Futbol, gollerle güzeldir; zaten oyunun temel amacı da gol atmaktır. Elbette gol yememek ya da yediğinden fazlasını atmak da bir hedef olabilir. Dün akşam Beşiktaş, yediğinden fazlasını atarak galip geldi.
Maçın ilk yarısında, düşmesi neredeyse kesinleşmiş zayıf bir takıma karşı etkisiz bir Beşiktaş izledik.
Beşiktaş’ın direkten dönen bir şutunu bir kenara bırakırsak, Hatayspor daha fazla gol pozisyonu yakaladı ve bunlardan birini de gole çevirdi.
İkinci yarıda ise Beşiktaş daha etkili oynamaya başladı. Skor 2-1 Beşiktaş lehine döndükten sonra Hatayspor maçı neredeyse tamamen bıraktı; bu da farklı bir skorun ortaya çıkmasına neden oldu.
Beşiktaş’ın bu performansı beş golle sonuçlanmasaydı, bugün takımı kıyasıya eleştiriyor olurduk. Ancak yazının başında da belirttiğim gibi futbol gol demektir. Kötü oynarken kazanmak da güzeldir.
Fikstüre baktığımızda, Beşiktaş’ın ligi üçüncü sırada bitirmesi için uygun şartlar mevcut. Önümüzdeki maçların tamamını kazanabilirsek, Samsunspor ve Eyüpspor’un maç sonuçlarıyla ilgilenmeden üçüncülüğü garantileyebiliriz. Üstelik diğer iki takım birbiriyle de karşılaşacak. O maçın berabere bitmesi Beşiktaş için büyük bir avantaj olacaktır. Bir Beşiktaşlı olarak bu tür hesaplar yapıyor olmanın utanç ve üzüntüsünü yaşıyorum.
Bu maçla ilgili beni en çok memnun eden şey, taraftarın maç sonunda küme düşen Hatayspor futbolcularını tribüne çağırıp alkışlaması ve onlara moral vermesiydi. Büyük deprem felaketinden sonra Hatayspor gerçekten çok zor günler yaşadı ve sahada onurlu bir mücadele sergiledi. Bu mücadelenin takdir edilmesi gerekiyordu ve Beşiktaş taraftarı bunu gerektiği gibi yaptı. Bir kez daha Beşiktaşlı olmaktan gurur duydum.
Gelecek Sezonun Planlaması
Beşiktaş futbol şubesinin kısa ve uzun vadeli yeniden yapılanma programları olması gerekiyor. Bu programların yapılıp yapılmadığını bilemiyorum. Ancak benim gönlümden geçen yapılanma şu şekilde olabilir:
Gelecek sezon mutlak şampiyonluk hedefiyle oynayabilecek bir takım kurabilmek için mevcut kadronun büyük bir bölümünün gönderilmesi gerekiyor. Mevcut kadro ile gelecek sezon planlaması yapılamaz.
Buradaki kritik konu, bu futbolcuları yollamanın yaratacağı yüksek finansal yük. Mevcut yönetimin bu yükü nasıl karşılayacağını kestiremiyorum. Şayet bu mali sorun aşılır ve gönderilmesi gereken futbolcularla yollar ayrılırsa, daha düşük bütçeyle kısa vadede başarılı bir takım kurulabilir.
Bunun için kısa vadede önem verdiğim husus şu:
Öncelikle, yüksek maliyetli yıldız oyunculardan kaçınılmalı. Bu konuda yalnızca bir santrfor, bir stoper ve bir orta saha oyuncusu istisna kabul edilebilir. Bu omurganın etrafı ise İsveç, Norveç, Danimarka, hatta İzlanda gibi liglerden; ayrıca Almanya’da futbola başlamış ve orada yetişmiş, daha düşük maliyetli Türk oyuncularla takviye edilebilir. Kuzey ülkelerinin futbolcuları üzerinde özellikle durmamın nedeni, hem fiziksel dirençlerinin yüksek olması hem de iş ahlaklarının daha tutarlı olmasıdır. Mevcut altyapımızdan yetişen oyuncular ise ne yazık ki bana fazla güven vermiyor.
Uzun vadeli kurtuluş ise altyapıdadır. En az üç yıllık bir plan ve yatırımla Beşiktaş altyapısı ayağa kalkabilir ve kulübü hem futbol hem de mali açıdan kurtarabilir. Bunun için üç aşamalı bir plan öneriyorum. Bu planı bir sonraki yazımda anlatacağım.