SL 21. Hafta M. Başakşehir 2 – 2 Beşiktaş 14.02.2016
Bu maçın yorumunu adil yapabilmek için birkaç gün sinirlerimin geçmesini bekledim. Bu arada maçı ve önemli pozisyonlarını defalarca seyrettim. Şundan emin oldum ki, futbolun ilahlarının bu sezon için yazdığı senaryonun ‘esas oğlanı’ Beşiktaş değil. Beşiktaş’a bu sezon da başrol verilmemiş. Ancak Beşiktaş öyle güçlü bir takım oluşturmuş ki, tüm bu ali-cengiz oyunlarına rağmen şampiyon olacak.
Futbolun ilahları Beşiktaş’ı durdurmak için Torku Konyaspor maçında Tolga Özkalfa ile düğmeye basmıştı. Hakemlik hayatında icraatları ile gündemden düşmeyen, pek çok şaibeli karara imza atan bu şahıs Beşiktaş’ın yumuşak karnındaki Marcelo’yu oyundan atarak gelecek maçlar için ön hazırlığı yapmıştı. Ali Palabıyık isimli zat-ı muhterem de Başakspor maçında senaryodaki görevini layıkıyla yaparak Beşiktaş’ın 2 puan kaybetmesini sağladı.
Ali Palabıyık demişken hemen hatırlayalım; Tarih 22.01.2015, Eskişehir’de Beşiktaş’ın 1-0 yenildiği maç. Bakın maçın ardından neler demişiz; ”Bu yenilgi için bahane aramaya gerek yok, ancak hakemler Beşiktaş’ı böyle yakaladıklarında çok daha rahat ‘doğrama’ operasyonuna girişiyorlar. Ali Palabıyık Süper Lig için yeni düdük çalmaya başlamış hakemlerimizden. Ancak o da rüştünü ispatlamak için Beşiktaş’a vurmak zorunda olduğunun bilincinde. Bırakın verdiği ya da vermediği faul kararlarını, sadece Motta, Necip ve Oğuzhan’a gösterdiği sarı kartlara bakın, ne demek istediğimi anlarsınız. Motta çok rahat sert fauller yapabilen bir oyuncu ama sarı kart gördüğü pozisyon faul bile değil. Fakat hakemin niyeti belli; sarı kart sınırında olan Necip, Oğuzhan ve Motta’ya kart gösterip, bir sonraki haftaya da katkıda bulunmak.” Aynı Ali Palabıyık bu sezonun 2.maçında da Quaresma’yı oyundan atarak Beşiktaş’ı 10 kişi bırakmıştı.
Şenol Hoca bu maçın kadrosunu şöyle hazırlamıştı; kalede Tolga, sağ bekte Beck, sol bekte İsmail, defansın ortasında Necip-Alexis ikilisi, ön liberoda Atiba-Oğuzhan ikilisi, orta sahada Gökhan-Sosa-Olcay üçlüsü ve ileri uçta Gomez görev yapıyordu.
Beşiktaş maça istekli ve hırslı başladı. Ancak Ali Palabıyık bu isteği ve hırsı kırabilmek için daha 4.dakikada Alexis’e sarı kartını gösterdi. Bu sarı kart aslında Ali Palabıyık’ın niyetinin göstergesiydi. Daha 4.dakikada sarı kart gören bir defans oyuncusu hangi ruh haliyle rakibe ve topa müdahale edebilir ki? Her an ikinci sarıdan oyun dışı kalacağım korkusu ile bin türlü hata yapabilir. Allahtan Alexis bu tuzağa düşmedi.
Beşiktaş biraz şanslı olsa maçı ilk yarıda bitirebilirdi. Gomez, 12,18,38 ve 42.dakikalarda o kadar net goller kaçırdı ki anlatılır gibi değil. Buna karşılık Başakşehirspor ilk yarıda Beşiktaş kalesine bir kere geldi ve golü buldu. Bu devrede Ali Palabıyık tekrar devreye girerek Başakşehir takımının maçı 11 kişi bitirmesini sağladı. Mehmet Batdal 43.dakikada Alexis’le hava topuna çıkarken yaptığı faul sonucunda ilk sarı kartını gördü. Ancak ilk yarının uzatma dakikalarında bu kez Necip’le çıktığı hava topunda Necip’e çok daha ağır bir faul yaptı. Bu faul sarı kart gördüğü hareketten daha sert olmasına rağmen hakem ikinci sarı kartını gösterip, ihraç edemedi. Abdullah Avcı da ikinci yarıya bu oyuncuyu almayarak Ali Palabıyık’ı muhtemel bir kırmızı kart göstermekten kurtarmış oldu.
Ali Palabıyık’ın icraatları bu kart olayıyla sınırlı değildi. Mahmut Tekdemir’in ilk yarının uzatma dakikalarında Oğuzhan’a yaptığı faul doğrudan kırmızı kartlıktı. Topla hiç alakası yokken doğrudan tabanıyla Oğuzhan’ın bileğine basan bu oyuncuda ne insanlık ne de futbol ahlakı olamaz. Bu hareketi cezalandırmamak için oyunu aceleyle bitiren Ali Palabıyık ise kendisine verilen senaryoyu başarı ile uygulamaya devam etmiş oldu.
