Anadolu Kulüpleri Mi Şahlandı… Yoksa?

0
611

SL 24. Hafta Ankaragücü 0 : 1 Beşiktaş 11.03.2007
SL 25. Hafta Beşiktaş 1 : 0 K. Erciyesspor 18.03.2007
SL 26. Hafta G. Birliği 0 : 2 Beşiktaş 02.04.2007

Son derece ilginç bir lig sezonu yaşamaktayız. Dört büyükler olarak bilinen şampiyonluğun favori takımları sezon boyunca Anadolu kulüplerine altın değerinde puanlar kaptırdılar. Halen de kaptırmaya devam ediyorlar. Bu yılın şampiyonunu Anadolu kulüpleri belirleyecek gibi görünmekte. Anadolu kulüplerinin bu başarısı karşısında spor otoriteleri ikiye ayrılmış durumda. Bazı otoriteler, “Anadolu’nun şahlanışı” olarak değerlendirirken, bazıları ise dört büyüklerin çok kötü bir sezon geçirdiği şeklinde yorumlarda bulunuyorlar. Ben bu ikinci görüşü daha doğru bulmaktayım. Mevcut durum, genel olarak Türk futbolundaki gerilemenin bir göstergesidir. Türk futbolu, 2002 Dünya Kupası’nda yakaldığı başarının ardından hızlı bir gerileme dönemine girdi. Milli takımımız 2006 Dünya Kupası’na katılamadı. Şampiyonlar Ligi ve UEFA Kupasına giden takımlarımız son 3-4 senedir daha ilk turlarda havlu atarak “annanelerinin ligine” dönüyorlar.

Bu sadece Türk futboluna özgü bir  durum değil. Fransız milli takımı 1998 Dünya Kupasından sonra hızlı bir düşüşe geçmiş ve 2002’de Kupaya en erken veda eden takımlardan biri olmuştu. 2002’nin şampiyonu Brezilya 2006’da tam bir hayal kırıklığı yaratmıştı. Yunanistan, Avrupa şampiyonu olduktan sonra hızla irtifa kaybetmeye başladı. Futbol geçmişinde önemli başarıları olan ülkeler bu şoku hızla atlatırken, Türkiye ve Yunanistan gibi ülkelerde bu şok çok daha uzun sürüyor. Anadolu kulüplerinin dört büyüklere karşı zaman zaman üstünlük sağlamasını bu perspektifle değerlendirmemiz gerekiyor. Zannedildiği gibi Anadolu kulüpleri futbol açısından büyük bir atılım içinde olsaydı uluslararası turnuvalarda Türk milli takımı ve kulüplerimiz çok daha iyi seviyelerde olurlardı.

FUTBOL TERÖRÜNÜ İLGİLİLER İZLİYOR

 Futbol terörü hızla tırmanırken başta Federasyon ve Emniyet güçleri olmak üzere tüm yetkililer olayları sadece izlemekle yetiniyorlar. Fenerbahçe stadyumunda yaşanan bıçaklama olayı “tarafsız” basınımız ve emniyet güçlerimizin çabaları ile ört bas edildi. Federasyon ise Fenerbahçe kulübü ile yaşadığı gerginlikten dolayı olayın üstüne gitmedi. Bu tür vurdum duymazlıklar, fanatizm ve spordaki terörü körükleyen birincil faktörlerdir. Kulüplerin fanatik taraftarları hem yAsal boşlukları iyi bilmekte hem de kulüp yöneticileri tarafından korunmaktadırlar.Göz altına alındığında serbet bırakılacağını bilen taraftarı zapt etmek mümkün müdür? Nitekim Beşiktaş-Ankaragücü maçı öncesi ve sonrasında göz altına alınan 270 taraftardan sadece 19’unun tutuklanması bu zaafiyetin bir göstergesidir. Sanki tüm olayları bu 19 kişi başlatmış ve sürdürmüş gibi.

Ankara’da yaşanan olaylar ileride yaşanacak çok vahim olayların bir öncü şokuydu. İkinci lige düşmelerinden Beşiktaş’ı sorumlu tutan Bursa taraftarları ile kupa maçı esnasında İnönü stadyumunda elektrik kesilmesini elenmelerinin müsebbibi sayan Ankaragücü taraftarları Beşiktaş’a karşı birleşmiş ve intikam yeminleri ederek bu maça hazırlanmışlardır. Bu iki takım taraftarlarının maçta olay çıkartacağı günler öncesinden bilinmekteydi. Beşiktaş kulübü yöneticileri emniyet güçlerini günler öncesinden uyarmış ve bir netice alamayacaklarını görünce de konuyu basına taşımışlardır. Felaket günler öncesinden geliyorum demesine rağmen emniyet güçleri gerekli önlemleri almayarak olayların yaşanmasında birinci dereceden sorumluluk sahibi olmuşlardır. Ankaragücü başkanı ve yönetim kurulunun da bu olayların meydan gelmesinde önmeli sorumlulukları vardır. Maç öncesi yaptıkları açıklamalarla ve bilet fiyatlarında uyguladıkları politikalarla Beşiktaş taraftarını kendi taraftarlarına hedef olarak göstermişlerdir.

Bakalım şimdi Federasyon ne yapacak? Seçim öncesi Ankaragücü ve Bursaspor kulüplerini cezalandırabilecek midir? Bu olayların üstüne gidilmez ve Ankaragücü ile Bursaspor kulüpleri gerekeli cezaları almazlarsa bundan sonra çıkacak olayları kimse engelleyemez ve bunun vicdani sorumluluğu da Federasyona ait olur. Tabii biraz vicdanları kalmışsa…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here