Atiba’nın Atılması Kurallara Aykırı!

Futbol ile ilgili sohbetlerde, günümüz futbolunu tanımlarken sıkça ‘endüstriyel futbol’ terimini kullanırız. Endüstriyel futbolun tanımında pek çok öğe var; bu öğelerden bir tanesi finansal gelirlerdir. Stadyum geliri, reklam, sponsorluk geliri, futbolcu lisansı alım-satım gelirleri gibi gelir kalemleri içinde en büyük payı naklen yayın gelirleri oluşturur. Tüm kulüplerin en büyük gelir kalemi budur.

Naklen yayın hakkına sahip olan yayıncı kuruluş, lig sonuna kadar heyecanın devam etmesini ister. Heyecanın devam etmesi ise tek bir kulübün lig sıralamasında alıp başını gitmemesine bağlıdır. Bir kulüp rakiplerinden kopar ve puanlamada arayı açarsa ligin heyecanı düşer. Bu da daha az kişinin decoder almasına, daha az kişinin futbol maçlarını seyretmesine neden olur. Böyle bir durum yayıncı kuruluşun hem abone gelirlerinin hem de reklam gelirlerinin düşmesine neden olur.

İşte bu yüzden Türkiye Süper Liginde bir takımın kopup gitmesine izin verilmez. Beşiktaş’ın rakiplerinden çok daha iyi futbol oynadığı bu sezonda rakipleri ile arasındaki puan farkının sadece bir puan olması bu yüzdendir. Beşiktaş biraz arayı açar gibi oldu mu hakemler hemen devreye girer ve tepesine vururlar. Rakipleri kötü durumdaysa, kollanır, haksız penaltılarla beslenir, bir şekilde puan kazanmaları sağlanır. Elbette bu durumu tek başına yayıncı kuruluş sağlamıyor. TFF bu koşulları oluşturmak için çaba sarf ediyor, hakemleri kullanıyor.

Bu ikilinin kural dışı oyunları yazmakla bitmez. Biz en iyisi Konyaspor maçına dönelim. Maçtan önceki hafta, 25 Aralık tarihinde Facebook’ta şöyle bir mesaj yayınlamıştım;
“Konyaspor ile yapılacak maça Halis Özkahya adlı tetikçi verilmiş. Galatasaray maçı öncesinde sarı kart sınırında olan Tolga, Serdar, Oğuzhan ve Demba Ba’dan en az ikisine sarı kart göstererek cezalı duruma düşürecek ve görevini yapmış olacak. Maçlar sadece sahada kazanılmıyor diyorlar ya, bu maçların bir de hazırlık süreci var.”
Maalesef haklı çıktım. Çünkü Halis Özkahya her yönettiği Beşiktaş maçında büyük skandallara imza atıyor. Galatasaray maçı öncesinde Beşiktaş maçına verilmesi son derece anlamlıydı. Amaç sadece Beşiktaş’ın Konyaspor önünde puan kaybetmesi değildi; asıl amaç bir hafta sonra oynanacak Galatasaray maçı için Beşiktaş’ın kan kaybetmesini sağlamaktı. Halis Özkahya da bu görevini layıkıyla yerine getirdi.

Biliç, Konyaspor maçının zor geçeceğinin farkındaydı. Son iki haftada 10 gol yemiş bir takım vardı karşısında. Aynı zamanda Aykut Kocaman takımda ciddi revizyonlara gitmişti. Gençlerle takviye ettiği bu takımın, kendi sahalarında hem puan hem da prestij kazanmak için, Beşiktaş’a karşı elinden geleni yapacağı açıktı. Biliç de bu duruma en ugun kadro ile sahaya çıkmıştı; kalede Tolga, sağ bekte Serdar, sol bekte İsmail, defansın ortasında Ersan-Pedro ikilisi, orta sahada Veli, Atiba, Sosa, sol açıkta Olcay, sağ açıkta Gökhan ve ileri uçta Demba Ba vardı. Bu kadronun sahaya yayılışı 4-2-3-1 formatındaydı.

