Maçtan önce dostlarımla yaptığımız sohbette, sahaya çıkacak kadrolara baktığımızda, Fenerbahçe’nin bu maçı zorlanmadan kazanacağı yönünde ortak bir kanaat oluşmuştu. Hatta Beşiktaş’ın bu maçtan beraberlikle ayrılmasının bile bir mucize olacağı düşünülüyordu. Ancak arkadaş grubumuzda bir tek ben, Beşiktaş’ın galip gelme ihtimalinden söz etmiştim. Zira sezon başından bu yana Beşiktaşlı oyuncuların maç seçerek performanslarını arttırdıklarını savunuyorum.
Hatırlayalım: Bu takım Avrupa kupalarında Malmö, Lyon ve Athletic Bilbao’yu yendi.
Galatasaray, Fenerbahçe ve Trabzonspor ile oynadığı 6 maçın sadece birini kaybetti. O maç da Galatasaray’la deplasmanda oynanan karşılaşmaydı ve hakem Arda Kardeşler’in maçın sonucuna doğrudan etki eden kararları vardı.
Kaybedilen maçları tekrar hatırlayalım:
- Kendi sahasında Kasımpaşa’dan 3 gol yedi
- Kendi sahasında Göztepe’den 4 gol yedi
- Hatayspor’la berabere kaldı
- Adana Demirspor’a 2-1 yenildi
- Dokuz kişi kalan Konyaspor’a yenildi
- İstanbulspor’dan 3 gol yedi
Kaybedilen bu maçlardaki rakiplere bir bakın, bir de galibiyet alınan maçlardaki rakiplere…
Beşiktaşlı futbolcuların büyük bölümünün, menajerlerin takip edeceğini bildikleri maçlarda kendilerini göstermek ve reytinglerini artırmak amacıyla ekstra çaba gösterdiğine inanıyorum. Diğer maçları ise fazla ciddiye almadan oynuyorlar.
Bu zihniyetteki oyuncularla sezon sonunda yolların ayrılması son derece önemlidir. Üç başkan ve altı teknik direktörün görevine son verilmesine sebep olan bu oyuncular gönderilmezse, gelecek sezon hem mevcut başkanın hem de mevcut teknik direktörün başını yemeleri de kaçınılmaz olur.
Maçı Beşiktaş Hak Etti
Maçın analizine gelirsek:
Solskjaer, Galatasaray maçında işe yarayan taktikle sahaya çıktı. 4-6-0 taktiği (bazı yorumcular bu dizilişe 4-2-3-1 de diyor) bu maçta da işe yaradı. Emirhan’ın sakatlığı ve Udoukhai’nin sakatlıktan yeni çıkmış olması nedeniyle Masuaku’yu Paulista’nın yanına stoper olarak yerleştirdi. Sol bekte ise Emirhan Topçu’ya görev verdi. Bu son derece cesur ve aynı zamanda riskli bir karardı. Ancak galibiyeti getiren de bu tercih oldu.
Solskjaer’in, stoper eksikliğine rağmen Tayyip Talha’ya görev vermemesi isabetli bir karardı. Üst üste ciddi hatalar yapan bu oyuncunun, psikolojik olarak böyle bir derbinin yükünü taşıması mümkün değildi.
Chamberlain’i 90 dakika sahada tutmasını ise yadırgadım. İkinci yarıda takım çok geriye yaslanmışken, Immobile hamlesini daha erken yapmasını beklerdim. Zira, üzerinde santrfor baskısı olmayan Fenerbahçe savunması, sürekli olarak Beşiktaş yarı sahasında oynamaya başladı. Ancak kazanan her zaman haklıdır, deyip geçelim.
Hakem konusuna gelirsek: Yasin Kol’un henüz bir derbi yönetecek deneyim ve bilgi birikimine sahip olduğunu düşünmüyorum. Maçı sürekli uzaktan yönettiği için birçok kararı doğru göremedi ve çoğunu, seyirci ve oyuncuların baskısı altında kaldığı için hatalı şekilde verdi.
Maçın yıldızı ise hiç tartışmasız Mert Günok’tu! Yaptığı kurtarışlarla Beşiktaş’ı mağlubiyetten kurtardığını açıkça söyleyebiliriz.
Beşiktaş’ın üçüncülük şansı hâlâ sürüyor. Eğer Adana Demirspor, Alanyaspor, Rizespor ve Bodrumspor maçlarını kayıpsız geçerse, Samsunspor’un alacağı sonuçlara bakmadan ligi üçüncü sırada tamamlayabilir.