BEŞİKTAŞ’IN MALİ DURUMU VE YENİ YÖNETİM
Fikret Orman ve arkadaşlarının icraatlarını eleştirmeden önce Demirören yönetimin Beşiktaş’ı mali açıdan ne hale getirdiğini hatırlamakta yarar var. Bu hatırlatmayı yapmadan yeni yönetimi mali ve idari icraatlarından dolayı eleştirmek haksızlık olacaktır.
1) TOPLAM BORÇ
Demirören yönetimi Beşiktaş’ı çok büyük bir borç batağına soktuğu gibi, İdari ve Mali Genel Kurul Toplantılarında paylaştığı verilerle tüm camiayı yanıltmıştır. BJK A.Ş. ve Derneğimizin konsolide borcu 2003 yılında 25,7 milyon iken 2011 son çeyreğinde 504,6 milyon TL’ye yükselmiştir. 26 şubat 2012 tarihinde yapılan İdari ve Mali Genel Kurul Toplantısında Futbol A.Ş.’nin 30.11.2011 tarihli net borcu olarak 296,625,874.-TL, BJK Derneği’nin ise net borcunun 109,786,645.-TL olmak üzere toplam borcun 406,412,519.-TL olduğu ilan edilmiştir. Yaklaşık 100 milyon TL’lik borç muhasebe oyunları yapılarak Genel kurul üyelerinden saklanmıştır. 31.03.2012 tarihinde yeni yönetimin açıkladığı toplam konsolide borç miktarı ise 580.994.498.- TL’dir.
2) ŞİRKET SERMAYESİ
Demirören döneminde BJK A.Ş’nin yıllar itibariyle özsermayesi erimiş hatta negatife dönmüştür. 2006 ve 2007 yıllarında nerdeyse sıfıra yakın seyreden özsermayemiz 2007 sonunda sıfıra eşitlenmiş ve sonraki yıllarda hızla eksi büyüme göstemiştir. Buna karşın, toplam yükümlülüklerimiz hızla artmış, toplam varlıklarımız ise 2006 seviyesinden yukarı çıkamamıştır.
Bu veriler ışığında bakıldığında BJK AŞ’nin mali olarak iflas ettiği görülmektedir. Demirören yönetimi, teknik olarak iflas etmeyi subjektif bir şekilde hazırlanan bilirkişi tespit raporlarıyla ertelemiştir.
Bilançomuza makyaj yapıp, münfesih olmaktan kurtulabilmek için, TTK’nun 334.maddesi kapsamında futbolcularımızın bonservis değerleri Yeniden Değerleme Tespiti yapılmış ve 2011 yılı itibari ile Bilançomuzdaki Maddi Olmayan Duran Varlıkların değeri 177,8 milyon TL’ye, BJK ile yapılmış sözleşmelerden kaynaklanan haklardan 289,1 TL’ye, toplam 466,9 milyon TL’ye yükseltilmiştir.
Ancak günümüzde sermaye enjeksiyonu kaçınılmaz gözükmekte ve bu da ya yöneticilere daha fazla borç ya da varlık satışı anlamına gelmektedir. Böylece Demirören yönetimi elimizde kalan varlıkları da tehlikeye atmıştır.
3) FAALİYET KARLILIĞI VE GELİR/GİDER DENGESİ
Faaliyet karlılığımıza baktığımızda, 2007 senesi hariç, tüm yıllarda satış maliyetlerimiz satış gelirlerimizin üzerinde seyretmiş ve her yıl ciddi faaliyet zararımız oluşmuştur. Yıllara göre faaliyet zararlarımıza bakarsak;
2006 yılında 12 milyon
2007 yılında 1,3 milyon
2008 yılında 29,4 milyon
2009 yılında 52,5 milyon
2010 yılında 120 milyon
2011’in ilk 6 ayında 69,3 milyon TL dir.
Faaliyet Gider/Gelir oranlarımıza baktığımızda, 2010 yılında giderlerimizin gelirlerimize oranı %132, 2011 yılında ise %109 dur.
Diğer bir acı tablo da Gelirlerimizin dağılımında yaşanmaktadır. Toplam gelirlerimizin %48’ini TV Yayın gelirleri kapsamaktadır. Sponsorluk ve İsim Hakkı Gelirlerimiz ise %19’a gerilemiştir. Vahim bir durum da Lisanlı ürünlerimiz ve Maç günü hasılatlarında yaşanmıştır. 2006 yılında gelirlerimizin %19’unu oluşturan Maç günü hasılatlarımız 2010 yılında %28’e çıkmış, 2011’de ise %7’ye düşmüştür. Lisanlı ürünlerimizden elde ettiğimiz gelirlerin toplam gelirlerimiz içindeki payı ise 2006’da %12 iken 2011’de %9’a düşmüştür.
