NEDEN EKMELETTİN İHSANOĞLU?

0
662

CHP ve MHP ortak adayları Ekmelettin İhsanoğlu ismini açıkladıklarında ilk tepkim son derece olumsuz olmuştu. 16 Haziran tarihinde Facebook ve twitter hesabımdan, “Bu ülkeden çağdaş, laik, demokrat bir aday çıkamıyorsa vay halimize. CHP ile MHP’ nin tek ortak noktası demek ki dinmiş” mesajımı  paylaştım. Daha sonra bu tepkimin çok aceleci olduğunu, Ekmelettin beyi tanımadan sadece İslam Kalkınma Teşkilatı’ndakigörevinden dolayı tepki göstermenin yanlış olduğunu fark ettim.  Hemen bir gün sonra, 17 Haziranda aşağıdaki mesajımı yayınladım; “Özeleştirimdir: görevinden dolayı E.İhsanoğlu hakkında aceleci bir tavır gösterdim. Araştırmadan eleştirmek bana yakışmadı. Demokrat olduğu kadar laik bir kişiliği olduğu anlaşılıyor. AKP lilerin telaşı da dikkat çekici. Biraz daha serin kanlı olalım. En azından adamı tanımaya çalışalım.”

Bu olaydan bir hafta sonra Ekmelettin beyin oğlu ve kızı tarafından telefonla arandım. Benden kamuoyu araştırmaları konusunda yardım istiyorlardı. Kendileri ile buluşana kadar yine kafamda az da olsa önyargılarım mevcuttu. Kendileri ile tanışıp, sohbet edince bu önyergılarımın da yersiz olduğunu fark ettim. Karşımda son derece modern, çok iyi eğitimli ve aydın kişiler buldum. Ekmelettin beyi de tanıyınca muhafazakarlık ile modernliğin pek ala birlikte uyum içinde var olabileceğine ikna oldum. Kendilerine kamuoyu araştırmaları konusunda gönüllü olarak yardımcı olacağıma söz verdim.  Ayrıca, Zekeriyaköy forumunda seçim güvenliği konusunda çalışmış ve araştırma yapmış bir kişi olarak bu konuda da destek olacağımı söyledim.

Seçim ofisine gittiğimde hem çok şaşırdım hem de biraz umutsuzluğa kapıldım. Ofis çalışanlarının hemen hemen tamamı  Ekmelettin beyin ailesi ve yakınları idi. Daha sonra bu ekibe başka gönüllü gençler katıldılar. Bu genç ekip çok kısa zamanda Ekmelettin beyi Tayyip Erdoğan’ın karşısında ciddi bir rakip haline getirdiler.  CHP ve MHP’nin desteklerinin ise son derece sınırlı olduğunu da belirtmeliyim.

Neden Ekmelettin beyi desteklediğime gelince;

  1. Öncelikle Tayyip Erdoğan’dan kurtulma istediğim benim bu görevi almama neden oldu. Biliyorum ki Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olursa bugünkü yetkillerini genişletecek ve “Başkan” sıfatı altında diktatörlüğünü ilan edecek
  2. Bu cumhuriyet kurulduğundan beri muhafazakar, laik, parlementer ve demokrasiye geçmeye çalışan bir ülke. Tayyip Erdoğan’ın yıkmak istediği de bu değerler diye inanıyorum. O zaman bu değerleri savunan birini niye desteklemeyeyim?
  3. Ekmelettin bey siyasi islama karşı olan bir muhafazakar. Yıllar önce yazdığı kitaplarda laikliği bizlerden daha iyi savunmuş. Bu kitapları bir gün Cumhurbaşkanı adayı olurum umuduyla yazmadığına göre samimiyetini tartışamayız.
  4. Kampanyasını Nevşehir’den Hacı Bektaşi Veli türbesinden başlattı. Alevilikle ilgili verdiği demeçleri son derece net ve samimiydi. Cemevlerini bir ibadethane olarak kabul eden, Madımak katliamını lanetleyip, Madımak otelinin bir ’İbret Müzesi’ olması gerektiğini söyleyen birisinin Cumhurbaşkanlığı makamına oturduğununda Alevilerinin haklarını layıkıyla savunacağına inanıyorum.
  5. Her şeyden önemlisi ise söylem tarzı ve tonu. Ülkenin bu kadar gerildiği ve kamplaştığı bir ortamda, herkesi kucaklayacak, tansiyonu düşürecek, denge unsuru olacak bir Cumhurbaşkanına ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.

2014-07-15 11.21.34

 (Hacı Bektaşi Veli postnişini Veliyettin Ulusoy ve Ekmelettin Bey)

 

Bu yarışta bir üçüncü kişi de Selehatti Demirtaş. Demirtaş’ın söylemlerinin samimiyetine inanmıyorum.  BDP/HDP benim gözümde hiç bir zaman Türkiye halklarının ve ezilen sınıflarının partisi olamadı. Bağımsız Kürdistan dışında başka bir gündemleri yok. Cumhurbaşkanlığı seçimlerini de kendi  hedeflerini gerçekleştirmek için hızlandırıcı bir faktör olarak kullanmaya çalışıyorlar. Bir yandan Kürtlere, ‘Erdoğan seçilemezse çözüm süreci  durur’ mesajını veriyorlar, diğer yandan ise Erdoğan’ı bir an önce taleplerini yerine getirmeye zorluyorlar.

Kürtlerin, bağımsızlık dahil hiç bir talebi beni rahatsız etmiyor. Ancak Demirtaş’ın gizli gündeminin de bu ülkeye demokrasi getirmeyeceğini, tam tersine Tayyip Erdoğan’ın diktatörlüğüne neden olacağınıa inanıyorum. Nitekim 2 Ağustos’ta Milliyet Gazetesinde yaptığı röportajda kendilerine en yakın partinin AKP olduğunu itiraf etti.

Bu durumda Tayyip Erdoğana’a karşı Ekmelettin beyi desteklemek tek seçenek olarak karşımıza geliyor. Tayyip Erdoğan’ın BAŞKAN olmasını istemiyorsak 10 Ağustos’ta mutlaka sandığa gidip, oyumuzu kullanmamız gerekmektedir. Yapılacak boykot, Tayyip Erdoğan’ın hesabına çüft oy olarak yazılır. Örnek vermek gerekise; 2011 seçimlerinde AKP’nin aldığı oy toplamı, toplam seçmenlerin %40,5’ine tekabül ediyordu. Ancak 11 milyon seçmen sandığa gitmediği için bu oran %49,5’e yükseldi ve mevcut seçim yasasının verdiği avantajla meclisin nerdeyse %60’ına hakim oldu. Meclisteki bu gücü sayesinde de ülkede istediği gibi at koşturuyor. Her türlü kanunu muhalefete rağmen çıkartabiliyor.

Benzer bir durum yaşamak istemiyorsak mutlaka sandığa gidip, oyumuzu kullanmalıyız.

 

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here