Bazı Şeyler Unutulmuyor!

0
452

SL 27. Hafta Beşiktaş 4 : 1 Ankaragücü 08.04.2005

Beşiktaş’ın Ankaragücü ile oynadığı maçları hep önemsemişimdir. Zira Ankaragücü takımına karşı 1981 yılına dek uzayan bir antipatim var. 1977-78 sezonunda küme düşen bu takımı Askeri Cunta üyeleri 1. Ligde Ankara takımı olmaması nedeniyle, hiç hak etmedikleri bir şekilde 1. lige dahil ettiler. Ankaragücü’ne o günden beri hep Cunta’nın takımı gözüyle bakmışımdır.

Bir de bunun üzerine, 1991-92 sezonunda Galatasaray ile Beşiktaş arasında geçen sampiyonluk yarışında, son maçlarında Galatasaray’a 8-0 “yenilmiş “ olmaları onlara karşı duyduğum antipatiyi ikiye katlamıştır. O sezon Galatasaray, son Ankaragücü maçında yakaladığı gol averajı ile Beşiktaş’ı geçip şampiyon olmuştu. Beşiktaş seyircisi de bu haksız rekabeti unutamadığından geçtiğimiz Cuma günkü maçta “Zalad gelsin, sizi kurtarsın” diye tezahürat yaparak, 1992-93 sezonuna bolca gönderme yaptılar.

Skor farklı olunca maçla ilgili de fazla yorum yapmaya da gerek kalmıyor. Beşiktaş iyi futbol oynadı ve hak ettiği 3 puanı aldı. Hakem Serdar Tatlı biraz daha dikkatli olsa maçın skoru daha da fazla olabilirdi. Maç içinde en çok hoşuma giden olay, penaltıyı yaptıran Carew’in penaltı atışını oyuna yeni giren Pancu’ya attırması idi. Pancu’nun ihtiyaç duyduğu morali arkadaşlarının ona sunması son derece hoş bir tutumdu. Bu jest, Beşiktaş’lı futbolcuların artık takım ruhunu yakaladıklarının bir göstergesidir.

YENİ BESTELER

Cuma akşamı oynanan maçları oldum olası sevmem. İstanbul trafiğinde seyircinin işten çıkıp, stadyumlara koşması pek kolay değil. Dolayısıyla da Cuma maçları genellikle boş tribünlere oynanır. Bunu bildiğimden maçı bu hafta Kapalı tribünden izleyeyim dedim. Hiç olmazsa boş bir locada kendimi yalnız hissetmem diye düşündüm. İyi ki de oradan izlemişim, yeni bir bestenin doğuşuna şahit oldum :

Beşiktaşım, hayat sensin.
Dünyam sensin, her şey sensin.
Gelecekse tüm acılar, biz hazırız, senden gelsin.
Bu sevdadan vazgeçersek, Allah belamızı versin.

Hep bir ağızdan söylenince dinlenmesi müthiş güzel oluyor. Şimdi Beşiktaş’lı taraftarların en büyük kaygısı, kendilerine ait olan bu bestenin de rakip taraftarlarca “intihal” edileceği. Ben de bu besteyi bu sütunlara taşıyarak hiç olmazsa tescil edilmesine bir katkıda bulunmak istedim. Artık rakip takım oyuncuları bu bestenin kendilerine ait olduğunu iddia edemezler. Aksi takdirde, Başbakan danışmanı gibi ciddi bir şekilde “intihal” suçu işlemiş olurlar.

KORKAK MEDYA

Aziz Yıldırım’ın, saha dışı güçlerle şampiyon olduklarını ima eden gafları basında  yeni tartışmaların başlamasına neden olmuştu. Trabzonspor, GS ve BJK camiası bu gaflara gerekli reaksiyonu gösterdiler. Ama medya bu konuyu derhal buzdolabına kaldırarak soğutmaya aldı. Benzer demeçler Beşiktaş ya da Trabzon Başkanından gelseydi medya şimdi ihtilal yapmak üzere isyan bayrağını çoktan açmıştı bile.

Tarafsız medyamız kendi mensuplarına da sahip çıkamıyor. Geçtiğimiz hafta Cem Yılmaz’ı izlemeye giden FB takımı ve Aziz Yıldırım’ı görüntülemeye çalışan medya mensupları Aziz Yıldırım tarafından alenen tehdit edildi. Başkan Aziz Yıldırım tarafından, “Seni tokatlarım” diye tehdit edilen kameramana kimse sahip çıkmadı. Oysa büyük bir kulübün başkanının bu tarz konuşmaları ve tehditleri her ülkede büyük olay olur ve spor sayfalarından birinci sayfalara taşınır. Medya bu haberi de buzluğa kaldırdı. Görebildiğim kadarıyla bu konuda bir tek Radikal Gazetesinden sevgili Asena Özkan tepki gösterdi. Diğerleri ise sindiler. Tebrikler Asena Özkan’a !


CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here