Konyaspor maça çok etkili başladı. Orta sahada yaptıkları presle Beşiktaş’ı kendi yarı sahasına hapsettiler. Maçı birlikte seyrettiğim arkadaşlarıma Beşiktaş bu ilk 15 dakikayı kazasız atlatabilirse golü bulur, demiştim. Nitekim öyle de oldu; Konyaspor gol atmak için Beşiktaş ceza sahasına yüklenirken, çizgi hakemi Djalma ile İsmail arasındaki ikili mücadelede faule hükmetti. Faul atışını Tolga uzun kullandı. Rakip ceza sahası dışına yönelen topa defans oyuncuları müdahale edemeyince top Gökhan’ın önünde kaldı. Sağ çaprazdan ceza sahasına giren Gökhan düzgün bir vuruşla topu uzak kale direğinin dibinden ağlara yolladı ve Beşiktaş 1-0 öne geçti. Bu golden hemen sonra, 23.dakikada ceza sahası içine yapılan ortada topa yükselmek isteyen Demba Ba kaleci Belec tarafından boynuna sarılarak yere indirilmesini Halis Özkahya ve yardımcıları görmezden gelerek Beşiktaş’ın bir penaltısını çalmış oldular. İlk yarı Beşiktaşın 1-0 üstünlüğü ile sonuçlandı.

İkinci yarıya da Konyaspor baskılı başladı. Elli altıncı dakikada gole çok yaklaştılar; Ceza yayı önünde Mehmet Güven, Hasan Kabze ile duvar pasına girdi. Ceza yayı üzerinde tekrar topla buluşan Mehmet Güven sağ ayağı ile çok sert vurdu. Tolga üzerine gelen topu son anda tokatladı ve top üst direğe de çarptıktan sonra dışarı gitti. Bu kaçan golden sonra Konya atakları sıklaştı ama yine ilk yarıda olduğu gibi Beşiktaş yarı sahasında baskı yaparken ikinci golü kalelerinde gördüler. Maç boyunca pek bir varlık gösteremeyen İsmail’in 58.dakikada başlattığı atakta Olcay sol kanattan hızla rakip ceza sahasına girdi. Ceza sahasına doğru hareketlenen Sosa’ya pasını çıkarttı. Ceza yayı üzerinde topla buluşan Jose Sosa, sağ ayağıyla gelişine vuruşunu yaptı, top ağlara gitti.

Bu golden sonra oyunun kontrolü büyük ölçüde Beşiktaş’ın eline geçti. Beşiktaş’ın yaptığı oyuncu değişiklikleri oyuna pozitif olarak yansıdı. Kerim ve Gökhan net gol pozisyonlarını değerlendiremediler. Maç bu sonuçla biter derken Halis Özkahya oyuna ağırlığını koydu ve 82.dakikada olmayan bir penaltı yarattı. Sol kanattan ceza sahasına giren Torje, yanında koşmakta olan Serdar’ın bacağının önüne kendi bacağını sokarak yere düşüyor. Pozisyon izlediğinde görüleceğe üzere Serdar bir adım önde ve ayağı yere basıyor. Hareketli olan Torje ve ayağını Serdar’ın önüne bilinçli olarak sokuyor. Halis Özkahya da aradığını bulmuş olmanın şevkiyle hemen penaltı noktasını gösteriyor.

Penaltı hazırlıkları yapılırken Özkahya Atiba’nın yanına gelerek ceza sahası çizgisine basmamasını söylüyor. Ama aynı anda Atiba dahil 5 oyuncunun ayağı çizgi üzerinde. Hem de hemen Atiba’nın yanı başındalar. Ama Halis Özkahya bu uyarı için sadece Atiba’yı seçiyor. Çünkü Atiba’nın sarı kartı var. Atiba ayağını çekiyor ve bu sefer çizgiye ayağının ucu deyecek şekilde duruyor. Aynen yanındaki diğer oyuncular gibi. Ama Halis Özkahya birden sarı kartını çıkartarak Atiba’yı ikinci sarıdan ihraç ediyor.

