Krizlerden Beslenen Yönetim

0
553

SL 30. Hafta Sivasspor 0 : 1 Beşiktaş 29.04.2007
TK Yarı Final Beşiktaş 1 : 1 Fenerbahçe 26.04.2007

Aziz Yıldırım’ın yönetim politikası tamamen kriz yönetimine endekslidir. Ne zaman işler ters gitse mutlaka bir “kriz” yaratıyor ve bu kriz nedeniyle kendisine muhalif olanları daha sesini çıkartamadan etkisizleştiriyor. Oysa bu kriz politikaları dönüp dolaşıp Fenerbahçe’ye zarar veriyor. Nasıl mı?

Öncelikle taraftarı her an patlamaya hazır bir bomba haline dönüştürüyor. Taraftarın kontrolden çıkması Fenerbahçe’nin ceza almasına, hatta sahasının kapatılmasına neden oluyor. Aziz Yıldırım, bu bombanın bir gün kendi ellerinde de patlayabileceğini hesap edemiyor. Rüzgar eken, fırtına biçer, diye bir atasözü vardır. Aziz Yıldırım şu an rüzgar ekmekte.

Aziz Yıldırım’ın kriz politikaları yüzünden Fenerbahçe’li futbolcuların ve teknik heyetin sinirleri keman yayı gibi gerilmiş durumda. Yüzüncü yıl nedeniyle maçlara büyük bir baskı altında çıkıyorlar. Bunun sorumlusu ise Aziz Yıldırım ve ekibidir. Yüzüncü yılda şampiyon olma iddialarını bu boyutlara getirmeyip, daha düşük dozda telafuz etselerdi futbolcu ve teknik heyetin üstünde bu kadar yoğun baskı oluşmazdı. Şimdi tüm Fenerbahçe camiası “yüzüncü yılda şampiyonluk” temasına kilitlenmiş durumda. Şampiyonluk kaçarsa sanki dünyanın sonu gelecekmiş gibi hissediyorlar. Tüm bunların da mimarı Aziz Yıldırım’dır. 

Fenerbahçe’nin Beşiktaş’a kupa yarı finalinde elenmesinden sonra Aziz Yıldırım ve yöneticilerden bazıları kontrolden çıkarak, yöneticiliğe yakışmayacak demeçler verdiler. Daha sonra ise verdikleri demeçlerin arkasında duramadılar. Mahmut Uslu, maçtan hemen sonra devlete verdi veriştirdi; “Devleti bugüne kadar bu kadar acz içinde görmedim” dedi. Bir gün sonra ise Şekip Mosturoğlu kameraların karşısına geçerek bu sözü yalanladı. Yayıncı Kuruluş Lig TV, bu görüntüleri tekrar ekrana getirmeye cesaret edemedi. Ancak, Yönetim Kurulu Başkanı olduğum Bileşim Medya işi gereği tüm TV kanallarını 24 saat kaydetmektedir. İsteyene Mahmut Uslu’nun kasetini gösterebilirim. Yöneticiler arkasında duramayacağı sözler söylememelidirler.

TAYYİP ERDOĞAN-AZİZ YILDIRIM BENZERLİĞİ

Aziz Yıldırım ile Tayyip Erdoğan arasında yöneticilik açısından büyük benzerlikler olduğunu görmekteyim. Her ikisi de sahip oldukları güce aşıklar. Bu aşk onları devamlı hata yapmaya zorluyor. En güçlü ve en kalabalık camianın lideri olduklarından  rakiplerinin görüşlerine değer vermiyor ve uzlaşmıyorlar.

Bildiklerini okuyorlar. Biri devletin tüm kurumlarını ele geçirmenin hayalini kurarken diğeri sporun tüm kurullarına hakim olmak istiyor. Bu uğurda her ikisi de kavgayı göze alıyor.

Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığı seçiminde bu tavrı nedeniyle güç duruma düştü. Şimdi geri adım atabilmenin, toplumsal muhalefetle uzlaşmanın yollarını arıyor. Aziz Yıldırım ise bir yandan Federasyon’a, hakemlere, PFDK’ya savaş açmış durumda. Diğer taraftan ise rakibi olan kulüplerle boğuşuyor. Kupadan eledikten sonra, gündemi değiştirmek ve taraftarların öfkesini başka yerlere yönlendirebilmek için ligden çekileceği yolunda blöf ve tehditlerde bulunuyor. Ülke gündemi Cumhurbaşkanlığı seçimine endeksli olmasa, basın bu tehditin üzerine gider ve Aziz Yıldırm’ı çok zor duruma düşürürdü. Hatta basın, bu sözün gerçekleşmesi için her türlü yola baş vururdu. Allahtan kaderdaşı Tayyip Erdoğan’ın yarattığı kriz daha büyük de, Aziz Beyinki bu kargaşada kaynadı, gitti

Fenerbahçeliler sakin olmalıdırlar. Ligden çekilmenin kime ne gibi zararı olacağını çok iyi tahlil etmelidirler. Daha önce Kupa’dan çekildiklerinde başlarına ne geldiyse lideden çekildiklerinde de aynısı gelecektir. Önümüzdeki günlerde Fenerbahçe’ye verilecek cezalardan dolayı da kimseyi suçlamasınlar. Suçlu, genel kurulun oyları ile iktidara gelmiş olan Aziz Yıldırım ve arkadaşlarıdır.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here