İYİ FUTBOL, HARİKA SONUÇ! Beşiktaş 3 – Fenerbahçe 2
Geçen haftaki maç yorumunun sonuna; “Haftaya Fenerbahçe karşısına da ilk yarıdakine benzer bir kadro ile çıkarsa Beşiktaş taraftarının Bayram’ını zehir ederler” diye yazmıştım. Allaha şükür ne benzer bir kadro sahaya çıktı, ne de Bayramımız zehir oldu.
Maçın yorumuna geçmeden önce, bu güzel galibiyeti yaşatanları hatırlayalım; Kalede Tolga, sağ bekte Beck, sol bekte Tosiç, defansın ortasında Rhodolfo-Ersan ikilisi, ön liberolarda Atiba ve Oğuzhan, onların önünde Sosa, Gökhan, Olcay üçlüsü ve ileri uçta Gomez görev yaptılar. Bu dağılıma göre, herkes alıştığı mevkide görev yapacaktı.
Maça Fenerbahçe daha baskılı başladı. Orta sahada kazandıkları toplarla hızlı hücuma çıkıp, Beşiktaş kalesinde pozisyon yaratmaya çalıştılar. Bu çabalarında da başarılı oldular. Markoviç’in kendi sahasından aldığı topla, hiçbir müdahaleye maruz kalmadan, Beşiktaş ceza sahasına girip, topu Fernandao’ya ortalaması futbol estetiği açısından çok güzeldi. Fernandao bu topu ıskalamasa Fenerbahçe daha maçın başında 1-0 öne geçebilirdi. Bu pozisyondan birkaç dakika sonra da Ozan’la net bir fırsattan yararlanamadı.
Futbolun altın kuralı olan, ‘atamayana atarlar’ kuralı devreye girdi ve Beşiktaş 20.dakikada aradığı gole kavuştu; M.Topal’ın, Sosa’ya yaptığı faulden sonra topun başına Sosa geçti. Arka direğe yaptığı ortaya Ersan ve Kjaer aynı anda yükseldi. Top Kajaer’in kafasından kendi ağlarına gidince Beşiktaş 1-0 öne geçti.
Bu golden 4 dakika sonra Beşiktaş iki farklı üstünlüğü yakaladı. Yirmi dördüncü dakikada kazanılan korner atışında topun başına Gökhan geçti. Ön direğe yolladığı topu Olcay kafası ile arka direğe yolladı. Kajaer’in kafasından seken top, arka direğin yanından dışarı doğru yönelmişken yetişen Gomez sert bir kafa şutu ile topu ağlara yolladı.
İki sıfır geri düştükten sonra Fenerbahçe’de top kayıpları artmaya başladı. Beşiktaş orta sahada baskı kurup, yüklenmeye başladı. Yirmi sekizinci dakikada Gökhan’ın sağ kanattan getirip, sol kanata yaptığı ortaya Olcay yetişip kafayı vurdu ama top direğin yanından dışarı gitti. Bence maçın kırılma noktası burasıydı. Olcay bu golü atabilse Fenerbahçe yenilgiyi kabullenecek ve Beşiktaş belki de farka gidecekti.
Kaçan bu golden sonra bu kez Fenerbahçe Beşiktaş ceza sahasına inmeye başladı. Fernandao bu maçta gol kaçırma rekorlarını alt üst etti. Otuzuncu dakikada sağ taraftan yapılan ortaya kafa ile vurdu, ancak top dışarı gitti. Bu pozisyondan iki dakika sonra Nani’nin kullandığı korner atışından bu kez topu kendi ağlarına yollayan Tosiç’ti. Kjaer ile aynı anda kafaya çıkan Tosiç’e Kjaer arkadan yüklenince zıplayamadı. Zıplayamayınca da topu istediği gibi uzaklaştıramadı ve kendi ağlarına yolladı.
Bu golle umutlanan Fenerbahçe tekrar ataklarını sıklaştırmaya başladı. Markoviç’in yerine oyuna giren Volkan Şen, 39.dakikada sağ kanattan penaltı noktasına ortasını yaptı. Fernandao’nun sert kafa vuruşunu Tolga başarı ile savuşturdu. Bu tehlikeli pozisyondan sonra da gol olmayınca ilk yarı Beşiktaş’ın 2-1 üstünlüğü sona erdi.
Şenol Hoca ikinci yarıya Sosa-Necip değişikliği ile başladı. Bu değişiklikle orta sahadaki savunma gücünü artırarak, Fenerbahçe’nin baskısını kırmak istemiş olmalı. Oğuzhan ise Sosa’nın boşalttığı mevkie geçerek, oyun kurucu görevini üstlendi. Bu değişikler son derece olumlu sonuç verdi ve ikinci yarıda dengeler Beşiktaş lehine değişti.
Maçın önemli ve tartışılan pozisyonlarından biri de, 56.dakikada Şener’in ceza sahası içinde Gomez’in koluna girerek yere indirmesine hakemin devam kararı vermesiydi. Bu pozisyon, net bir penaltı idi. Hakem bu penaltıyı verse ve Beşiktaş gole çevirseydi maç yine bu dakikada bitebilirdi.
