Spordan sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin, TFF seçimleri ile ilgili demeçlerinde spora siyaset karıştırılmasından yakınıyor. İlk bakışta kulaklara masumane bir şikayet olarak gelen bu yakınma gerçekten masum mu? AKP gerçekten sporu siyasetten uzak mı tutmak istiyor? Bunun cevabını Trabzonspor seçimlerinde bulmak mümkün.
İsterseniz biraz yakın geçmişe gidip, 2002 Genel Seçimleri ve 2004 Mahalli İdareler Seçim sonuçlarını hatırlayalım: Bildiğimiz üzere Trabzon şehri yıllardır sağ partilere oy verir. 2002 Genel Seçimlerinde AKP’nin Trabzon’da aldığı oy yüzdesi 43.93’tür. Toplam sekiz milletvekilinden altısını AKP kazanmıştır. 2004 yılı Mahalli İdareler Seçimlerine geldiğimizde ise tüm ülkede oylarını artıran AKP, Trabzon’da il genelinde oylarını yüzde 37.70’e geriletmiş ve Büyük Şehir Belediye Başkanlığını CHP adayı Volkan Can Alioğlu’na kaptırmıştır.
Bunun nedeni elbetteki AKP’nin genel siyasetine yönelik bir tepki değildir. Bu tepki, Karadenizli olmakla övünen Tayyip Erdoğan’ın Fenerbahçe lehine TFF’ye, PFDK’ya ve Tahkim Kuruluna yaptığı baskılardır. Tayyip Erdoğan’ın alenen FB avukatlığına soyunması ve FB’nin alacağı cezayı kaldırtması Trabzon’da büyük tepkilere yol açmış ve bu tepki seçim sandığına yansımıştır. Trabzonspor taraftarları Tayyip Erdoğan’a olan tepkileri bir çok maçta açtıkları pankartlar ve attıkları sloganlarla da ifade etmişlerdir.
Tayyip Erdoğan, Trabzon halkının tepkisinin sandığa yansıyacağını hiç tahmin etmiyordu. Ama sonuçları görünce spora siyasetin karışmasının sonuçlarını acı bir deneyimle öğrenmiş oldu. Bu hatasını tamir etmek için ikinci bir hata yaparak Trabzonspor’un başına en yakın çalışma arkadaşı olan Albayrak’ı getirdi. Amaç Trabzonspor’un kalkınması değil, amaç Trabzon halkının güvenini ve oylarını tekrar kazanmak. Bakan Mehmet Ali Şahin istediği kadar spora siyaset karıştırılmasına karşı olduğunu söylesin. Buna, başta kendi olmak üzere kimse inanmaz.
İLHAN CAVCAV’IN ÇARPITILAN SÖZLERİ
İlhan Cavcav, Kulüpler Birliğinden ayrılan Fenerbahçe’ye tepki gösterirken çok ciddi konulara dikkatleri çekmek istiyordu. Ama bu tepkisini dile getirirken yaptığı gaf ile bir çuval inciri berbat etti. Bu fırsattan yararlanan FB’li basın derhal saldırıya geçerek asıl konuyu saptırdı ve oluşturduğu kamuoyu ile Cavcav’ı susturdu.
Cavcav’ın söyledikleri içinden, PKK ile ilgili benzetmeyi çıkartın, altına bir çok FB’li dahil herkes imzasını atar. Çünkü Cavcav, FB Başkanının, “Kazanmak için her yol mübah” anlayışını eleştiriyor. Bu anlayışın Türk futbolunu götüreceği bataklığa dikkatleri çekmek istiyor. Yayın gelirlerinden arslan payını almak, Anadolu Kulüplerinin paylarını azaltmak için yaptığı entirikaları ortaya çıkartmak istiyor.
Ama Cavcav’ın bu çıkışı bir anda bir siyasi linç kampanyasına dönüştürüldü. Bundan sonra artık benzer çıkışlar yapmaya kimse cesaret edemez. Çünkü herkes, medyanın tarafsızlığının Fenerbahçe söz konusu olduğunda nasıl bir hırçınlığa dönüştüğünü gördü. Benim de şahsi fikrim, Cavcav gibi, FB’nin ayrı bir ligde oynamasından yana. Böylece geriye kalanlar arasında daha çekişmeli ve zevkli bir lig izleme şansımız olur.