Televizyonlar için eylül ayıyla birlikte yeni bir yayın dönemi başladı. Şüphesiz, tüm televizyon kuruluşları geçtiğimiz dönemin muhasebesini çeşitli açılardan yapıyorlardır. Biz de elimizdeki Bileşim Medya’nın ürettiği verilerle bu muhasebe işine katkıda bulunmak istedik.
Geçtiğimiz sekiz aylık dönemde (1 Ocak 2006-31 Ağustos 2006) ölçümü yapılan 55 televizyon kanalında toplam 124,631,782 saniye (tele marketing dahil) reklam izlemişiz. Bu süre tam 34, 619 saate denk gelmekte. Biraz daha anlaşılır olması için bu süreyi de güne çevirirsek, 240 günlük bir dönemde 55 televizyon kanalında tam 1,442 gün uzunluğunda reklam yayınlanmış.
Tematik kanalları bir kenara ayırırsak, genel kanalların büyük çoğunluğunun yerli dizi, müzik/dans ve kadın programlarına yatırım yaptıklarını görmekteyiz. Şimdi bu yatırımları rating ve aldıkları reklam açısından incelemeye çalışalım. Öncelikle, geçtiğimiz sekiz aylık dönemde en çok rating alan program tipolojilerini inceleyerek işe başlayalım: Geçtiğimiz sekiz aylık dönemde en çok rating alan programların başında spor programları gelmektedir. Spor programlarının aldığı ortalama rating 3.2 izlenme payı (share) ise yüzde 17.3’tür. Buna karşın tematik olmayan kanaların tipolojilere göre ayırdıkları yayın süreleri incelendiğinde, en çok süre ayırdıkları üç program içerisinde spor programlarını görmemekteyiz. Bunun dışında, yerli diziler, kadın programları ve yarışma gibi en çok süre ayrılan programların rating sıralamasında ilk yirmi içinde yer aldıklarını görmekteyiz.
|
|
Tablo 1 ve 2 incelendiğinde en çok rating alan Spor programlarının reklam sıralamasında 7. sırada olduğunu görmekteyiz. Yine, rating sıralamasında 2. sırada yer alan Yarışma programlarının reklam sıralamasında 17. sırada yer almaktadır. Buna karşın en çok reklam alan Haber programlarının rating sıralamasında 13. sırada bulunması da ilginç bir durum. Anlaşılan, reklamverenler açısından Haber’lerin “prestij” ratingi halen devam etmekte. Program tipolojilerinin reklam süreleri dikkatle incelendiğinde sıralamanın rating sıralaması ile çakışmadığı görülmektedir.
Bu durumun iki önemli nedeni var. Birincisi, reklam harcaması takip edilen TV kanallarının önemli bir bölümünün rating ölçümleri içinde yer almaması. İkinci ise değişik program tipolojilerinin reklam fiyatlandırmasının çeşitliliğidir. Örneğin parasal açıdan bakıldığında, en çok reklam süresi alan bir tipoloji, kendinden daha az reklam alan bir tipolojiden çok daha az kazanıyor olabilir.
Yukarıda analiz yapmaya çalıştığımız örnek veriler tek başına bir sonca varmamız için yeterli değildir. Bu durumda gerek medya ajansları ve reklamveren firmalar, gerekse TV kuruluşları sağlıklı analizler yapabilmek için pek çok başka parametreyi devreye sokmaktadırlar. Ölçümü yapılan verilerin daha sağlıklı kullanılabilmesi için yapılması gerekenlerin başında TV reklam tarife fiyatlarının gerçekçi bir düzeye çekilmesi gelmektedir. İkinci olarak da AGB tarafından ölçülen kanallar ile Bileşim Medya tarafından ölçümlenen TV kanallarının aynı olması zorunluluğu gelmektedir.