4) BORÇLARI HALI ALTINA SÜPÜRME
Demirören yönetimi günü kurtarmak için tüm borçlarını ya ertelemiş ya da inkar yoluna gitmiştir. Bu durum kulübümüzün güvenilirliğini ve imajını son derece olumsuz etkilemiştir.
BJK AŞ bilançosu dipnotlarında tam 12 sayfa yargıya taşınmış takipler söz konusudur. Yönetim organizasyonu ve karar alma mekanizmasında büyük aksaklıklar olduğu anlaşılmaktadır. Dernek ve Grup Şirketlerinde 31/03/2012 tarihi itibari ile dava ve icra takibi konusu borç tutarı, toplam gecikme faizleri ve yargılama giderleri hariç yaklaşık 50.000.000 TL ve toplam Dava sayısı 142’dir.
Kulübün Borçlarının finansman kaynağı yaratmak için inkar edilmesi ve ödeme Tarihlerinin geciktirilmesi sonucu yüklenilen inkar tazminatları, toplam borç yükünü en az %50 oranında arttırmıştır.
Ödenmeyen vergiler de halı altına süpürülen borçların başında gelmektedir. UEFA ile yapılan görüşmelerde ve verilen raporlarda bu borçların ödendiği ileri sürülerek UEFA yanıltılmak istenmiştir. Daha sonra yapılan incelemelerde vergi borçlarının ödenmediği ortaya çıkınca Beşiktaş 1 yıllığına UEFA kupasından men edilmiştir.
5) KULÜBÜN GELECEĞİ İPOTEK ALTINDA
Demirören 26 Şubat 2012’de yapılan İdari ve Mali Genel Kurul Toplantısında, tüm şahsi alacaklarından vazgeçtiğini, bu alacaklarını kulübe bağışlayacağını ilan etti ve destekçileri tarafından gözyaşları eşliğinde alkışlandı. Oysa bu vaadi yaparken ortaya koyduğu şartı o ‘heyecan’ içindeki bazı genel kurul üyeleri fark edemediler. Demirören’in şartına göre, kendisinden sonra gelecek tüm başkan ve yöneticiler de ceplerinden kulübe koyacakları paraları hibe etmeleri gerekiyor. Ayrıca Demirören’in bu vaadi tüm ısrarlara rağmen Genel Kurul Tutanaklarına da geçirilmediği için hiçbir hukuki bağlayıcılığı da yok.
Demirören’in devrettiği mali tabloya göre yönetime gelecek kişilerin kendi ceplerinden para koymak dışında alternatifleri yok. Ya da camia tek yürek olup bu mali kamburun altından kalkılmasına yardımcı olacak. Feda kampanyası bunun bir örneği ama yetmez. Çünkü, Demirören yönetimi gitmeden önce Beşiktaş’ın tüm gelecek gelirlerini de kullanmıştır;
- Fulya ve Plaza Kira Gelirleri 2016 yılı Eylül tarihine kadar temliklidir.
- Federasyon Gelirleri 2016-2017 Sezonu dahil kredi sözleşmesi gereğince temlik edilmiştir.
- Gelecek yıllara ait Sponsorluk gelirlerin 20.109.338 TL’si peşin tahsil edilip kullanılmıştır.
- 2012-2013 sezonu için UEFA Kupası Gelirleri söz konusu olmayacaktır. Gelir kaybı yaklaşık 15.000.000 TL’dir.
- Gişe Hasılatı ve Kombine Kart Gelirlerinin tamamı 2014 sezon sonuna kadar kullanılamayacaktır.
- Futbol A.Ş.’de Finansal borçların geri ödenmesi için 150.000.000 TL anapara ve 300.000.000 TL faiz ödemesi yapılacaktır. Bu tutarlara Kur Farkı riski dahil değildir.
- 31 Mart 2012 Tarihi itibarı ile temlik verilmesi suretiyle kullanılamayacak / teminat verilemeyecek gelir tutarı 190.406.207 TL’dir.
Bu mali verilere ve hibe vaadlerine karşın, Demirören kendi şahsi alacakları için kulüpten 100 mliyon TL’lik senet almıştır.
