04.11.2010
Porto 1 : 1 Beşiktaş
Schuster, Rüştü ve Cenk’in sakatlığından dolayı kaleyi mecburen Hakan Arıkan’a emanet etti. Yedek kalecinin kim olduğunu merak ettiğimde listede Umut Kaya adlı bir çocuğun ismini gördüm. Maçtan sonra Beşiktaş’ın resmi web sitesinde ismini aradım ama ne A2 ne de alt takımlarda ismine rastlayamadım. Bu bir ciddiyetsizliktir ve derhal ismi ilgili bölümlerde yer almalıdır.
Mecburiyetten kaleye geçen Hakan maça iyi başladı. Maçın daha dördüncü dakikasında önemli bir kurtarış yaptı. İlerleyen dakikalarda da kurtarışlarına devam etti. Ama 35. dakikada, topla ceza sahasına giren Falcao’yu yere indirince bir penaltıya ve dolayısıyla bir gole neden oldu. Oysa Falcao o pozisyonda topu ayağından açmıştı ve yetişmesi de mümkün değildi. Hakan müdahale etmese topla birlikte dışarı çıkacaktı. Hakan’ın bu hatası belki de Beşiktaş’ı üç puandan etmiş oldu.
Aurelio’nun takıma girmesi Ernst’i rahatlatmış. Ernst, sezon başından beri sürdürdüğü başarılı performansını bu maçta da sürdürerek maçın en iyileri içinde yer aldı. Aurelio ise sakatlıktan çıkmış olmasına rağmen çok kritik müdahaleler yaparak bu takımın ihtiyaç duyduğu bir oyuncu olduğunu gösterdi. Orta sahanın bir başka başarılı ismi ise Guti idi. Guti koşmasa da tecrübesi, zekası ve futbol bilgisi ile oyunun kaderini her an değiştirebiliyor.
Ve Nihat! İki senedir beklediğimiz Nihat nihayet bu maçla ortaya çıktı. Bu satırları attığı golden dolayı yazmıyorum. Nihat’ı ilk kez koşarken, sorumluluk alırken ve ikili mücadelelere girerken gördüm. Bu güzel futbolunu bir de golle süslemesi Schuster’i ve Beşiktaş taraftarını umutlandırdı. Önümüzdeki maçlarda da aynı performansı beklemek sanırım hakkımızdır.
Özel tebrik yollamamız gereken bir oyuncu da tereddütsüz İbrahim Üzülmez’dir. Otuzaltı yaşına rağmen sahadaki herkesten fazla koşması, girdiği ikili mücadelelerden başarıyla çıkması, arkadaşlarının açıklarını kapatması gerçekten takdire değer. İbrahim Üzülmez artık Beşiktaş’ın unutulmazları arasına girmiş ve “Büyük Kaptan” ünvanını hak etmiştir. Tebrikler Büyük Kaptan!
Beşiktaş Porto maçına hırslı ve istekli başladı. Daha maçın 3. dakikasında Bobo ile yüzde yüzlük bir gol pozisyonu yakaladı. Orta sahada yaptığı presle Porto’nun hucum gücünü zayıflattılar. Defans oyuncuları da arkalarına atılan toplarda uyanık davranıp, rakibe fazla pozisyon vermediler. İbrahim Üzülmez’in, rakibin en iyi oyuncusu Rodriguez’i yaptığı sıkı markajla sinirlendirip oyundan attırmasından sonra oyunun hakimiyeti Beşiktaş’ın eline geçti. Nitekim, Rodriguez’in atılmasından iki dakika sonra Nihat’ın golü beraberliği getirdi. Nihat’ın golü tek kelime ile muhteşemdi. Ceza sahasının dışından yolladığı füze doksan diye adlandırılan köşeye gitti. Kalecinin bu topa yapabileceği hiç bir şey yoktu.
Burada İbrahim Toraman için bir parantez açmamız gerekiyor. İbrahim Toraman Türkiye’nin en iyi ve en hızlı savunma oyuncularından biridir. Ayrıca çok yönlü bir oyuncu olduğundan her mevkiide de oynayabilir. Ancak son 3-4 maçtır hem performansındaki düşüş hem de sorumsuz hareketleri ile dikkat çekiyor. Bu maçta aldığı iki sarı kart da çok acemiceydi. Toraman gibi bir profesyonele yakışmadı. Oyundan atıldıktan sonra Beşiktaş’ın oyundaki hakimiyeti Porto’nun eline geçmiş oldu. Umarım bir an önce kendine çeki düzen verir ve eski Toraman olur. Zira Beşiktaş’ın ona her zamankinden çok ihtiyacı var.
