SL 14. Hafta Samsunspor 2 : 4 Beşiktaş 28.11.2004
Bundan önceki yazılarımda Beşiktaş üzerine oynanmak istenen olaylara ve bu olaylarda ihmali ve parmağı olanlara değinmiştim. Bunların içinde Hakemleri, T.F.Federasyonunu, Emniyet güçlerini, Medya’yı ve BJK Yönetimini eleştirmiştim. Bugün ise Beşiktaş taraftarı hakkında yazmak istiyorum.
TARAFTAR GRUPLARI KİMDİR?
Yönetim Kurulundayken İletişim Komitesi Başkanı olarak doğrudan taraftar ile ilişkilerden sorumlu kişi bendim. Yönetici iken tanışma fırsatı bulduğum gruplar içerisinde, Çarşı grubu ve Siyah-Beyaz grubunun benim gönlümde ayrıcalıklı bir yerleri vardır. Aslında bu iki grup, birbirini tamamlayan ve birbirinin devamı gruplardı. Yönetici olarak çeşitli taraftar grupları ile yapacağım ilk toplantı öncesinde kendimi onlardan gelecek “avanta” taleplerini nasıl savuşturacağım konusunda şartlandırmıştım. Oysa toplantıda büyük bir şok yaşadım. Taraftar liderleri benden Kulübümüze nasıl destek olabilecekleri konusunda yol göstermemi ve kulübün onlardan taleplerini soruyorlardı. Taraftarın toplu kombine bilet alması konusu ilk kez o gün gündeme geldi. Parasız tek bilet isteyen yoktu. Onlara yaptığım tek kolaylık kombine bilet fiyatlarını taksitlendirmek olmuştu. Hepsi de getirip borç senetlerini elleri ile kulübe teslim ettiler. Daha sonra bu senetlerin ödenmesi sırasında aralarındaki o müthiş dayanışmayı gördüğümde Beşiktaş kadar taraftarına da aşık olmuştum.
Taraftar grupları Yönetime her türlü desteği verirken, yapılan her yanlış karşısında da en acımasız muhalefeti yapmaktan geri kalmıyorlardı. Ancak, bu tutarlı duruş, Serdar Bilgili’nin ikinci yönetimine Siyah-Beyaz grubundan bir kişinin sokulması ile yara aldı. Oysa bu grupların önemi ve ağırlığı, tüm Başkan ve adaylara eşit mesafede duruyor olmalarından geliyordu. Daha açıkça söylemek gerekirse, kimsenin adamı değillerdi. Son seçimlerde ise, Başkan adayı sayısının fazla oluşuna paralel olarak tüm taraftar gruplarının da birer adayın yanında yer aldığını üzülerek gözlemledim. Bu konuda tüm Başkan adaylarının çok önemli hata yaptıklarını düşünüyorum.
ÇARŞI GRUBU DİKKAT
Çarşı grubu seçimlerde önemli ölçüde Yıldırım Demirören’in yanında yer aldı. Bu da Çarşı grubunun aldığı ilk yara oldu. Oysa Çarşı grubu bugüne kadar her türlü baskıya karşın bağımsız ve gruplar üstü kişiliğini korumuş ve saygınlığını bu şekilde elde etmişti. Seçimlerde Yıldırım Demirören’i destelememiş olan Sabah grubu ve diğer medya kuruluşları daha o zamandan Çarşı grubunu mimlemişti. Şimdi ellerine geçen fırsatı değerlendirip Çarşı grubunu potansiyel katil ilan ediyorlar.
Bu durumdan Çarşı grubunun da sorumluluğu var. Başkanı seçimlerde desteklediniz, en kötü günlerinde takıma sahip çıktınız, her maça geldiniz. Ama muhalefet görevinizi unuttunuz. Sizin göreviniz işler iyi gidiyorsa alkışlamak, hatalar karşısında da suskun kalmayıp, Yönetimi hataları konusunda uyarmak olmalıdır. Aksi takdirde Çarşı efsanesini diri diri toprağa gömersiniz.
Bedava kombine bilet konusunda da kulağıma gelen bir çok dedikodu var. Bu dedikodulara asla inanmadım. Ama bu konuda içim de rahat değil. “Acaba” sorusunu kafamdan atamıyorum. Böyle bir durum varsa, size yakışan o kombine biletleri çöpe atıp yenilerini paranızla almaktır. Aynen eski günlerdeki gibi.
Toplumun her kesimindeki Beşiktaş’lıları, tüm demokrat ve aydınları Beşiktaş taraftarına sahip çıkma konusunda göreve davet ediyorum. Fenerbahçe taraftarının, “Adam gibi adam, Recep Tayyip Erdoğan” pankartına karşı “Adam gibi tek adam, ATAM” pankartını , “Fenerbahçe Cumhuriyeti” pankartına karşı, “Türkiye Cumhuriyetine Hoş Geldiniz” pankartını açan, “Arafat ölmedi, Beşiktaş’ta yaşıyor” diye slogan atabilen bu taraftarı savunmak, daha da önemlisi yanında yer almak Türkiye’de Demokrasi mücadelesinin bir parçası olarak görülmelidir.