Ayağa Kalkın Erkek Gibi Oynayın!

0
714

Galatasaray 3 : 2 Beşiktaş
26.02.2012 

Genel olarak yazılarımda slogan kullanmam, rakip takımı taciz etmemeye özen gösteririm. Ama Galatasaraylı futbolcuların bugün sahada sergilediği çirkinlikleri seyrettikten sonra, içime sinmese de, bu başlığı atmak zorunda kaldım. Beşiktaş Perşembe günü maç oynamış, sadece Cuma ve Cumartesi günleri bu maça hazırlık yapmış, Galatasaray ise 10 gündür dinleniyor ve bu maça hazırlanıyor. Ama 90 dakika boyunca yerde yatan taraf Galatasaray!

Özellikle de, futbol ahlakından yoksun Engin Baytar sahayı yatak odasına çevirdi; Beşiktaşlı futbolcuların rüzgarından bile etkilenip kendini yere bıraktı. Sivok’un topa vurduğu pozisyonda suratına tekme yemiş numarası yapıp, boylu boyunca yere yatmasını Bay Aydınus, benzer pozisyonlarda olduğu gibi, hemen faul olarak değerlendirdi ve bir kez daha komik duruma düştü. Semih de kendini yere bırakmayı ve hakemleri aldatmayı hızla öğrenmiş. Yapana değil yaptırana bakacaksın; Bir TV röportajında Arif Erdem‘in penaltı yaratmak için kendini sıkça yere bırakması Fatih Terim’e sorulduğunda, “Ben yap da demem, yapma da demem” demişti.

Hakemlerin çifte standartı da artık kabak tadı vermeye başladı. İnönü stadyumunda oynan maçta sayılmayan Beşiktaş’ın golünü hatırlayalım; Mustafa Pektemek’in topu alışına faul çalınmış ve Almeida’nın golü sayılmamıştı. Bugün Galatasaray’ın attığı 3.golde Sidnei’e yapılan nedir? Baros Sidnei’i ağlara yolluyor ama FIFA kokartlı Aydınus bu faulü görmezden geliyor. Semih’e ikinci sarı kartını göstermeye cesaret edemiyor. Veli’ye sarı kart gösterirken yine parmakları ile bir, iki, üç işareti yapıyor. Yahu sen FIFA kokartlı hakemsin; üç faul bir sarı kart mıdır? Ya da üç kez sarı kartlık hareketi görmezden mi geldin? Geçen hafta rakibinin üstüne yürüdüğü gerekçesi ile Fernandes’e sarı kart gösterilip bu maçta oynaması engelleniyor ancak Ujfalusi’nin üstüne yürüyüp, el kol hareketleri yapmasına Aydınus gözlerini kapatıyor. Sana o kokartı verenlerin gözü kör olsun!

Gelelim maçın yorumuna; Carvalhal sakatlıklardan elinde kalan oyunculardan çıkabilecek en uygun kadroyu saha sürmüştü. Kalede Cenk, sağ bekte Toraman, sol bekte İsmail Köybaşı, stoperde  Sivok-Egemen ikilisi, orta sahada Veli, Ernst, Necip, sağ kanatta Quaresma, sol kanatta Simao, ileri uçta ise Almeida görev yapıyordu. Carvalhal’in Simao-Quaresma ikilisini aynı anda oyunda tutmasını anlayamıyorum. Her ikisi de savunmaya yardım etmediği için orta sahanın tüm yükü üç kişinin omuzlarına bindiği gibi bekler de hücuma rahat çıkamıyorlar. En azından 2-2’lik beraberlik yakalandığında Simao’yu çıkartıp, Holosko’yu oyuna alması gerekirdi. Zira Fatih Terim’in risk alıp üzerine geleceği belli idi. Nitekim öyle de oldu. Fatih Terim 78.dakikada Emre-Aydın, Melo-Baros değişikliği yaparak risk aldı. Bu dakikalarda Holosko gibi hızlı bir oyuncu kontra ataklarla çok net pozisyonlar yaratabilirdi.

Karşılaşmaya Galatasaray baskılı başladı. Beşiktaş ise oyunu kendi yarı sahasında kabul edip, kontra ataklarla gol arama amacındaydı. İlk on beş dakika içinde Beşiktaş Veli ve Quaresma ile net iki gol pozisyonu yakaladı. İsmail Köybaşı ile başlayan atakta, ceza sahasına yapılan ortada topu rakip uzaklaştıramayınca Veli topa sahip oldu. Bekletmeden vurduğu şut kalecide kaldı. Bu pozisyondan birkaç dakika sonra Simao’nun kullandığı korner atışında top ceza sahası dışında bekleyen Quaresma’nın önüne düştü. Quaresma’nın sert şutu üst direği yalayarak dışarı gitti. Galatasaray’ın golü 15.dakikada Elmander’den geldi. Sağ kanattan bindirme yapan Ebue İsmail’i geçti. Bu arada Simao kademeye girdi ancak topa hakim olamayınca top Ebue’de kaldı. Ebue’nin ceza sahası içinde verdiği pasa gelişene vuran Elmander’in şutu üst direğe çarptıktan sonra yere düşüp, Beşiktaş ağlarına gitti. Üst üste otuz beşin üzerinde maç oynayan Egemen 38.dakika sakatlanarak oyundan çıktı, yerine uzun zamandır forma şansı bulamayan Sidnei girdi. İlk yarıda başkaca gol olmayınca Beşiktaş soyunma odasına 1-0 mağlup gitti.

