02.04.2010
Ankaragücü 0 : 0 Beşiktaş
Tello, Ernst ve Tabata’nın yokluğunda Mustafa Denizli oyun kurma görevini Uğur İnceman’a vermişti. Uğur İnceman’ın bu konudaki yetersizliğini de bildiğinden, çok uzun zaman sonra (en son Manchester United’a karşı) 3-5-2 taktiği ile oyuna başlamıştı. Geri üçlüde Sivok, İbrahim Toraman ve İbrahim Kaş vardı. İbrahim Üzülmez ve Ekrem Dağ kanatlarda hem hücuma çıkacak hem de savunma yapacaklardı. Bu taktik haliyle pek fazla tutmadı. Zira, Ankaragücü orta sahada topa basıp, topa daha çok sahip olunca İbrahim Üzülmez ile Ekrem Dağ çok fazla atağa çıkamadılar.
Mustafa Hoca, Kasımpaşa maçında Tabata sağlam iken Yusuf’a 90 dakika şans verirken, Yusuf’a en çok ihtiyaç duyduğu bu maçta son 20 dakikaya kadar yanında oturttu. Aynı şekilde Serdar Özkan’a da ilk yarıda şans vermemişti. Böyle bir kadro ile maça başlayınca da Beşiktaş ilk yarıda organize hücum geliştiremedi. Maçın üçte ikisini bu taktikle heba ettikten sonra, topu ayakta tutacak ve oyunu organize edecek oyuncuları sahaya sürdü.
İbrahim Kaş, Ferrari’nin yokluğunda mecburiyetten dolayı bu maçta forma bulmuştu. Bu çocuk pimi çekilmiş el bombası gibi; ne zaman ne yapacağı belli değil. Kasımpaşa maçında onun bireysel hatası yüzünden 2 puan uçup gitmişti. Bu maçta da nerdeyse bir penaltıya neden oluyordu. Maçın 69. dakikasında, ceza sahası içinde Vassell’e kontrolsüz girdi. Vassell de bundan yararlanarak kendini hemen bıraktı. Allahtan hakem Vassell’in kendini bırakmasını iyi süzdü de penaltı çalmadı. Yoksa elde edilen 1 puan da uçacaktı.
Maçın en kritik pozisyonu Bobo’nun 80. dakikada direkten dönen şutu idi. Bu pozisyon dışında insanı yerinden hoplatacak bir pozisyon yoktu. Ankaragücü’nün kazanma arzusu yoktu. Zaten ligin e çok berabere kalan takımı olma ünvanına sahipler. Tek arzuları Beşiktaş’a puan kaybettirip, Bursaspor’un şampiyonluğuna katkı yapmaktı. Buna da muaffak oldular. Tribünler bile 90 dakika boyunca kendi takımlarından çok Bursaspor lehine tezahürat yaptı.
BURSA’YA DEVLET, SİYASET VE TARİKAT DESTEĞİ
Beşiktaş’ın şampiyon olabilmesi için önündeki sonra tüm maçlarını kazanması, Bursaspor’un ise puan kaybetmesi lazım. Bu satırları yazmadan önce Bursaspor-Antalyaspor maçını izledim. Hakem Yunus Yıldırım öyle bir penaltı çaldı ki, bu kararı ile Bursaspor’a maç kazandırmak için geldiği belli idi. Ayrıca maç içinde Bursaspor lehine çaldığı düdükler ve Antalyaspor lehine görmezden geldiği pozisyonlar ile niyetini açıkça belli etti.
Başbakanından Genelkurmay başkanına kadar tüm siyaset ve devlet adamları Bursaspor’un şampiyon olmasını arzu ettiklerini belirtmeleri, bu mesajın doğru yere ulaşmasını sağlamıştır. Aynı zevat, Diyarbakırspor’un da ligden düşmemesi için yaptıkları beyanatlarla TFF’yi yasadışı kararlar almaya zorlamıştı. Ayrıca, Ertğrul Sağlam’ın Fettullah Gülen cemaati mensubu olması dolayısıyla cemaat liderleri de şampiyon lması için Burssapor’a sınırsız destek verdiği söyleniyor. Ben de Anadolu’dan bir şampiyon çıkmasını arzu edenlerdenim; ama bu şampiyonluğun bileklerinin hakkıyla kazanmaları şartıyla. Siyaset, Devlet ve tarikat üçgeninin talimatıyla değil.
GEÇEN HAFTA YAZAMADIKLARIM
Geçen haftaya damgasını vuran olay Özhan Canaydın’ın vefatı ve Fenerbahçe’nin Galatasaray’ı yenmesi idi. Özhan Canaydın, gerçekten saygıyı fazlasıyla hak eden bir başkandı. Kaç başkan yenildiği rakibinin golü alkışlayıp, yanında oturan rakip başkan tebrik edip, elini sıkmıştır. Bu hareketi Özhan Canaydın’a pahalıya mal olmuştu. GS tribünleri ve taraftarları uzun bir zaman bu hareketinden dolayı başkan Canaydın’ı protesto etmiş ve “Centilmen başkan istemiyoruz” yazılı pankartlar açmışlardı. Aynı taraftarlar, ölümünden sonra aynı başkanı alkışlarla uğurladılar. Bu alkışların, geçmişte yaptıkları hatayı da anlamalarına yardımcı olmasını diliyorum.
Geçen haftaya damgasını vuran bir başka olay ise, maçın sonlarına doğru Fenerbahçe kalecisi Volkan’ın topu poposu ile kontrol etmesi idi. Bir hafta boyunca TFF’dan konu ile ilgili bir açıklama bekledik. Centilmenliğe aykırı bu hareketinden dolayı Volkan’ı ceza kuruluna sevk etmelerini bekledik ama hiç ses çıkmadı.
Fenerbahçe yönetiminin Volkan’a çok ağır bir ceza vermesi beklenirken, bu olayı ört bas etmeleri daha da vahimdir. Rakibe saygısı olmayan bir oyuncunun kendi takımına da faydası dokunmaz.
Ankaragücü:0 – Beşiktaş:0
02.04.2010
MAÇIN AYRINTILARI
HAKEMLER: Barış Şimşek, Mustafa Emre Eyisoy, Erhan Sönmez, Mustafa Öğretmenoğlu (4.)
STAT: Ankara 19 Mayıs
Ankaragücü: Serkan, Geremi, Koray, Rajnoch, El Yasa, Mehmet Çakır, Hürriyet, Sapara, Rothen (Dk.88 Murat Duruer), Vassell (Dk.84 Cihan), Vittek
Yedekler: Bora, Ediz, Murat, Kaan, Cihan, Bilal, Adem.
Teknik Direktör: Loger Lemerre
Beşiktaş: Rüştü Reçber, İbrahim Kaş, İbrahim Toraman, Sivok, İbrahim Üzülmez (Dk.81 İsmail Köybaşı), Ekrem Dağ, Necip Uysal (Dk.57 Serdar Özkan), Uğur İnceman (Dk.69 Yusuf Şimşek), Fink, Holosko, Bobo.
Yedekler: Hakan Arıkan, İsmail Köybaşı, Rıdvan Şimşek, Serdar Özkan, Yusuf Şimşek, Korcan Çelikay.
Teknik Direktör: Mustafa Denizli
Sarı Kartlar: Yusuf Şimşek (Dk.78), Rothen (Dk. 7)