Modern Olimpiyat Oyunları ilk kez, Fransız Baronu Pierre de Coubertin’in üstün çabaları ile 1896 yılında, doğduğu yer olan Atina’da gerçekleştirildi. Her dört yılda bir gerçekleştirilen Olimpiyat Oyunları yaz ve kış oyunları olmak üzere ikiye ayrılır. Olimpiyat Oyunlarının mottosu, “Citius, Altius, Fortius” yani “Daha hızlı, Daha Yükseğe, Daha Güçlü”dür. Bu motto’nun ruhunda ise amatörlük vardır. Profesyonel sporcular Olimpiyat Oyunlarına katılamazlar.
1896 Atina Olimpiyatlarından, 1920 Antwerp Olimpiyatlarına kadar geçen süreçte, Olimpizmin amatör ruhuna riayet edildi. Ancak futbolun tüm Dünya’da profesyonelleşmesi sonucu, pek çok ülke, Olimpiyat Oyunlarına profesyonel futbolcuları ile katılmaya başladılar. 1924 Paris Olimpiyatları süresince de hararetle tartışılan bu konu, 1928 Amsterdam Olimpiyat Oyunları sonrasında çözüme kavuşturuldu. FIFA Başkanı Jules Rimet ve Henry Delaunay’in çabaları sonucunda Olimpiyat Oyunları bünyesindeki Dünya futbolunun ayrı bir organizasyon haline getirilmesine karar verildi. Böylece, Olimpiyat Oyunlarının ve Düya Futbol Kupası Organizasyonunun ikişer yıl arayla yapılması uygun bulundu.
İlk Dünya kupasının, 1924 ve 1928 yılları Olimpiyat Oyunları futbol şampiyonu olan Uruguay’da yapılmasına karar verildi. 1930 yılında Montevideo’da ilki yapılan Dünya Kupasına, ülkemiz “parasızlık” nedeniyle katılamadı. Bu turnuvayı evsahibi Uruguay kazandı. Daha sonraki Dünya Kupası organizasyonları, 1934 yılında İtalya’da ve 1938 yılında Fransa’da yapıldı. Bu iki organizasyondan sonra, 2.Dünya savaşı nedeniyle Dünya Kupası organizasyonuna 1950 yılına kadar ara verildi.
EV SAHİPLERİ HEP ŞANSLI
Bu yıl onsekizincisi yapılacak olan Dünya Kupasını en çok Brezilya kazandı. 1950 yılında ev sahipliği yaptığı organizasyonun şampiyonluğunu Uruguay’a kaptıran Brezilya ilk şampiyonluğunu 1958’yılında İşveç’te elde etti. Daha sonra 1962 yılında Şili’de, 1970 yılında Meksika’da, 1994 yılında Amerika’da ve 2002 yılında Japonya-Kore’de şampiyon oldular.
Şimdi de yıllara göre Kupanın finalistlerini ve sahiplerini hatırlayalım;
1930 Uruguay . Final maçı; Uruguay 4 – Arjantin 2
1934 İtalya. Final maçı; İtalya 2 – Çekoslovakya 1
1938 Fransa. Final maçı; İtalya 4 – Macaristan 2
1950 Brezilya Final maçı; Uruguay 2- Brezilya 1
1954 İşviçre Final maçı; Almanya 3- Macaristan 2
1958 İsveç Final maçı; Brezilya 5- İsveç 2
1962 Şili Final maçı; Brezilya 3 – Çekoslovakya 1
1966 İngiltere Final maçı; İngitere 4 – Batı Almanya 2
1970 Meksika Final maçı; Brezilya 4 – İtalya 1
1974 Almanya Final maçı; Batı Almanya 2 – Hollanda 1
1978 Arjantin Final maçı; Arjantin 3 – Hollanda 1
1982 İspanya Final maçı; İtalya 3 – Batı Almanya 1
1986 Meksika Final maçı; Arjantin 3 – Batı Almanya 2
1990 İtalya Final maçı; Batı Almanya 1 – Arjantin 0
1994 ABD Final maçı; Brezilya 3 – İtalya 2 (penaltılarla)
1998 Fransa Final maçı; Fransa 3 – Brezilya 0
2002 Japonya-Kore Final maçı; Brezilya 2 – Almanya 0
Toplam onyedi kez yapılan Dünya Kupası yedi ülke tarafından bölüşüldü. Bu kupayı Brezilya tam beş kazanırken İtalya ve Almanya üçer kez, Arjantin ve Uruguay ikişer kez, Fransa ve İngiltere ise birer kez bu kupanın sahibi oldular. Ev sahibi ülkeler bu organizasyonda her zaman favori oldular. Bugüne kadar yapılan Dünya Kupası organizasyonalarında ev sahibi takımlar sekiz kez finale kalıp, altı kez de Kupa’nın sahibi oldular.
2006 Dünya kupası tahminime gelince; Son üç turnuvanın finalisti Brezilya ile evsahibi Almanya’nın final oynayacağına inanıyorum. Bu finalin sonucunu ise ancak Tanrı bilebilir.
