SL 33. Hafta Beşiktaş 3 – 1 Osmanlıspor 15.05.2016
Pek çok Beşiktaşlı, geçen hafta kazanılan Galatasaray galibiyetinden sonra, iki hafta kalmasına ve matematiksel olarak garantilenmemesine rağmen, Beşiktaş’ı şampiyon ilan ettiler bile. Benim gibi, üç dakikada üç gol yediğimiz Steau Bükreş ve 3-0’dan 3-3’e getirdiğimiz Valerenga maçlarını hatırlayanlar daha temkinliydiler. Her ne kadar, alınacak beraberlik bile Beşiktaş’ı şampiyon yapacak olsa da, hafta boyunca çevremizdeki Beşiktaşlıları, ‘Osmanlıspor maçının doksanıncı dakikası bitmeden sevinmeyelim’ diye uyardık.
Yeni stadyumumuza kavuştuktan sonra uzun zamandır yapmadığımız maç günü ritüellerini tekrar yapmaya başladık; maçtan önce Beşiktaş çarşı içinde dostlarla buluşup, bir iki kadeh bir şeyler içmek ve ağaçlı yoldan yürüyerek stadyuma gitmek gibi. Bu maç günü Beşiktaş çarşıya biraz erken ineyim istedim. Zincirlikuyu’ya geldiğimde trafik tıkanmıştı. Taksiden inip, yürüyerek gitmeye karar verdim. Zincirlikuyu’dan Beşiktaş’a akan siyah beyaz formalarını giymiş, ellerinde Beşiktaş bayrakları olan insan seli ile karşılaştım.
Çarşıya geldiğimde ise şampiyonluk kutlamalarının çoktan başlamış olduğunu gördüm. Çarşı içinde adım atmak mümkün değildi. Buluşma mekânına ulaşınca ben de şampiyonluk havasına girdim. Ağaçlı yoldan stadyuma doğru yürürken bir an tekrar tedirgin bir ruh haline bürünsem de stadyuma girdiğimde özgüvenim tekrar yerine geldi; “bu stadyumda bizi Barcelona, Real Madrid, Bayern Munich bile yenemez” duygusu ile koltuğuma oturdum.
Şenol Hoca, geçen hafta kart cezalısı durumuna düşen Olcay dışındaki kadrosu ile maça çıkmıştı. Kalede Tolga, sağ bekte Beck, sol bekte İsmail, stoper mevkiinde Marcelo-Tosiç ikilisi, ön libero mevkiinde Atiba-Oğuzhan ikilisi, orta sahada Gökhan, Sosa, Quaresma ve ileri uçta Gomez görev yapıyordu.
Beşiktaş oyuna o kadar rahat ve kendinden emin başladı ki, tribünlerde yerini almış 42 bin seyirciye ‘rahat olun, biz buraya şampiyon olmaya geldik’ mesajını veriyorlardı. Maçın daha ilk dakikalarından itibaren oyunu rakip yarıya yıkan Beşiktaş aradığı gole 21.dakikada ulaştı; Gökhan Töre’nin sağ taraftan kullandığı korner atışına, iki rakip oyuncunun markajına rağmen, iyi yükselen Marcelo kafayı vurdu ve Beşiktaş’ın 1-0 öne geçmesini sağladı.
Erken gelen bu gol şampiyonluk kutlamalarının da başlangıcı oldu. Ancak ben yine de temkinli olmak gerektiğini hissediyordum. Farkı artırmadan maçın garanti olmayacağına inanıyordum. Ben bunları düşünürken Beşiktaş bir korner atışı daha kazandı. Sol taraftan kullanılan korner vuruşunda savunmadan seken topu Marcelo ceza sahası dışındaki Oğuzhan’a aktardı. Oğuzhan’ın şutu tekrar savunmadan döndü ve top Marcelo’nun önünde kaldı. Marcelo ise çok soğuk kanlı bir şekilde, kalecinin boşalttığı köşeye topu yollayarak Beşiktaş’ı 2-0 öne geçirdi.
Bu pozisyondan 6 dakika sonra Beşiktaş üçüncü gole çok yaklaştı. Ancak son haftaların şansız adamı Sosa, yapılması gereken her şeyi yapmasına rağmen, çektiği şut üst direğe çarpıp tekrar oyun alanına döndü. Kaçan bu pozisyondan sonra bu kez Beşiktaş kalesinde net bir gol pozisyonu yaşandı; Delarge tarafından savunma arkasına atılan topa Rusescu ve Tosiç birlikte hareketlendi. Tosiç’in topa yaptığı müdahale Rusescu için pas oldu. Bir anda Tolga ile karşı karşıya kalan Rusescu şutunu çekti ancak Tolga mükemmel bir zamanlama ile rakibin açısını daralttı ve golü önledi.
