31.10.2009
Beşiktaş 1 : 0 MKE Ankaragücü
Beşiktaş’lı futbolcuların, İnönü Stadyumunda sahaya çıkarken bacaklarının titrediğini hissediyorum. Seyircinin BJK başkanı ve yöneticilerine haklı tepkisi artık takımı da olumsuz etkiliyor. Beşiktaş’lı futbolcular en ufak bir hatalarında yuhalanacaklarını düşünüyorlar. Bu baskı altında top oynamak kolay değil. Golü atana kadar göze hoş gelen ve baskılı oynayan Beşiktaş’ın golden sonra skoru korumak için kendi sahasına kapanmasının temel nedeni de seyirci baskısından korkmaları.
Her teknik direktörün vaz geçemediği oyuncuları vardır. Bu oyuncular formsuz da olsalar mutlaka forma şansı bulurlar. Beşiktaş’ta bu vazgeçilmez oyuncuların başında Yusuf, Tello ve Nihat geliyor. Yusuf’un 90 dakika oyunda kalması gerçekten bir mucize. Yusuf, İsmail’in önünde oynadı ama temel görevi defans yapmaktı. Bu görevinden dolayı ileri çıkıp pozisyon yaratamadı gibi ilk 45 dakikada da tüm enerjisini tüketti.
Tello, her nedendir bilinmez, bu sezon çok kötü bir performans çiziyor. Oyuna katkısını bir kenara bırakın, duran toplarda bile son derece etkisiz vuruşlar yapıyor. Mustafa Hoca’nın, Tabata kulübede otururken Tello’nun sahada dolaşmasına izin veriyor olmasını anlayamıyorum. Nitekim, Tabata oyuna girdikten sonra Beşiktaş’ın hucum organizasyonları arttı ve gollük pozisyonlar buldu. Tabata’nın gerçek performansını göstermesi için Nihat’a tanınan şansın ona da tanınması ve daha çok forma verilmesi gerekiyor.
Aynı şeyleri Fink için de söylemek istiyorum. Bu oyuncu üzerinde ısrarla durulmalı. Son 3 maçtır ön stoperde harikalar yaratıyor. Wolfsburg ve Eskişehirspor maçlarının en iyi oyuncularından biri Fink’ti. Israrla şans verilmesi gereken bir başka oyuncu ise İsmail Köybaşı. Bu çocuk oynadıkça hem tecrübe kazanacak hem de kendine güveni gelecek. İlk maçlardaki savrukluğundan hızla kurtulmuş olması seyirciyi mutlu ediyor. Bu maçtığı attığı ve kaçırdığı gollerle de kumaşının iyi olduğunu göstermiş oldu.
Genel olarak maça baktığımızda, gole kadar baskılı ve istekli oynayan bir Beşiktaş izledik. Ama golden sonra Beşiktaş’ın tek amacı skorun korumak olunca ortaya zevksiz bir oyun çıktı. Beşiktaş defansı ciddi açıklar vermedi. Son derece kontrollü oynadılar. Zaten sorun Beşiktaş’ın defansında değil ki, sorun gol yollarında. Bu maçta topu rakip sahaya taşımak işi sadece Ernst ve Tello’ya bırakılmıştı. Tello oyuna ısınamayınca Ernst’in çabaları da yeterli olmadı. Yusuf ve Nihat da oyuna ağırlığını koyamayınca Nobre 80 dakika boyunca ileri uçta top bekledi durdu.
Dikkatimi çeken bir başka nokta da Beşiktaş’ın taç atışlarından yararlanamaması. Atılan taçların tümü rakibe gidiyor. Mustafa Hoca’nın derslerinde iki konunun aksadığını anladım; Biri gol çalışması diğeri de taç atışları. Aslında bu dersleri futbolcuların 15-16 yaşlarında alıyor almaları gerekir.
Beşiktaş:1 – Ankaragücü:0
31.10.2009
MAÇIN AYRINTILARI
Stat: BJK İnönü
Hakem: Halis Özkahya, Ekrem Kan, Orkun Aktaş, Mesut Çarık (4.)
Beşiktaş: Rüştü Reçber, İbrahim Toraman, Ferrari, Sivok, İsmail Köybaşı, Fabian Ernst, Fink, Nihat Kahveci(Dk.46 Ekrem Dağ), Tello, Yusuf Şimşek, Nobre (Dk.80 Bobo).
Yedekler: Hakan Arıkan, İbrahim Kaş, Necip Uysal, Bobo, Ekrem Dağ, Erkan Zengin, Tabata
Teknik Direktör: Mustafa Denizli
Ankaragücü: Serkan, Elyasa (DK.64 Emre Aygün), Koray, Ediz, Ariel, Adem, Ceyhun (Dk.82 Barbaros), Murat (Dk.63 Aydın), Teo, Meye, Hürriyet.
Yedekler: Emre, Stefan, Aydın, Barbaros, Semavi, Baki, Eric
Teknik Direktör: Hikmet Karaman
Sarı Kartlar: İbrahim Toraman (Dk.51), Ferrari (Dk.90+3)
Ariel (Dk.35), Ediz (Dk.37), Meye (Dk.67) Ankaragücü
Gol: 16.dakikada İsmail Köybaşı’nın uzaktan sert şutunda Elyasa’ya çarpan meşin yuvarlak ağlarla buluştu ve Ekibimiz 1-0 öne geçti.