Hazır laf defanstan açılmışken bir kaç söz de Ersan Gülüm için söylemeliyim. Bu çocuğa gözüm alıştığı gibi kanım da kaynadı. Oynadığı oyunla Schuster’in güvenini boşa çıkartmıyor. Maçı en az hatayla bitiren oyuncuların başında Ersan’ı sayabiliriz. Maçın çok kritik anlarında çok kritik müdahaleler ile alınan beraberlikte büyük pay sahibi oldu. Hele 79. dakikada, ağlara gitmekteki topu dışarı çıkarması müthişti. Bu dokunuş, onun futbol zekasını, çevikliğini ve kuvvetli reflekslerini ortaya çıkardığı gibi Beşiktaş’a da 1 puan kazandırdı.
Beşiktaş’ın; İstanbul’da Porto’ya 3-1 yenildiği maçtan sonra, “Zira, Porto Beşiktaş’tan üstün bir takım değil. Beşiktaş da deplasmanda bu takımı yenebilir” yazmıştım. Alınan sonuç olmasa da Beşiktaş’ın sergilediği oyun beni haklı çıkardı. Beşiktaş biraz şanlı olsa, 60. dakikada Holosko ile 75. dakikada Bobo’nun şutları direkten dönmese, İstanbul’a üç puanla dönebilirdi. Beşiktaş’ın İstanbul’da yenilme nedenlerini daha önce yazmıştım. Tekrarlamak gereksiz. Bu maç için yorumum ise şöyle; Beşiktalı futbolcular Beşiktaş’ta oynadıklarını hatırladılar!
Beşiktaş’ın iyi futbol oynamasının bir başka nedeni ise sakat futbolcuların giderek iyileşmesi ve takıma girmeleridir. Geçen haftalarda Guti’nin, bu hafta ise Aurelio’nun iyileşmesi Beşiktaş’ın oyun kalitesini artırdı. Quaresma’nın da katılımı ile eski parlak günlerin geri gelmesi süpriz olmaz.
Porto:1 – Beşiktaş:1
04.11.2010
MAÇIN AYRINTILARI
Stat: Estadio Dragao
Hakemler: Paolo Tagliavento, Massimiliano Grilli, Gianluca Cariolato, Carmine Russo (4.)
İlave Yardımcı Hakemler: Christian Brighi, Gabriele Gava
Porto: Helton, Peireira, Guarin, Belluschi (Dk.74 Souza), Otomendi, Fucile, Cristian Rodriguez, Falcao (Dk.79 Walter), Rolando, Michael, Hulk (Dk.63 Moutinho)
Yedekler:Beto, Moutinho, Sereno, Valera, Walter, Souza, Castro
Teknik Direktör: Andre Villas Boas
Beşiktaş: Hakan Arıkan, İbrahim Toraman, Ersan Adem Gülüm, İbrahim Üzülmez, Mehmet Aurelio, Fabian Ernst, Roberto Hilbert, Nihat Kahveci (Dk.90+1 Erhan Güven), Bobo (Dk.84 Necip Uysal), Rodrigo Tabata (Dk.46 Holosko), Guti Hernandez.
Yedekler: Umut Kaya, Holosko, Erhan Güven, Tomas Zapotocny, İsmail Köybaşı, Necip Uysal, Fatih Tekke.
Teknik Direktör: Bernd Schuster
Sarı Kartlar: Hilbert (Dk.44), İbrahim Üzülmez (Dk.59), Ersan Adem Gülüm(Dk.87)
Kırmızı Kart: Rodriguez (Dk.39 ve Dk.59 çift sarı karttan), İbrahim Toraman (Dk.29 ve Dk.66 çift sarı karttan)
Goller: 36. dakikada Falcao penaltıyı gole çevirdi (1-0)
62. dakikada Nihat Kahveci uzaktan sert vurdu ve meşin yuvarlağı ağlarla buluşturarak 1-1’lik eşitliği sağladı.