İkinci yarıda da Beşiktaş oyunun hakimiyetini eline geçirmişti. Ancak Ali Palabıyık tehlikeli bir mevkiden uydurduğu serbest vuruş kararıyla Başakşehir’in gol atmasına yardımcı olmuş oldu. Başakşehir’in ikinci golünü ise ilk yarıda kırmızı görmekten kurtulan kasap Mahmut attı. Ali Palabıyık ve Mahmut Tekdemir, futbolda adalet aramanın ne kadar saçma bir duygu olduğunu bir kez daha hissettirmiş oldular.
Beşiktaş 2-0 geriye düşmesine rağmen maçı bırakmadı. Futbolcular da seyirci de bu maçın çevrilebileceğine inanmıştı. Bu maçta iyi performans göstermeyen Gökhan ve Olcay’ın yerine giren Quaresma ve Cenk oyunun kaderini değiştirdiler. Oyuna girdikten hemen sonra Doka’nın Cenk’e ceza sahası içinde yaptığı hareket fauldü. Ancak hakem Palabıyık bu pozisyonu faul olarak değerlendirmedi. Neymiş, Doka’nın ayağı öndeymiş! Çelme sadece ayağa arkadan takılmaz ki; koşan adamın önüne ayağını uzatırsan yine çelme takmış olursun. Doka da aynen böyle yaptı. Hem hakem hem de senaryoya katkıda bulunan spor yorumcuları bu pozisyonu elbirliğiyle akladılar.
Her türlü olumsuzluğa rağmen Beşiktaş golü aramaya devam etti; 74.dakikada Oğuzhan’ın şutu direkten döndü. Dönen topu Quaresma kaleye gönderdi ve Cenk kafayla tamamlayarak topu ağlarla yolladı. Hakem Quaresma’nın pozisyonunun ofsayt olduğu gerekçesiyle golü geçerli saymadı. Bu pozisyon bence ofsayt değildi ama sayılmasa da gelecek gollerin habercisiydi. İsmail 78.dakikada rakibe baskı yaparak topu kazandı ve Quaresma’ya pasını çıkarttı. Quaresma’nın soldan ortaladığı topa Cenk ceza sahası içinde kafa ile vurdu ve topu ağlara gönderdi.
İkinci gol ise 83. dakikada Quaresma’nın sağ tarafta düşürülmesi sonucu kazanılan serbest vuruş ile geldi. Sosa bu serbest vuruşu orta şeklinde kullandı. Atiba harika yükseldi ve kafayla vurarak beraberlik golünü attı. Beş oyuncu değişikliği ve sakatlıklardan dolayı oyunun uzun süreler durmasına rağmen hakem Palabıyık oyunu dört dakika uzattı. Beşiktaş’ın galibiyet için yüklendiği anlarda oyunu bitirmiş oldu.
Bu senaryo maçla birlikte bitmedi. Mehmet Batdal maç sonu yapılan röportajlarda, ”uzun boylu olmam suç mu, rakibin defans oyuncuları altımda kaldığı için koluma çarptılar” gibi saçma bir argüman üretti. İşin tuhafı, senaryo ekibinden Erman Toroğlu, Tümer Metin, Şansal Büyüka gibi yorumcular da bu argümanı desteklediler. Tümer biraz utandığı için, ‘kurallara göre sarı kart ama bence verilmemeli’ diyerek futbol kurallarına bir yeni bakış açısı getirdi.
Yine bu yorumcular, Beşiktaş’ın baskı kurduğu ve goller attığı bölümü Quaresma ve Cenk’in oyuna girmesine değil de Emre’nin oyundan çıkmasına bağlamaları bir şeyler saklama çabasının telaşını andırıyordu.
Önümüzdeki hafta içinde Mersin İdman Yurdu ile erteleme maçı oynanacak. Bu maç normal tarihinde oynansa Beşiktaş daha avantajlı olacaktı. Bu avantaj yitirildiği gibi bu maçlarda yeni transferler de yer alamayacak. Bu da bizim federasyonun kurallarının garabetinin göstermektedir. Erteleme maçları sadece erteleme tarihindeki kadro ile oynanırmış. Peki devre arasında Beşiktaş takımından 7 oyuncu satıp, yeni oyuncular almış olsaydı ne olacaktı? Sahaya dört futbolcu ile mi çıkacaktı?
MAÇIN AYRINTILARI
Stat: Başakşehir Fatih Terim
Hakemler: Ali Palabıyık, Fevzi Demirhan, Serkan Çimen, Mehmet Cem Satman(4. Hakem)
Beşiktaş: Tolga, Beck, Delgado, Necip, İsmail, Atiba, Oğuzhan, Gökhan (Dk.69 Cenk), Sosa, Olcay (Dk.61 Quaresma), Gomez
Yedekler: Boyko, Serdar, Tosic, Veli, Kerim, Quaresma, Cenk
Teknik Direktör: Şenol Güneş
M. Başakşehir: Volkan, Bekir, Alparslan, Epureanu, Yalçın, Mahmut, Doka, Visca, Mossoro (Dk.84 Stefano), Emre (Dk.75 Rotman), Mehmet (Dk.46 Sokol)
Yedekler: Faruk, Ferhat, Rotman, Cenk, Sokol, Semih, Stefano
Teknik Direktör: Abdullah Avcı
Goller: Visca (Dk.25), Mahmut (Dk.54), Cenk (Dk.78), Atiba (Dk.83)
Sarı Kartlar: Delgado (Dk.6), Mehmet (Dk.43), Bekir (Dk.52), Epureanu (Dk.56), Doka (Dk.62), Emre (Dk.66)