konudaki görüşlerimi daha detaylı olarak bir sonranki yazımda açıklayacağım.
Şimdi gelelim Dinamo Kiev maçına;
Geçen hafta yaşanan Üzülmez krizinin sahaya çıkan futbolcuları ve Schuster’i olumsuz etkilediği alenen görülmekteydi. Schusterin, söz konusu krizin taraflarından biri olan İbrahim Toraman’ı kulübede oturtması takımın ve kendisinin ruh halini açıkça anlatıyordu. Schuster’in amacı Toraman’a moral vermek idiyse yedekte değil ilk onbirde görev vermesi uygun olurdu. Tam tersine, amacı ceza vermek idiyse o zaman da hiç kadroya almaması gerekirdi.
Schuster’in sakat olmayan İbrahim Toraman’ı oynatmayıp yerine aylardır futbol oynamamış olan Ferrari’yi oynatması Dinamo Kiev’i ne kadar hafife aldığının göstergesidir. Schuster’in bu anlayışı sahaya sürdüğü futbolculara da sirayet etmiş olmalı ki maç boyunca normal performanslarını bile sergileyemediler. Futbolda en büyük tehlike rakibini hafife almaktır. Nitekim bu hafta Barcelona da bu anlayışla Arsenal’e yenildi.
Dinamo Kiev mütevazi bir takım. Takımda sadece yıldız futbolcu olarak Shevchenko ve Eremenko var. Üstelik de son ikibuçuk ayda sadece bir hazırlık maçı yapmışlar. Teknik Direktörleri Yuri Semin maç öncesi açıklamalarında beraberlik almayı umduklarını söylüyordu. Yani açıkçası Beşiktaş’tan çekiniyordu. İster yerli olsun ister yabancı, bu tür takımların yapacağı tek şey var; orta sahayı güçlü tutup alan daraltmak ve rakibi hata yapmaya zorlamak. Yani, Schuster’in deyimiyle ‘çağ dışı futbol’ oynamak.
Bu futbol anlayışındaki takımlara karşı yapılabilecek hamle orta sahayı güçlü tutmak ve topa daha çok sahip olmaktır. Bunu yapabilmek için de orta saha oyuncularının hem yetenekli olması hem de top kaybettiklerinde defansa yardım etmeleri gerekir. Schuster bugüne kadar hiç bir maça bu anlayışla çıkmadı. Uzun zamandan sonra ilk kez Ernst-Aurelio ikilisi ile oyuna başladı ancak bu kez de Nobre ve Guti’nin görev yerlerini belirleyemedi. Nobre’den orta saha oyuncusu yaratma fikri Guti’yi de etkisizleştirdi. Guti forvetin arkasında oynadığı zaman daha çok yararlı oluyor. Ama bu görev Nobre’ye verilince Guti de ileri çıkıp, bitirici ara paslarını yapamadı.
Ukrayna takımlarının en önemli özelliği duran toplardan tehlike yaratmasıdır. Ama Schuster maalesef bunun farkında değildi. Kiev takımı Beşiktaş kalesine etkili olarak ilk geldiği 27. dakikada kornerden golü buldu. Bu golde defans oyuncularının yanlış yer tutmasının etkisi büyüktü. İsmail Köybaşı’na kornerlerde direğin yanında savunma yapma görevi verilmiş. Ancak yenilen ilk iki gol de İsmail koruduğu köşeden geldi. İsmail Köybaşı maç boyunca yaptığı hatalarla Üzülmez krizinin etkisinde olduğunu gösterdi.
Sahada kaldığı sürece Aurelio, Ferrari ve Nobre takımın en kötüleriydi. Nobre’nin mazereti olduğunu kabul ediyorum. Çünkü alışık olmadığı bir görevde oynuyor. Oynadığı mevkiinin gerektirdiği yeneteneklere de sahip değil. Ama Aurelio sahada kaldığı sürece kaçak güreşti. Hiç sorumluluk almadı. İleri oynamak isteyen arkadaşlarına da müdahale ederek topu devamlı geri oynamaya çalıştı. Bobo’yu ise rakip ceza sahası içinde çok nadir gördük. Kendisine verilen görevi mi yapamadı, yoksa kendisine farklı bir görev mi verildi anlayamadık. Quaresma ise attığı gole rağmen etkili değildi. Artık şov yapmakla takım oyunu oynamak konusunda tercihini yapmalı. Yaptığı şovlar göze hoş gelmesine rağmen Beşiktaş’a zarar vermeye başladı. Maç 4-1 iken kendini oyundan attırması ise taraftara hırsı konusunda bir yanıltma mesajıydı. Taraftarda bu mesajı ‘yedi’ ve Quaresma sahayı terk ederken alkışladı.
