SL 24. Hafta – 14.03.2009
Beşiktaş 3 : 0 G. Birliği
Cumartesi gecesi oynan bu maç Beşiktaş’ın bu sezon oynadığı en iyi maçlardan biriydi. Mustafa Denizli’nin taktik çalışmalarının yanı sıra Stefano’nun (Bu kondisyoneri Türkiye’ye Scala getirmişti) fizik kondüsyon çalışmaları Beşiktaş’lı oyuncuları 90 dakika baskı yapan, yorulmadan top koşturan bir hale getirmiş. Aynen Gordon Milne dönemindeki Beşiktaş’ı hatırlatıyor. O dönemde rakipler,”Maç 80 dakika oynansa Beşiktaş küme düşerdi” diyorlardı. Zira Beşiktaş’ın golleri genellikle 80. dakikadan sonra geliyordu. Bugünün Beşiktaş’ı da aynen öyle oynamaya başladı. Rakibini maç boyunca yaptıkları presle yorup, maçın son 10 dakikasında galibiyete gidiyorlar.
Mustafa Hoca nedense Zapotocny’e artık fazla şans vermiyor. Gençlerbirliği maçında defansın göbeğinde Sivok’u oynattı. Sivok’un yanında İbrahim Toraman, sağında Ekrem, solunda ise İbrahim üzülmez vardı. Sivok doksan dakika boyunca hatasız oynadı. Maçın kahramanı hiç tartışmasız Sivok’tu. Ernst ise artık iyice takıma alışmış. Orta sahayı bir dinomo gibi güçlü bir şekilde yönetiyor. Attığı gol ile sadece savunmaya yönelik bir önlibero olmadığını da kanıtladı.
Bu maçta, iki futbolcu hariç Beşiktaş’lı futbolcuların tamamı tüm varlarını yoklarını sahaya döktüler. Sadece Delgado ve Cisse beklenileni veremediler. Delgado yine eskisi gibi; Bir maç var bir maç yok. Mustafa Hoca bu oyuncuları değiştirmek için neden 65 dakika bekler anlayamıyorum. İkinci yarı başladığında değişiklikleri yapmış olsa belki de sonuca daha erken gidecekti. Nitekim oyunun kaderini oyunua sonradan girenler belirledi. Mustafa Hoca’nın, Holosko’yu yorulmuş rakibin üstüne son 20 dakikada sürmesi sonuç veriyor. Holosko oyuna girip ya gol atıyor ye da gol asisti yapıyor. Bu maçta her ikisini de yaptı.
Maça Cumhurbaşkanı da gelmişti. Kapalı tribünde, Yönetimin yaptırdığı çok belli olan “Sayın Cumhurbaşkanımız Gönlümüzün Köşküne Hoşgeldiniz” yazılı bir pankart açıldı. Ancak Cumhurbaşkanı’nın gelişi anons edilirken aynı tribünler Cumhurbaşkanı’nı yuhalayıp, “Türkiye Laiktir, laik kalacak” diye slogan attılar.
Beşiktaş seyircisi, forması için ter dökmüş futbolcularını unutmuyorlar. Maçtan önce ve sonra eski futbolcuları Koray Avcı’ya yaptıkları sevgi gösterileri görülmeye değerdi. Kadıköy’de Fenerbahçe’yi 4-3 yendikleri maçta 4. golü atan Koray adına yapılan beste söylendi defalarca. Kaderin cilvesine bakın ki, o maçta Beşiktaş’ın galibiyet golünü atan Koray Beşiktaş’ta yok, o golü yiyen Rüştü ise Beşiktaş kalesinde. Bence Koray hiç yollanmamalıydı. Her mevkiide cengaverce savaşan bir futbocuydu. Sinan-Ertuğrul ikilisinin ayak oyunlarına kurban edildi.
Maçın hakemi Beşiktaş’ın aldığı sonuca çok sevinmiştir herhalde. Maç 0-0 iken 52. dakikada kaleyi sol çaprazdan gören bir bölgeden Beşiktaş lehine bir serbest vuruş verdi. Düdüğünü çaldıktan sonra Delgado topu ceza sahasına kesti. Gelen topa Sivok kafayı vurdu, top filelerle buluştu ancak hakem Deniz Çoban, işaretten önce serbest vuruşun kullanıldığını belirterek golü iptal etti. Oysa top hakemin düdüğünden sonra oyuna sokulmuştu. Deniz Çoban Beşiktaş’ın nizami bir golünü iptal etmiş oldu.
