SL 12. Hafta – 23.11.2008
Beşiktaş 2 : 0 Eskişehir
Ligin zirvesinde bulunan ilk altı takımın puan kaybetmiş olması Beşiktaş-Eskişehirspor maçının önemini önemli ölçüde artırdı. Şampiyonluk yarışında mutlak kazanılması gereken bir maçı kazanarak, Beşiktaş bu haftanın en kârlı takımı oldu.
Eskişehirspor’un ligdeki konumu kimseyi aldatmasın. Ligin başında çok büyük şansızlıklar yaşadılar. Pek çok galibiyeti ucundan kaçırdılar. Ancak Eskişehirspor’un süper lige alışma dönemi bitmiş gözüküyor. Rıza Hoca, çok koşan ve istekli bir takım yaratmış. Beşiktaş maçına ise haddini bilerek oynattı takımı. Orta saha ve defansı kalabalık tutarak, Youla ile kontraatak golü aradı. Ama Youla, İbrahim Toraman’ın markajından kurtulamayınca, bir de ileride yalnız kalınca aradıkları golü bulamadılar.
Beşiktaş’ta gözle görülür bir düzelme, iyileşme kendini fark ettiriyor. Tello’nun kendine güveni gelmiş. Orta sahada harikalar yaratmaya başladı. Nobre her zamanki Nobre, koşuyor, rakip defansı oyalıyor ve ileri çıkmalarını engelliyor. Fırsatını bulduğunda da golünü atıyor. Bu maçın tek vasatın altında oynayan futbolcusu Delgado idi. Delgado nedense hiç sorumluluk almıyor. Topu ayağının ucuyla itiyor ve çok top kaptırıyor. Umarım Fenerbahçe maçında özlenen patlamayı yapar.
Geçtiğimiz haftalarda GS başkanı Adnan Polat yardımcı hakemlerin öneminden (!) bahsetmişti. Bu tespitinin doğruluğunu hem GS maçında hem de Beşiktaş maçında gördük. Ankaraspor’un 4. dakikada attığı golü yan hakem çizgiyi geçmediği gerekçesi ile vermedi. Oysa top çizgiyi 11 santim geçmişti. Bu golü göremeyen hakemin bir daha bayrak sallamaya hakkı olmamalı. Eskişehirspor maçında ise, 31. dakikada Tello’nun korner atışından gelen topu çizgiyi geçti ama yan hakem Murat Şahin bu golü görmezden geldi. Murat Şahin tam 10 yıllık hakem ve toplam 186 maçta görev yapmış. Ayrıca Üst Klasman Hakemi statüsünde. Bu golü göremiyorsa, Adnan Polat’ın da belirttiği gibi bundan sonra orta hakem kadar yan hakemlere de dikkat etmemiz gerekiyor.
Maçla ilgili bir yanlış karar da 48. dakikada Nobre’nin verilmeyen penaltısıydı. Bu pozisyonla ilgili olarak futbol yorumcularımız tüm futbol kurallarını alt üst ederek Kalecinin Nobre’ye değip değmediğini tarıştılar. Nobre kaleciyi de çalımlamış ve topla boş kaleye girecek ama birden yere düşüyor. Herhalde delirmiş olmalı (!) Eskişehirspor kalecisi Nadarevic öyle bir hışımla Nobre’nin ayaklarına kayıyor ki, Nobre bu hareketten kurtulmak için atlayıp geçmeye çalışıyor ve yere düşüyor. Bu durumda kalecinin Nobre’ye değip değmediğinin önemi yoktur. Bakın FIFA ve UEFA penaltıya yol açan hareketleri nasıl tanımlıyor;
- Rakibe tekme atarsa veya tekme atmaya teşebbüs ederse,
- Rakibi çelmelerse veya çelmelemeye teşebbüs ederse,
- Rakibe vurursa veya vurmaya teşebbüs ederse,
On kusurlu hareketin üçünde teşebbüsten bahsediyor. Nobre’nin pozisyonunda bana göre darbe de var ama darbe olmadığını varsayalım; Kalecinin hareketi tekme atmaya, çelmelemeye teşebbüs değil mi? Hakem Beşiktaş’ın bir golünü vermesin, bir penaltısını çalmasın sonra da maçın sonucuna etki etmemiş olsun. Bu spor yorumcularında hiç insaf kalmamış yahu!
Beşiktaş taraftarını bir kez daha uyarmak istiyorum. Maçı seyretmeyip sadece şov yaparak takıma destek olamazsınız. Eskişehirspor’un ofsayt olduğu için sayılmayan golü esnasında kapalı tribün liderleri yeni açıktakilerle sov yapmaya çalışıyorlardı. Ne golü fark ettiler ne de golün iptalini. Oysa taraftarın görevi bu tür pozisyonlarda anında tepki gösterip hakemi uyarmaktır. Tribün liderlerinin biraz maçla da ilgilenmesi gerekir. Bu maçtan aklımda kalan tek destek, sayılmayan gol sonrasında pozisyonun gol olduğunun stadyumdaki tv’lerden ve telefonlardan öğrenen seyircilerin; “Pozisyon golmüş, Allah belanı versin” şeklindeki espirili tezahüratı idi.
Beşiktaş:2 Eskişehirspor:0
23.11.2008
MAÇIN AYRINTISI:
Hakemler: Hüseyin Göçek, Bahattin Duran, Murat Şahin
Beşiktaş: Rüştü, İbrahim Toraman, Sivok, Zapotocny, Ekrem, Cisse, Delgado (Dk. 86 Uğur İnceman), İbrahim Üzülmez, Tello (Dk. 70 Serdar Özkan), Holosko, Nobre (Dk. 73 Bobo)
Yedekler: Hakan Arıkan, Gökhan Zan, Seric, Uğur İnceman, Bobo, Aydın, Serdar Özkan
Teknik Direktör: Mustfa Denizli
Eskişehirspor: Ivesa, Nadarevic, Vucko, Tayfun, Sezgin, Doğa (Dk. 38 Cumhur), Emre, Murat (Dk. 46 Bülent), Serdar, Youla, Poljak (Dk. 64 Lovrek)
Yedekler: Sinan, Özgür, Lovrek, Bülent, Koray, Cumhur, Ahmet
Teknik Direktör: Rıza Çalımbay
Sarı Kartlar: Doğa Kaya (Dk. 25), Emre Toraman (Dk. 33), Serdar (Dk. 85), Nadarevic (Dk. 88), Sivok (Dk. 90+3), Lovrek (DK. 90+3)
Goller: 35. dakikada orta sahanın solundan kazanılan serbest vuruşta Tello topun başına geçti. Tello’nun ceza sahasına gönderdiği uzun top dışarı giderken Sivok aut çizgisinin üzerinden kafayla vurdu ve Takımımız’ı 1-0 öne geçirdi.
56. dakikada Holosko rakiplerinden sıyrılarak ceza sahasına girdi ve müsait pozisyondaki Nobre’ye bıraktı. Nobre kalenin köşesine vurdu ve Takımımız 2-0 öne geçti.