Fenerbahçe teknik direktörü 61.dakikada Fernandao’yu oyundan çıkartıp, yerine Van Persie’yi aldı. Bu değişiklik Fenerbahçe’ye hareketlilik getirdi. Altmış altıncı dakikada Beşiktaş’ın sol kanadından bindirme yapan Volkan Şen, dört Beşiktaşlı oyuncuyu çalımladıktan sonra topu Van Persie’ye aktardı. Van Persie de uzak kale direğinin yanından topu ağlara yollayarak tekrar beraberliği sağladı.
Beşiktaşlı oyuncular uzun bir süre topun dışardan çevrildiğine itiraz ettiler. Yayıncı kuruluş da, güzel bir oynatma hilesi ile topu içerde gösterdi. Oysa top dışarı çıkmıştı. Yine de Beşiktaşlı futbolcular, topun 5-10 santim dışarı çıkmış olmasının arkasına sığınmamalı. Şenol Hoca’nın da belirttiği gibi, Volkan Şen’in o kadar kişinin arasından çalımlarla çıkmasını engelleyememiş olmalarını konuşup, pozisyonu analiz etmeliler.
Yayıncı kuruluş ofsayt pozisyonlarını da istediği gibi ayarlayabilmektedir. Birinci gol için 30 santim ofsayt olduğunu söyleyen yayıncı kuruluş ve yorumcuları yine seyirciyi yanlış yönlendirdiler. FIFA ve UEFA artık ofsayt pozisyonları için ellerin konumunu da dikkate alıyorlar. El, vücudun bir parçası olduğundan ofsayt pozisyonuna dahil edilmeye başlandı. Bu durumda aynı pozisyonu izlerken Mehmet Topal’ın elinin yerine bir baksınlar ondan sonra ofsayt çizgilerini çizsinler.
Maç bu sonuçla biter diye düşündüğümüz dakikalarda, Oğuzhan’ın şık pası ile sağ kanatta buluşan Gökhan, ceza sahasına girerek, penaltı noktası üzerinden hareketlenmekte olan Gomez’e harika bir orta yaptı. Gomez bu topa uçarak kafa ile vurdu ve topu ağlara yolladı. Böylece Beşiktaş bir kez daha öne geçmiş oldu.
Bu golden sonra Van Persie 80.dakikada gole yaklaşmış olsa da, maç Beşiktaş’ın 3-2 üstünlüğü ile sonuçlandı.
Herkes bu maçın kahramanları olarak Gökhan ve Gomez’i öne çıkartırken, ben Tolga’nın bu unvanı hak ettiğini düşünüyorum. Kritik dakikalarda yaptığı kurtarışlarla Beşiktaş’ın bu maçı kazanmasına çok büyük katkıda bulundu.
Şenol Hoca’nın bu maçta oyuna Quaresma’yı almaması son derece olumlu bir karardı. Zira Beşiktaş’ın, Quaresma’nın fantastik çalım ve aksiyonlarından ziyade puan kazanmaya ihtiyacı var. Bir kısım Beşiktaş seyircisi de artık Quaresma ile ilişkisinin çerçevesini çizmelidir. Quaresma’nın top kayıplarını ve kritik yerlerde yaptığı hatalarını alkışlayan bu seyirci gurubu, benzer hataları yapan diğer futbolcuları yuhalamamalı.
Beşiktaş’ın iki senedir yenemediği Fenerbahçe’den kazandığı bu üç puan futbolcuların özgüvenlerini artırdığı gibi, camianın moralini de düzeltmiştir. Beşiktaş’ın iyi yolda olduğunu söyleyebiliriz.
MAÇIN AYRINTILARI
Stat: Atatürk Olimpiyat
Hakemler: Halis Özkahya, Baki Tuncay Akkın, Hakan Yemişken, Özgür Yankaya(4. Hakem)
Beşiktaş: Tolga, Beck, Rhodolfo, Ersan, Tosic, Atiba, Oğuzhan(Dk.82 İsmail), Gökhan, Sosa(Dk.46 Necip), Olcay, Gomez(Dk.88 Cenk)
Yedekler: Günay, Serdar, İsmail, Milosevic, Necip, Quaresma, Cenk
Teknik Direktör: Şenol Güneş
F.Bahçe: Volkan, Şener, Kjaer, Alves, Caner, Meireles, Mehmet, Ozan(Dk.76 Diego), Nani, Fernandao(Dk.61 Van Persie), Markovic(Dk.38 Volkan Ş.)
Yedekler: Ribeiro, Kadlec, Hasan, Alper, Volkan Ş., Diego, Van Persie
Teknik Direktör: Vitor Pereira
Goller: Kjaer (Dk.20 K.K.), Gomez (Dk.24, 74), Tosic (Dk.32 K.K.), Van Persie (Dk.65)
Sarı Kartlar: Nani (Dk.45+), Ersan (Dk.58), Oğuzhan (Dk.66), Necip (Dk.90+2)