Gelelim bu pozisyonun analizine;
1) Sahadaki tüm çizgiler ait olduğu alana dahildir. Yani ceza sahası çizgileri ceza sahasına dahildir.
2) Penaltı atılırken hiç bir oyuncunun çizgi ihlali yapmaması gerekir. Aynı kural taç atışları için de geçerlidir. Oyuncunun atış esnasında taç çizgisine basmaması gerekiyor. Ama bu kurala uyan bir futbolcu ya da uyaran hakem gördünüz mü?
3) Penaltı atılırken ihlal olursa, şayet kalecinin takım arkadaşları oyun kurallarını ihlal ederse:

• hakem vuruşa izin verir,
• top kaleye girerse, gol yapılmış olur
• top kaleye girmezse atış tekrarlanır.

UEFA’nın, FIFA’nın ve TFF’nin kuralları aynen böyle söylüyor. Halis Özkahya’nın görevi oyuncuları önceden ihlal yapmama konusunda uyarmaktır. Hani baraj kuran futbolculara elle kendinizi korursanız serbest vuruş veririm, diye uyarıyorlar ya, işte o kadar uyarabilir. Daha fazlasını yapamaz. Zira henüz atış yapılmamış ve ihlal oluşmamıştır. Çizgiye basan oyuncu penaltı atışından önce ayağını çizgiden çekebilir. Hakem bu sarı kartta iki kural hatası birden yapıyor; Birincisi, ihlal henüz oluşmamış. Oluşmamış suça ceza verilmez. İkincisi ise bu ihlalin cezası sarı kart değil. Ama Özkahya kafaya koymuş bir kere, Atiba’yı oyundan atacak. Yoksa neden beş kişi arasından onu seçip, uyarıyor?

Türkiye ligi Süleyman Seba Sezonu olarak adlanmayı hiç hak etmiyor. Türkiye ligi baştan sona şaibelidir. Özellikle Beşiktaş’ın yolu kesilmeye çalışılıyor. Bunun nedenleri;

1) Yazının başında söylediğimiz endüstriyel futbolun baş oyuncusu yayıncı kuruluş bir takımın rakipleri ile arayı açmasını istemiyor
2) TFF içindeki FB ve GS lobisi 4.yıldızı takmak için çaba sarf ediyor ve hakemleri kullanıyor,
3) TFF’nin başı olan Demirören Beşiktaş’ın bu yokluk koşullarında şampiyon olmasını hazmedemiyor.

Ne hikmetse son 10 yılda Beşiktaş’ın 8 oyuncusu derbi öncesi kırmızı kart görmüş. Bu kirli Bizans entirikaları artık kabak tadı verdi. Bu sene Beşiktaş şampiyon olursa şayet, sadece rakiplerini yenmiş olmayacak; başta hakemler olmak üzere, TFF yönetimini, yayıncı kuruluşu ve medyayı da alt etmiş olacak!

MAÇIN AYRINTILARI

Stat: Konya Büyükşehir

Hakemler: Halis Özkahya, Mehmet Cem Satman, Erdinç Sezertam, Caner Ak(4. Hakem)

Beşiktaş: Tolga, Serdar, Pedro, Ersan, İsmail(Dk.62 Motta), Veli, Atiba, Gökhan, Sosa(Dk.76 Kerim), Olcay, Demba Ba(Dk.71 Cenk T.)

Yedekler: Cenk G., Atınç, Uğur, Motta, Kerim, Oğuzhan, Cenk T.

Teknik Direktör: Slaven Bilic

Torku Konyaspor: Belec, Selim, Mehmet Uslu, Kokalovic, Ali Turan(Dk.69 Fuchs), Ali Çamdalı, Mehmet Güven(Dk.72 Recep), Uğur, Djalma, Ömer(Dk.69 Torje), Hasan

Yedekler: Kaya, Volkan, Fuchs, Vedat, Barış, Torje, Recep

Teknik Direktör: Aykut Kocaman

Goller: Gökhan (Dk.19), Sosa (Dk.58), Hasan (Dk.85 Pen.)

Sarı Kartlar: Atiba (Dk.39, 84), İsmail (Dk.50)

Kırmızı Kart: Atiba (Dk.84)