ÇOK İYİ OLURDU. Beşiktaş 1 – Sporting Lisbon 1
Son iki, üç sezondur Beşiktaş, kazandığı büyük maçlardan sonra puan kaybetmeyi bir alışkanlık haline getirdi. Fenerbahçe galibiyetinden sonra böyle bir puan kaybını şahsen bekliyordum. Keşke bu kayıp Sporting takımına karşı olmasaydı. Zira bu maçtan alınacak üç puanla Beşiktaş’ın puanı 6’ya çıkacak ve Lokomotiv Moskova ile eşitlenecek, Sporting ise sıfır puanla daha aşağıda yer alacaktı. Bu beraberlikle puan farkı altıya çıkacağına üçte kalmış oldu.
Gerçi bu köprünün altından daha çok sular akar; takımların önünde dörder maç daha var. Yani her takımın 12 puan alma şansı var. Matematiksel olarak İskenderbey takımının da bu gruptan çıkma şansı var. Ama takımların güçleri göz önüne alındığında, ilk iki sırayı Lokomotif Moskova ile Beşiktaş’ın alması büyük olasılık olarak gözüküyor. Tabii çok önemli hatalar yapılmazsa.
Şenol Hoca takımın iskeletini koruyarak, FB maçındaki kadro üzerinde bazı rotasyonlara gitmek zorunda kaldı; Geçtiğimiz haftalarda başarılı bir performans gösteremeyen Tosiç’in yerine sol beke İsmail’i, önlibero mevkiinde Atiba’nın yanına Oğuzhan’ın yerine Necip’i, cezalı olan Olcay’ın yerine Quaresma’yı ilk on bire dahil etmişti. Beşiktaş, son dönemlerde sıkça oynadığı 4-2-3-1 taktiği ile oyuna başladı.
Maça Sporting takımı daha istekli, daha baskılı ve daha disiplinli bir şekilde başladı. İlk dakikadan itibaren oyunu Beşiktaş yarı sahasına yıkan Sporting takımı Beşiktaş ceza sahası içinde ciddi gol pozisyonları yakalamaya başladı. FB maçının en iyilerinden olan Tolga bu maçta da çok iyi bir performans göstererek takımının ilk yarıda iki-üç farklı geriye düşmesini engelledi.
Gol adeta geliyorum dedi; ilk on beş dakikada en az 3 net gol pozisyonu yakalayan Sporting takımı aradığı gole 16.dakikada ulaştı. Matheus Pereira’nın pası ile ceza sahasının hemen dışında sol çaprazda topla buluşan Bryan Ruiz’in gelişine sol ayağı ile çektiği şut Beck’e de çarparak Tolga’yı kontrpiyede bıraktı ve sağından ağlara gitti.
Bu golün, halen FB zaferi havasından kurtulamamış futbolcuları kendine getireceğini umuyorduk ama beklenen gerçekleşmedi. İlk yarıda Sporting takımı üstünlüğünü sürdürdü. Aslında Sporting takımı Beşiktaş’tan üstün bir takım değil, ama daha disiplinli ve daha diriler. Beşiktaş ne zaman topa sahip olsa on bir kişi topun gerisine geçip, toplu savunma yapıyorlardı. Öyle güzel alan savunması yapıyorlardı ki Beşiktaşlı futbolculara oynayacak alan kalmıyordu.
Buna karşın, Sporting takımı atağa çıktığında, Gökhan ve Quaresma geri gelmediklerinden, kolaylıkla Beşiktaş ceza sahasına girebiliyor ve tehlike yaratıyorlardı. Bu iki futbolcunun bence ciddi bir ego sorunu var. Kendilerine baskı yapıldığında en yakınındaki arkadaşına pas atacağına, bu baskıyı gurur meselesi yapıp rakibi zorlayarak geçmeye çalışıyorlar. Quaresma bunu tekniğiyle yapmaya çalışırken, Gökhan ise fiziksel gücünü ortaya çıkartıyor. Çoğu zaman başarılı olsalar da takımın hızı kesildiğinden, rakip daha rahat kapanma fırsatı buluyor. Topu kaybettiklerinde ise o top gelip Beşiktaş kalesinde tehlike oluyor.
İkinci yarıya Şenol Hoca, Necip-Oğuzhan değişikliği yaparak başladı. Bu değişiklik Beşiktaş’ın oyunda dengeyi kurmasına neden oldu. Ancak ikinci yarının da ilk tehlikeli atağı rakipten geldi; 51. dakikada Carvalho çok şık bir ara pasıyla topu Teofilo ile buluşturdu. Topla ceza sahası içine giren Teofilo bir anda Tolga ile karşı karşıya kaldı. Teofilo’nun şutunda Tolga yine başarılı bir kurtarış yaparak gole izin vermedi. Bu kurtarış bence maçın önemli kırılma noktalarından biriydi. Rakip iki farklı üstünlük sağlamış olsa, maçı geriye çevirmek çok zor olabilirdi.
Bu pozisyondan 10 dakika sonra Beşiktaş Gökhan’ın ayağından beraberlik golünü attı. Hazırlanış açısında son derece estetik ve zengin bir pozisyondu; Sağ kanattan hücuma çıkan Beck ceza yayı üzerindeki Sosa’ya pasını verdi. Sosa ise soldan bindirme yapan Gökhan’a, arkası dönük olmasına rağmen, güzel bir topuk pası çıkardı. Kaleci ile karşı karşıya kalan Gökhan düzgün bir vuruşla topu ağlara yolladı.
Bu golden sonra Şenol Hoca hücum gücünü artırmak için Sosa’yı oyundan alıp, Cenk’i oyuna dahil etti. Bu değişikliğin hemen ardında, 69.dakikada sağ kanattan bindirme yapan Gökhan topu Quaresma’ya aktardı. Quaresma’nın ceza sahasına yaptığı ortaya Gomez yükseldi ama rakibi tarafından itilerek indirildi. Hakem bu pozisyona penaltı vermemek için pozisyonu ofsayt olarak değerlendirdi.
Bu pozisyondan sonra her iki takım da yakaladıkları net gol pozisyonlarını gole çeviremeyince maç 1-1 beraberlikle sona erdi. Beşiktaş’ın bu takımı deplasmanda rahat yeneceğine inanmaktayım. Bence gruptaki en çekinilecek takım, Lokomotiv Moskova gibi gözüküyor.
MAÇIN AYRINTILARI
Stat: Atatürk Olimpiyat
Hakemler: Paolo Tagliavento, Matteo Passeri, Fabiano Preti, Alessandro Giallatini(4. Hakem)
Beşiktaş: Tolga, Beck, Rhodolfo, Ersan, İsmail, Necip(Dk.46 Oğuzhan), Atiba, Gökhan, Sosa(Dk.68 Cenk), Quaresma(Dk.90+ Kerim), Gomez
Yedekler: Günay, Serdar, Milosevic, Tosic, Kerim, Oğuzhan, Cenk
Teknik Direktör: Şenol Güneş
Sporting CP: Patricio, Pereira, Naldo, Silva, Tobias, Carvalho, Aquilani(Dk.78 Martins), Mane, Matheus(Dk.55 A. Silva), Ruiz, Teofilo(Dk.70 Slimani)
Yedekler: Boeck, Jose, Martins, Adrien, Montero, Esgaio, Slimani
Teknik Direktör: Jorge Jesus
Goller: Ruiz (Dk.16), Gökhan (Dk.61)
Sarı Kartlar: J. Silva (Dk.18), Rhodolfo (Dk.25), Ersan (Dk.58), J. Pereira (Dk.73)