Schuster’in maça müdahaleleri de taktik anlayışı kadar yanlıştı. Ernst’i oyundan alırken sahaya kurtarıcı olarak Erhan Güven’i sürmesi bardağı taşıran son damla oldu. Son iki maçta Hilbert’i sağ açık oynatıp sonra sağ bekteki zaafiyet görüp Hilbert’i defansa çeken Schuster bu maç tam tersini yaptı. Hilbert’i sağ bek olarak başlatıp sonra sağ açığa aldı. Maçın 80. dakikasında Aurelio’yu çıkartıp yerine Necip Uysal’ı alması doğru ama geç kalınmış bir karardı. Aynı şekilde Nobre’nin yerine Almeida’yı da daha erken oyuna alması gerekirdi.
Bu sonuçla Beşiktaş’ın Avrupa macerasının sonuna geldiğimizi söyleyebiliriz. Seyircinin bu maçtaki tavrını da hiç beğenmediğimi söylemeliyim. Bu konudaki görüşlerimi de bir sonraki yazıma bırakıyorum.
Beşiktaş:1 Dinamo Kiev:4
17.02.2011
MAÇIN AYRINTILARI
Stat: Fiyapı İnönü Stadı
Hakemler: Pedro Proença, Venâncio Tomé, Ricardo Santos, Paulo Jorge Lourenço Batista (4. Hakem)
Beşiktaş: Hakan Arıkan, Tomas Sivok, Matteo Ferrari, Fabian Ernst (Dk. 56 Erhan Güven), Quaresma, Guti, Mehmet Aurelio (Dk. 80 Necip Uysal), Bobo, Mert Nobre (Dk. 69 Almeida), Roberto Hilbert, İsmail Köybaşı
Yedekler: Rüştü Reçber, İbrahim Toraman, Ekrem Dağ, Erhan Güven, Almeida, Necip Uysal, Onur Bayramoğlu
Teknik Direktör: Bernd Schuster
Dinamo Kiev: Shovkovskiy, Danilo Silva, Vukojevic, Shevchenko (Dk. 84 Kravets), Yarmolenko (Dk. 89 Garmash), Milevskiy, Mikhalik (Dk. 73 Popov), Gusev, Eremenko, Yussuf, Leandro Almeida
Yedekler: Koval, Betão, Popov, Garmash, Kravets, Ninkovic, Zozulya
Teknik Direktör: Yuri Semin
Sarı Kartlar: Tomas Sivok (Dk. 61), Shevchenko (Dk. 70), Quaresma (Dk. 88+90), Hakan Arıkan (Dk. 89)
Kırmızı Kartlar: Quaresma (Dk. 90)
Goller: 27. dakikada kullanılan köşe vuruşunda Shevchenko’nun kafa vuruşu altı pas içine düştü. Vukojevic önünde bulduğu topa sert vurarak Dinamo Kiev’i 1-0 öne geçirdi.
37. dakikada Quaresma’nın golüyle Beşiktaş durumu 1-1 yaptı. Sol taraftan gelen ortayı Nobre, Quaresma’nın önüne indirdi, Portekizli yıldız topa gelişine sert vurdu ve gol oldu.
50. dakikada Dinamo Kiev skoru 2-1 yaptı. Kullanılan köşe vuruşunda ön direkte iyi yükselen Shevchenko kafayla topu filelere göndererek takımını tekrar öne geçirdi.
56. dakikada orta saha bölgesinden kullanılan köşe vuruşunu arka direkte bekleyen Shevchenko içeri çevirdi. Gusev’in kafa vuruşu direkten dönüp Yussuf’un ayağına çarpıp filelerle buluştu ve Dinamo Kiev 3-1 öne geçti.
90. dakikada kaleciyle karşı karşıya kalan Gusev yerde kalınca hakem penaltıya karar verdi. Penaltı vuruşunu gole çeviren Gusev, skoru 4-1 yaptı.