6) HALKA ARZ VE HİSSE SATIŞLARI
Demirören yönetimi, işbaşına geldiğinden itibaren sessiz sedasız, genel kurula danışmadan ve onay almadan halka arz programı uygulamaktadır. Oysa tüm anonim şirketlerde halka arz kararı genel kurul kararı ile alınır. Demirören, Serdar Bilgili döneminde genel kurulun, yönetim kuruluna bir kereliğine verdiği yetkiye dayanarak genel kurul iradesini yok saymış ve keyfince halka arz operasyonları yapmıştır. Kanun ve uygulamalarda imtiyazlı paylara ilişkin oluşabilecek değişiklik riskine rağmen acil kaynak ihtiyacını karşılamak üzere BJK AŞ hisselerinin ikincil halka arzları devam etmiştir.
İkincil halka arzlar olağan olmayan bir şekilde çok kısa duyuruların ardından hızlı bir şekilde detayları belli olmayan fon veya şahıslara arz edilmiştir. İleride kulübün sahibi olmaya yetecek kadar hisseye sahip bu fonların ve şahısların kimliği merak konusudur.
7) FULYA PROJESİ
Fulya projesi Beşiktaş’ın geleceğini garantisi olarak planlanmıştı. Ama bu proje de Demirören tarafından tahrip edildi.
Müteahhit ile yapılan inşaat ana sözleşmesinde, %67 BJK, %33 Müteahhit olan hisse dağılımının, gelir getiren unsurlar itibari ile %40 BJK, %60 Müteahhit lehine olduğu tespit edilmiştir.
Projenin teslimatı aşamasında teknik olarak projenin kusurlu/ayıplı teslim alındığı tespit edilmiştir. (Bugüne kadar elde edilemeyen kira kayıplarının bir nedeni de budur). Mevcut durumların tespiti ve kayıpların telafisinin tazmini konusunda çalışmalara devam edilmektedir.
Yıllık 16.000.000 USD kira geliri potansiyeli varken, yıllık 5.400.000 USD kira geliri elde edilmektedir. Ayrıca Fulya ve Plaza Kira Gelirleri 2016 yılı Eylül tarihine kadar temliklidir. Bu güne kadar yaklaşık 20.000.000 Avro tutarında gelir yönetimsel zaafiyetler nedeni ile kaybedilmiştir.
Bu konuda duyarlı olan bir avuç Beşiktaş’lı sözleşmenin ihlali dolayısıyla mahkemeye başvurup dava açtılar. Bu duyarlı kişileri genel kurullarda hain ilan edenler acaba şimdi utanıyorlar mıdır?
Yukarıda özetlemeye çalıştığım mali veriler ışığında Fikret Orman ve yönetim kurulu üyelerini bu yükün altına girme cesaretini gösterdiğinden dolayı tebrik etmemiz gerekir. Tebrik etmek de yetmez, yaptıkları ve yapacakları tüm hatalara rağmen desteklememiz gerekir.
Çünkü;
- Bu ekip Beşiktaş’ın Genel Kurulu tarafından seçilmiştir,
Çünkü;
- Yeni arayışlar için Beşiktaş’ın kaybedecek tek bir günü dahi yoktur.
Yeni yönetime vermemiz gereken destekleri camia olarak tartışmalı ve bir an önce harekete geçmeliyiz. Şu an için acil yapılabilecekler;
- Feda kampanyasına, tüm ürünlerden satın alarak destek vermek
- Kombine bilet almak
- Kulübe üye olmak ve üye kazandırmak
- Bankaların BJK kartlarını kullanmak
- Telefonlarda KartalCell’i tercih etmek
- Lisansız ürünlere itibar etmemek ve çevremizde kullanımına engel olmak
- Kulübe maddi imkan sağlayacak projeleri kulüp yöneticilerine iletmektir.
Lig sezonu süresince gerek futbol, gerekse basketbol ve tüm diğer branşlarda, sonuçlara aldırmadan takımlarımızı desteklemek de boynumuzun borcu olmalıdır. Böyle bir ortamda sonuca bakarak Beşiktaş’ı ve Yönetimini eleştirmek Beşiktaşlılık duruşu ile bağdaşmaz.
(Bu yazıdaki veriler 10 Haziran 2012 tarihli BJK Genel Kurul Raporundan ve Kongre Üyesi Bülent Topbaş’ın hazırladığı özel raporlardan yararlanarak hazırlanmıştır.)
Yeni yönetime destek nedenleri