Bu pozisyon gol olsa belki takım üzerindeki baskı artar ve skor Osmanlıspor lehine bile değişebilirdi. Zira Osmanlıspor takımı geriden gelip maç kazanmaya alışkın bir takım. Daha geçen hafta Bursaspor’a 3-0 mağlupken durumu 3-3’e getirmişlerdi. Dolayısıyla bu galibiyette Tolga’nın payı çok büyüktü. Tolga bu sezon pek çok maçta yaptığı kritik kurtarışlarla şampiyonluğa çok önemli katkıda bulundu. Ancak kalecilerin kaderi, yedikleri kötü gollerle anılmaktır. Tolga’yı bazı maçlarda ıslıklayanlar futboldan fazla anlamadıkları için yaptığı kritik kurtarışların değerini anlayamazlar.
İlk yarının son dakikalarında Quaresma jeneriklere geçecek bir gol denemesinde bulundu. Sosa’nın pası ile ceza sahasının hemen dışında, sol çaprazda topla buluştu. Kalecinin ileri çıktığını görünce rabona vuruşu ile topu ağlara yollamak istedi. Ancak top üst direğe çarparak dışarı gitti. Bu top ağlarla buluşsa harika bir gol olacak ve yıllarca hafızalardan çıkmayacaktı. İlk yarının bütününe baktığımızda, net pozisyonlar gole çevrilebilmiş olsa Beşiktaş’ın 4-1 önde olması gerekirdi.
İkinci yarıya da iyi başlayan taraf Beşiktaş’tı. İlk yarı sonunda rakibe gol pozisyonu veren Tosiç bu kez takımı adına bir pozisyon yarattı. Kendi sahasında aldığı topla atağa çıkan Tosiç, rakip ceza sahası avut çizgisine kadar inip, altı pasa hareketlenen Quaresma’ya güzel bir orta yaptı. Quaresma’nın vuruşu isabetsiz olunca top yeniden Tosiç’in önünde kaldı. Bu kez Tosiç şut denedi ama kaleci topu köşede kontrol etti.
Beşiktaş’ın şampiyonluğunu perçinleyen gol 48.dakikada Gomez’den geldi. Marcelo’nun kendi ceza sahası dışından attığı uzun pasla orta sahada buluşan Gomez iki rakibini çalımlayıp, Quaresma’ya pasını verdi. Topu sürerek ceza sahasına yaklaşan Quaresma üç rakibi arasından pasını sağ çaprazdan ceza sahasına giren Gomez’e verdi. Gomez ise güzel bir plase vuruşla farkı üçe çıkarttı.
Bu golden sonra Osmanlıspor tamamen oyundan koptu. Torje’nin 74.dakikada kullandığı korner atışında Webo kafayla topu ağlara yollamasına rağmen Beşiktaş bu maçın sonunda üç puanı alarak şampiyonluğunu ilan etti.
Maçın bitmesi ile birlikte gerek saha içinde gerekse tribünlerde sevinç doruktaydı. Bu sevincin bir kupa töreni ile taçlandırılması gerekirdi. Ancak TFF yönetimi, şampiyonluk garanti olmadığı gerekçesi ile Kupa’yı stadyuma getirmemesi Türk futbol tarihine TFF yöneticilerinin basiretsizliği olarak geçecektir. Varsayalım ki Beşiktaş bu maçın sonunda şampiyon olamadı; o kupayı federasyona geri götürmek çok zor bir iş miydi?
Neyse ki Beşiktaş yönetimi Kupa töreni olmasa da bazı hazırlıklar yapmış; ses ve ışık gösterileri eşliğinde stadyumun bir saat kadar şampiyonluğu kutlamasını sağladılar. Asıl kutlamalar ise stadyumdan çıktıktan sonra Beşiktaş çarşı ve kentin tüm semtlerinde yapıldı. Beşiktaş taraftarı Beşiktaş’a yakışan bir coşku ve olgunlukla şampiyonluğu kutlamayı bildi.
Beşiktaş taraftarının bu sezon için ürettiği iki sloganı çok beğeniyorum:
“Bu sene sanki Metin-Ali-Feyyaz”
“O sene bu sene, bundan sonra her sene”
Haydi hayırlı olsun…
MAÇIN AYRINTILARI
Stat: Vodafone Arena
Hakemler: Cüneyt Çakır, Orkun Aktaş, Alpaslan Dedeş
Beşiktaş: Tolga, Beck, Marcelo, Tosic, İsmail, Atiba, Oğuzhan (Dk. 75 Necip Uysal), Quaresma (Dk. 86 Cenk Tosun), Sosa, Gökhan Töre (Dk. 65 Kerim Frei), Gomez
Yedekler: Boyko, Serdar, Necip, Alexis, Kerim, Tolgay, Cenk
Osmanlıspor: Ahmet Şahin, Muhammed Bayır, Uğur Demirok, Szukala, Pinto, Mehmet Güven (Dk. 54 Erdal Kılıçaslan), Musa Çağıran, Lawal, Delarge (Dk. 54 Torje), Ndiaye, Rusescu (Dk. 61 Webo)
Yedekler: Hakan, Vaclav, Bilal, Torje, Erdal, Serdar, Webo
Goller: Dk. 21 ve 24 Marcelo, Dk. 48 Gomez (Beşiktaş), Dk. 73 Webo (Osmanlıspor)
Sarı kartlar: Dk. 55 Rusescu, Dk. 88 Lawal (Osmanlıspor), Dk. 72 Oğuzhan Özyakup (Beşiktaş)