Milli Maçta Gözden Kaçan Bir Husus

0
588

İsviçre ile oynadığımız Milli maç hakkında çok konuşuldu. Herkes her şeyi söyledi. Söylenenleri tekrar ederek okuyucularımın daha fazla keyfini kaçırmak istemiyorum. Ama bir konuda fikirlerimi belirtmeden de bu konuyu kapatmak istemiyorum.

Öncelikle basınımızın konuya gösterdiği duyarlılık üzerinde durmak istiyorum. Basınımız ilk defa başını kuma gömerek, “Haçlı seferleri”  hurafelerinin arkasına sığınmadan toplumsal özeleştiri yapılmasında öncü oldular. Yaşanan nahoş olayların sorumlularını tespit ve teşhir etme konusunda cesaretli ve yansız yayın yaptılar.

Ancak yine de eksikleri vardı. Ulusal hatalarımızı tamamiyle maç öncesi olaylara ve maç sonrası itiş kakışa indirgediler. Buna karşın İsviçre ulusal marşının ıslıklanmasını neredeyse normal sıradan bir olaymış gibi hafife aldılar. Oysa ulusal marş ve bayrak bir bütündür ve ulusların onurudur. Atatürk İzmir’e girdiğinde ayakları önüne Yunan bayrağı serilmişti. Yunan Kralı İzmir’de kalacağı eve girerken Türk bayrağını çiğneyerek girdiğinden Atatürk’ün de aynı şekilde davranması ve bir anlamada ulusal bir öç alması istenmişti. Ama Atatürk, “O, bir milletin timsalini çiğnemekle hata etmiş. Ben o hatayı tekrar edemem” demişti.

Geçtiğimiz hafta, büyük önder Atatürk’ün ısrarla kaçındığı hatayı bizler yaptık. Hem de İsviçre’de milli marşımız ıslıklandığında bu kadar çok incinmemize rağmen. Oysa İsviçre milli marşı çalınırken gerekli saygıyı gösterebilseydik seksenüç sene arayla tüm dünyaya yeniden medeniyet dersi vermiş olurduk.

BEŞİKTAŞ BAŞKANININ İSTİFA KOMEDİSİ

Yıldırım Demirören’in istifa ile ilgili söyledikleri futbol ve Beşiktaş camiasının gündemine bir bomba gibi düştü. Ama aradan daha yirmidört saat geçmeden Başkan istifa etmeyeceğini açıkladı.

Başkanı istifa düşüncesine götüren nedenleri burada tartışmak istemiyorum. Belki bir başka sefere burada uzun uzadıya tartışırız. Burada tartışmak istediğim konu Başkanın bundan sonra alması gereken tavırdır.

İsteyerek ya da istemeden söylenmiş bu sözler bir şekilde kamuoyuna duyurulmuş ise Başkanın artık o koltukta oturmaya devam etmesi Beşiktaş camiasına zarar verir. Zira artık Başkan’ın niyeti anlaşılmıştır. Bundan sonra futbolcular ve teknik heyetten tutun da taraftara, federasyona ve tüm ilişkide olduğu kurumlara kadar herkes Başkan’ın ne zaman görevi bırakacağını konuşacaktır. Her yenilgi sonrası futbolcular ve teknik heyet, “Eyvah, bu sefer Başkan bırakıp gidecek” diye kendi kendini baskı altına alacaktır. Her an istifa etmesi beklenen bir Başkan ve yönetiminin ne federasyonda ne de futol camiasında bir ağırlığı olamaz. Her an kaçması beklenen bir Başkan ve yönetime hangi banka ya da finans kurumu kredi verir?

Bir söylentiye göre Başkan, yeniden güvenoyu alabilmek için bu yola gitmiş. Tribünlerin, “Aman Başkanım sakın bizi bırakıp gitme” demesini bekliyormuş. Ancak tribünler bırakın “Gitme” demeyi, besteledikleri şarkı ile, “ Bari küme düşürmeyin sayın Başkanım” diyerek Başkanın bu istifasını inceden inceye alaya aldılar.

Bu olaylar üzerine Başkanın istifadan vaz geçip göreve devam etmesi hem kendisine hem de Beşiktaş kulübüne zarar verir. Başkan vakit geçirmeden derhal istifasını sunmalı ve camiadan özür dilemelidir. Bu arada gitmeden önce de, seçim zamanı söz verdiği yirmibeş milyon doların açıklamasını yapmalıdır. Çünkü ona oy verenlerin büyük bir çoğunluğu bu söz üzerine kendisini desteklemişti. Şimdi de Başkanın kulübe ne kadar para verdiğini öğrenmek istiyorlar. Bu da onların en doğal hakkıdır.


CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here