İkinci yarıya Beşiktaş daha istekli ve baskılı başladı. Bunun ödülünü de 49.dakikada İbrahim Toraman’ın golü ile aldılar. Golde Quaresma’nın büyük katkısı vardı. Sağ kanattan gelişen atakta İbrahim Toraman ve Quaresma’nın baskısı sonucunda top Beşiktaşlı oyuncularda kaldı. Quaresma topla çizgiye inip içeri çevirdi, İbrahim Toraman topu boş kaleye gönderdi ve skor 1-1 oldu. Golden sonra Beşiktaşlı oyuncular oyunu soğutamadılar ve üç dakika sonra kalelerinde bir gol daha gördüler; 52. dakikada Selçuk’un uzun pasına hareketlenen Melo, savunmanın arkasına yaptığı koşuyla ceza sahasına girdi ve bekletmeden vurarak durumu 2-1 yaptı.

Beşiktaş bu şokun etkisini çabuk atlatarak tekrar Galatasaray’ın üzerine gitmeye başladı. Beraberlik golünü de 74.dakikada yakaladı. Sağ kanattan Quaresma’nın ceza sahasına yaptığı sert ortayı karşılamak isteyen Semih ters bir vuruşla topu kendi ağlarına yolladı. Bu dakikalardan sonra topa daha çok sahip olan taraf Beşiktaş’tı. Galatasaray’ın ataklarını orta sahada yaptıkları baskı ile başlamadan bitirdiler. Galatasaray’ın risk almaya başladığı bu dakikalarda, yorulan Simao’nun yerine orta sahaya taze bir güç alınabilse Beşiktaş’ın bu maçı kazanma ihtimali yükselebilirdi. Özellikle de Holosko gibi hızlı bir forvet en azından Galatasaray’ın defansının ileri çıkmasını engelleyebilirdi. Nitekim Beşiktaş 3.gole böyle bir kontra atakla çok yaklaştı. Maçın 90.dakikasında Quaresma sağdan hızla ceza sahasına girdi. Hakan Balta’yı oyundan düşürüp, içeri ortaladı. Ancak arka direkteki Almeida’nın kafa vuruşu dışarı çıktı.

Beşiktaş bu golü atabilse üç puanı kazan taraf olacaktı. “Atamayana atarlar” kuralı bir kez daha işledi ve Galatasaray uzatma dakikalarında bulduğu golle Beşiktaş’ın elinden kayan üç puanın sahibi oldu. Bu golde kaleci Cenk’in büyük hatası vardı. Kaleyi terk ederek Selçuk’un açısını daraltmak istedi ve kalesine dönemedi. Bunu fark eden Selçuk da arka direğe ortaladı. İşte zurnanın zırt dediği yer de burası. Bu pozisyonu dikkatle izlemek lazım. Sidnei ve Baros topa yükseliyor. Sidnei topa daha yakın. Ama Baros Sidnei’nin omuzlarına basarak yükselmesini engelleyip, yere indiriyor. Bu arada da Elmander topa dokunarak ağlara yolluyor. Bu golü veren Fırat Aydınus da gönül rahatlığı ile maçı bitirip, evine gidiyor(!)

Üç günde bir maç oynayan, Braga’yı eleyip, dinlenme fırsatı bulamadan bu maça çıkan, hırsı ve performansı ile rakip oyuncuları vakit geçirmek için sakatlık numarası yapmaya zorlayan Beşiktaşlı futbolcuları kutluyorum. Maalesef futbolun adaleti yok. Hak eden her zaman kazanamıyor.

26.02.2012

MAÇIN AYRINTILARI

Stat: Türk Telekom Arena

Hakemler: Fırat Aydınus, Serkan Ok, Aleks Taşçıoğlu, Aytekin Durmaz (4. Hakem)

Galatasaray: Muslera, Hakan, Ujfalusi, Semih Kaya, Eboue, Emre (Dk. 76 Aydın), Melo (Dk. 76 Baros), Selçuk, Engin, Necati (Dk. 64 Riera), Elmander

Yedekler: Aykut, Gökhan Zan, Ceyhun, Aydın, Riera, Baros, Sabri

Teknik Direktör: Fatih Terim

Beşiktaş: Cenk, İsmail (Dk.60 M. Pektemek), İbrahim Toraman, Sivok, Quaresma, Veli, Almeida, Necip, Simao, Ernst, Egemen (Dk. 38 Sidnei)

Yedekler: Umut Kaya, M. Pektemek, Ekrem Dağ, Ersan Gülüm, Holosko, Alves, Sidnei

Teknik Direktör: Carlos Carvalhal

Goller: Elmander (Dk. 15-90), İbrahim Toraman (Dk. 49), Melo (Dk. 52), Semih (Dk. 74 K.K)

Sarı Kartlar: Melo (Dk. 10), Semih (Dk. 10), Veli (Dk. 46), Quaresma (Dk. 69), Hakan (Dk.88)

90. dakikada Quaresma sağdan hızla içeri indi, içeri ortaladı ancak arka direkteki Almeida’nın kafa vuruşu dışarı çıktı.

90. dakikada Selçuk soldan arka direğe ortaladı, Elmander’in kafa vuruşuyla Galatasaray durumu 3-2 yaptı.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here