Feyenoord Hafif Geldi – Feyenoord 1 – Beşiktaş 2
Bir yıllık bir aradan sonra tekrar merhaba. Önce bu kısa (belki de çok uzun) ayrılığın nedenlerini paylaşayım; 2013 yazı ve 2014 kışı benim açımdan çok yoğun geçti. Gezi olayları ile başlayan süreç mahalle forumları ile devam etti. Daha sonra ise malum 2014 Mart seçimleri vardı. Ama asıl önemlisi beni umutsuzluğa iten ve tüm kimyamı bozan Olimpiyat stadyumundaki Galatasaray maçı oldu. Galatasaray maçını izlerken kendime, bu sene Beşiktaş ağzı ile kuş tutsa şampiyon yapmayacaklar, dedim. 1453 adlı grurubun yarattığı provokasyon ise tuzu biberi oldu.
Bu sezon tekrar yazmaya karar verdim; bunun pek çok nedeni var ama en önemli nedenlerinden biri Slaven Biliç’e olan saygım ve sempatim. Biliç dönemini tarihe not düşmeden geçmek ona büyük haksızlık olur, diye düşünüyorum.
Her sezon açılışında futbolu özlediğimi hissederdim. Oysa bu sene Brezilya’daki Dünya Kupasında futbola doymama rağmen, yine her zamanki heyecanla ekran başına geçtim ve Beşiktaşımı seyrettim. Anladım ki ben futboldan çok Beşiktaşı özlüyormuşum!
Maçla ilgili son söyleyeceğimi baştan söyleyeyim; Beşiktaş rahat bir galibiyet aldı. Deplasmanda alınan bu sonuç Beşiktaş’ın çok iyi bir kadroya sahip olması ya da çok iyi bir futbol oynamasından değil, Feyenoord’un çok zayıf bir ekip haline gelmiş olmasındandır. Beşiktaş’ın bu kadrosu bu sezonu şampiyonlukla bitirmesi için yeterli değil.
Bu vesile kadroyu hatırlayalım; Kalede Tolga, sağ kanatta Serdar, sol kanatta Motta, defansın ortasında Ersan ve Pedro Franco, orta sahada Atiba, Necip, Kerim Frei, Oğuzhan ve Olcay ileride ise Mustafa Pektemek onbiri ile maça başladı. Tolga sadece iyi kaleciliği ile değil adamlığı ile de bu takıma çok şey katıyor. İyi ki Beşiktaş’a gelmeyi kabul etmiş. Bir teşekkür de Atiba’ya borçluyuz. Hem geçen sezon hem de bu maç için alkışı en çok hak eden futbolcuların başında geliyor. Bu maçta maçın en yararlı futbolcusu Atiba idi. Sahanın her yerinde her topa müdahale etti, top çaldı, topu oyuna soktu. Yapılması gereken her şeyi fazlasıyla yaptı.
Hazır futbolculardan başlamışken sıra ile devam edelim; Defansta Serdar’ı geçen seneye göre daha derli toplu gördüm. Maçı ölümcül bir hata yapmadan bitirdi. Ersan ve Pedro birlikte oynamaya devam ederlerse iyi bir ikili olabilirler ama yine de gözlerim her zaman Sivok’u arıyor. Umarım bu sezon takımdaki yerini alır. Motta ise tam bir saatli bomba; ne zaman ne yapacağı belli değil. Her an takımını 10 kişi bırkabilecek potansiyele sahip. Maçın uzatma dakikalarında yaptığı harekete Türkiye’de penaltı verecek çok az hakem var. Ama maçın hakeminin niyetini 90 dakika boyunca anlamış olsa o hareketi yapmazdı. Hakem Feyenoord’a gol attırmak için elinden geleni yaptı. Serdar’a 10.dakikada verdiği sarı kartın babasını Boetius’a ikinci sarı kart olarak göstermeyerek niyetini belli etmişti. İtalyan hakem yerine daha adil bir hakem olsa Feyenoord bu maçı 11 kişi bitiremezdi.
Orta sahada Necip çok çalıştı. Alkışı hak eden futbolcular listesine adını yazdırdı. Kerim Frei ise henüz hazır gibi gözükmedi. Attığı gol öncesi topu çalışı, getirişi ve şut atması dışında çok fazla bir yararlık gösteremedi. Olcay ve Oğuzhan ise tam bir hayal kırıklığı yarattılar. Biliç de pek memnun kalmadığından her ikisini de ikinci yarıda oyundan aldı. Bu takımın acil olarak bir 10 numaraya ihtiyacı var. Oğuzhan ve Olcay’ın ileri uçta oynayan futbolculara çok fazla bir katkısı olmaz. Yaratıcı bir orta saha oyuncusu alınmazsa değil Demba Ba, Almeida’yı bile mumla ararız. Nitekim hem Mustafa Pektemek hem de oyuna girdikten sonra Demba Ba ileride çok yalnız kaldılar.
Maçın geneline baktığımızda Beşiktaş rakibe göre daha üstün oynadı. Bu üstünlüğü ise futbol kapasitesinden çok disipli oyun anlayışı getirdi. Biliç’in bu kısıtlı kadroya kazandırdığı en önemli özellik disiplin olsa gerek. Beşiktaş’ın golü erken bulması da çok genç oyunculardan kurulu olan Feyenoord’un oyun düzenini olumsuz etkiledi.
Golleri de hatırlamadan geçmeyelim; 13. dakikada Oğuzhan’ın kullandığı köşe vuruşundan gelen topa kale sahası önünde kafayla vuran Mustafa Pektemek Beşiktaş’ı 1-0 öne geçirdi. İkinci gol ise Kerim Frei’ın bireysel çabası ile gerçekleşti; 70. dakikada Feyenoord hücumunu keserek topu çalan Kerim Frei, topla ceza sahasına kadar geldi. Kerim’in çektiği şut rakibine çarparak ağlarla buluştu ve Beşiktaş’ı rahatlatan gol geldi. Rakibi penaltıdan attığı gol ise Motta ve hakem ortak yapımı idi.
Normal koşullarda Beşiktaş’ın İstanbul’da bu takımı elemesi çok yüksek ihtimal. Büyük bir süprüz ya da aksilik olmazsa Beşiktaş playoff’a kaldı diyebiliriz.
MAÇIN AYRINTILARI
Stat: De Kuip
Hakemler: Luca Banti, Elenito Di Liberatore, Andrea Padovan, Andrea Gervasoni(4. Hakem)
Beşiktaş: Tolga, Serdar, Ersan, Pedro, Motta, Kerim(Dk.89 Cenk T.), Atiba, Necip, Olcay(Dk.75 İsmail), Oğuzhan(Dk.59 Demba Ba), Mustafa
Yedekler: Cenk, Sivok, Uğur, İsmail, Holosko, Cenk T., Demba Ba
Teknik Direktör: Slaven Bilic
Feyenoord: Mulder, Schaken(Dk.61 Boulahrouz), Van Beek, Mathijsen, Kongolo, Clasie, Immers, Vilhena, Verhoek(Dk.65 Manu), Te Vrede, Boetius
Yedekler: Hahn, Nelom, Boulahrouz, Vormer, Karsdorp, Achahbar, Manu
Teknik Direktör: Fred Rutten
Goller: Mustafa (Dk.13), Kerim (Dk.70), Vrede (Dk.90+4)
Sarı Kartlar: Serdar (Dk.10), Kerim (Dk.30), Verhoek (Dk.31), Boetius (Dk.39), Motta (Dk.90+4)