SL 16. Hafta Kayserispor 1 : 2 Beşiktaş 10.12.2004
Kayseri maçı geride kaldı. Zor da olsa kazandık . Hatta Cem Deda’ya rağmen kazandık. Hakemlerin Beşiktaş’a karşı bu yanlı tutumunu yazmaktan bıktık artık. Bizler yazdıkça daha da arsızlaşıyorlar. Cem Deda ve Fırat Aydınus gibi hakemlerin yönettiği diğer maçları seyretmesem, “acemiliğine geldi” der geçerim. Ama başka maçlarda gayet iyi yönetim gösteren bu hakemlerin Beşiktaş maçlarında ellerinin ayaklarına dolaşmasına bir anlam veremiyorum. Cem Deda Kayseri maçında Beşiktaş’ın iki net penaltısını göremedi. Oysa her iki pozisyona da son derece yakındı. Hele maç berabere giderken verilmeyen penaltı bence maçın skoruna etki eden en önemli karardı
Beşiktaş’ımızın Parma ile oynayacağı maçın zor ve stresli geçeceğine inanıyorum. Bir üst tura geçme şansımız bu son maça bırakılmamalıydı. Bu maçta Tümer’e çok iş düşecek. Tabii bir de oynarsa Sergen’e. Tecrübesini sahaya yansıtan ve sakin olan taraf maçı kazanacak. Ben bu takıma güveniyorum. İnşallah bu gruptan çıkıp, bir üst turda daha iyi bir Beşiktaş izleyeceğimize inanıyorum.
BEŞİKTAŞ’IN GÜNDEMİ KALABALIK
Beşiktaşımızın son günlerdeki gündemi oldukça kalabalık. Bir yandan hakem hatalarının önlenemez yükselişi, bir yandan medyanın saldırıları, bir yandan Yöneticilik hataları ve bir yandan da taraftar beklentileri. Bunlardan sütunumuza sığabilenlerle başlayalım:
Başkan’ın geçen hafta Sabah Gazetesinden Kazım Kanat’la yaptığı röportajı içime sindiremedim. Gazetecilikte en önemli başarılardan biri bir kulübün başkanı ile röportaj yapmaktır. Başkanlar az konuşur ve her önüne gelen gazeteci ile konuşmazlar. Başkanımız bu röportajı ile Beşiktaş’a acımsızca saldıran Sabah Gazetesini ve Kazım Kanatı ödüllendirmiş oldu. Şimdi Başkan tüm gazetelere birer röportaj borçlandı. Başkandan röportaj randevusu alamayan muhabirler/yazarlar, bu randevuyu alabilmenin yolunun Beşiktaş’a saldırmaktan geçtiğini düşünecekler. Daha da kötüsü Beşiktaş Başkanının saldırılar karşısında korktuğunu ve bu korkuyla röportaj yaptığını düşünecekler.
Sayın Başkan, siz tüm Beşiktaş camiasını temsil ediyorsunuz. Camiamızın duygu ve düşüncelerine aykırı davranma hakkınız maalesef yok. O koltuğa oturduğunuz gün bireysel olarak davranma hakkınızı kaybetmiş oluyorsunuz. Artık attığınız her adım, söylediğiniz her söz koskoca bir camiayı temsil ediyor. Beşiktaş düşmanlarının koluna girerek lütfen bizleri küçük düşürmeyiniz.
Sabah Gazetesinin 22 Kasım 2004 tarihli sayısını ileride torunlarıma bir ibret vesikası olarak göstermek için saklıyorum. Gazetenin birinci sayfasındaki sekiz sütuna yazılmış “Ölüm Stadı”manşetini biz Beşiktaş taraftarları unutmadı, unutmayacak. Siz de unutmayınız. Hatta o sayfayı çerçeveletip, kulüp binasına, Nevzat Demir tesislerine ve Şeref Bey Stadyumuna asınız. Asınız ki dostumuzu düşmanımızı unutmayalım.
ŞEREF BEY STADYUMU
Hazır yeri gelmişken taraftarımızın günlerdir tartıştığı bu konuyu da sütunuma taşımak istedim. Taraftarımız Beşiktaş İnönü Stadyumunun isminin “Beşiktaş Şerey Bey Stadyumu” olarak değiştirilmesini istiyor. Bu tartışmaları taraftar internet sitelerinde duygu ve ibretle izledim. İşte geçmişine sonuna kadar sahip çıkan taraftar ! İşte Beşiktaş’a hizmet edenleri unutmayan taraftar ! Ben bu taraftarın önünde hep saygı ile eğildim, şimdi gururla eğiliyorum.
Hep düşünmüşümdür, neden İnönü Stadyumu diye? Rahmetli İnönü Türkiye tarihi için çok önemli ve değerli bir şahsiyet. İsmi bir çok yere verilerek zaten kendisine olan saygımızı ve sevgimizi Türk halkı olarak göstermiş olduk. Stadyumlar ve spor salonları genellikle ait oldukları kulüplerin simgesi haline gelmiş bireylerinin adıyla anılırlar. İnönü’nün Beşiktaş’la ya da Beşiktaşlılıkla herhangi bir ilgisi olduğunu bugüne kadar ne duydum ne de okudum.
Dolayısıyla bu stadyuma Beşiktaş tarihinde simge haline gelmiş bir kişinin adının verilmesi gayet yerinde olur. Aynen FB ve GS stadyumlarında olduğu gibi.
Ben taraftarın bu önerisini çok yerinde buldum. Bundan sonra benim için stadyumumuzun adı “Beşiktaş Şeref Bey Stadyumu”dur. Şimdi top Yönetimde ! Yönetimimizin bu konuda karar almakta zorlanmayacağını düşünüyorum.