GEÇEN HAFTADAN SARKANLAR VE BU HAFTANIN SONUÇLARI
Geçen hafta maç yazımı yayınladıktan sonra gelişen olayları bugün hatırlatmak istedim. Öncelikle Fenerbahçeli Emre’nin Kayserispor’lu rakibine eliyle “boğazını keserim” anlamına gelen tehditi çok çirkindi. Nitekim Federasyon TV görüntülerine bakarak bu hareketi yapan Emre’yi cezalandırdı.
Bülent Uygun’un geçen hafta Ankaraspor’la berabere kaldığı maçta önce yedek kulübesinin camlarını tekmeleyerek kırması, sonra da hakeme saldırması çok çirkindi. Fenerbahçe’ye yenildiği maçlarından sonra olgunluk gösterip, anlamlı mesajlar veren Bülen Uygun’un bu öfkesini anlayabilmiş değilim. Ankaraspor da düşme potasında olan bir takım. Elbette canlarını dişlerine takacaklar. Bülent Uygun, gol attılar diye bu kadar öfkenelenip hakeme saldıracağına kendi oyuncularına bakması gerekir. Hakem Deniz Çoban da üstelik 90 dakika boyunca Sivasspor lehine düdük çaldı. Biraz cesur bir hakem olsa Tum’u daha 2. yarının başında oyundan atardı. İkinci sarı kartını bir türlü gösteremedi. Sivasspor bu hafta Ankaragücü’nü yenerken geçen hafta yarattığı gürültünün karşılığını da almış oldu. Attıkları ilk gol ofsayt, ikinci gol ise fauldü.
Trabzonspor ile Galatasaray’ın berabere kalması ise yine Beşiktaş’a yaradı. Beşiktaş, Sivasspor, GS ve FB’yi yendiği takdirde şampiyonluğunu ilan eder.
Beşiktaş:3 Gençlerbirliği:0
14.03.2009
MAÇIN AYRINTILARI
Stat: BJK İnönü
Hakemler: Deniz Çoban, Muhittin Gürses, Nihat Mızrak, Çağatay Şahan (4. Hakem)
Beşiktaş: Rüştü, İbrahim Toraman, Sivok, Ekrem, Ernst, Cisse, Tello, İbrahim Üzülmez, Delgado (Dk. 61 Holosko), Bobo, Nobre (Dk. 61 Yusuf Şimşek)
Yedekler: Hakan Arıkan, Uğur İnceman, Erkan Zengin, Serdar Özkan, Holosko, Tomas Zapotocny, Yusuf Şimşek
Teknik Direktör: Mustafa Denizli
Gençlerbirliği: Isailovic, Kahe (Dk. 67 Djite), Mustafa, Koray, Bilal (Dk. 63 Mehmet Nas), Momha, İlhan, Jedinak, Hakan, Cem, Troisi (Dk. 74 Burhan)
Yedekler: Recep, Eren, Mehmet Nas, Djite, Burhan, Addo, Soner
Teknik Direktör: Samet Aybaba
Sarı Kartlar: Mustafa (Dk. 19), Tello (Dk. 45), Hakan (Dk. 84)
Goller: 64. dakikada Yusuf ceza sahasının aut çizgisi yakınındaki Holosko’ya pasını verdi. Çizgiye yakın olan Holosko topu penaltı noktası üzerine çıkardı, Ernst topa gelişine vurdu ve Takımımız 1-0 öne geçti.
88. dakikada Bobo’nun sağdan verdiği pasa ceza yayının üzerinden sol ayağıyla iyi vuran Ekrem Dağ direğin dibinden topu filelere gönderdi ve skor 2-0 oldu.
90. dakikada Holosko durumu 3-0 yaptı. Kendi yarı sahasından yakaladığı topla hızla ileri çıkan Holosko az adamla yakaladığı Gençlerbirliği savunmasının arasına daldı. Tello verdiği topu tekrar pas olarak alan Holosko kafayla golünü attı.