SL 16. Hafta Galatasaray 3 : 2 Beşiktaş 10.12.2005
Türkiye’de futbol seyretmenin artık hiç bir heyecanı kalmadı. Futbolun, amatör dahil her kategorisi buram buram pislik kokuyor. Artık sokaktaki adam bile müsabaka sonuçlarının hatta o yılın şampiyonunun masa başında belirlendiğini biliyor.
Bu sene Fenerbahça’nin şampiyon yapılacağı konusunda bir bahis varsa hiç kaçırmayın. Banko Fenerbahçe ! Hiç korkmadan bire yüz oynayabilirsiniz. Fenerbahçe’nin forvetleri sakatlanıyor, yedek forvet oyuncusu Semih’e PFDK üç maç oynamama cezası vermiş. Ama imdadına Tahkim Kurulu yetişiyor ve Semih’in cezasını birden kaldırıveriyor.
Gel de futbolun kurumlarına güven ! Bu işte ya PFDK hatalı ya da Tahkim Kurulu. Hangisine güveneceğiz? Semih’ bir maç ceza verilmiş olsa ve bu ceza kaldırılsa anlarım. Ciddi bir suçu var ki üç maç ceza almış. Bu cezada hafifletici unsurlar göz önüne alınarak 2 ya da en iyimser ihtimalle bir maça indirilebilir. Ama Fenerbahçe’nin forvet ihtiyacı var ya, futbolun ilahları hemen devreye giriyor ve cezayı kaldırıyor.
KONUŞAN KAZANIYOR
Şampiyonun masa başında belirlendiğini söylemiştik ya, futbolun ilahları bu suçlarını kamufle etmek için arada bir isyan eden kulüp başkanlarını da memnun ediyorlar. Sesi kesilsin de biz yolumuza bakalım diye.
Beşiktaş maçı öncesi, Galatasaray Başkanı Özhan Canaydın basın toplantısı yaparak hakemlere veryansın etti. Canaydın, bu çıkışının kendisine bir derbi galibiyeti olarak geri geleceğini çok iyi biliyordu. Nitekim öyle de oldu. MHK bu çıkışa en kolay boyun eğecek genç hakemlerden Cüneyt Çakır’ı bu maça tayin ederek hem kendini hem de koltuğu sallanmakta olan Canaydın’ı rahatlattı.
Beşiktaş düşmanı yazarlar, Cüneyt Çakır’ın maçın sonucuna tesir etmediğini söylüyorlar. Bir hakemin maçın sonucuna tesir etmesi için illa ki olmayan bir penaltı uydurması ya da golü iptal etmesi gerekmez. Verdiği ya da vermediği fauller ve kartlarla bal gibi de sonuca tesir eder.
Daha 5. dakikada Cihan Ahmet Hassan’ı yaka paça indiriyor, sarı kart yok. Onbirinci dakikada Yalçın topu elle kesiyor ne handfaul var ne de kart. Aynı Yalçın İbrahim Akın’ı 47. dakika öyle bir faul yapıyor ki doğrudan kırmızı kart görmesi lazım ama yine bir şey yok. Ümit Karan İbrahim Toraman’a önce tekme atıyor, (Bu bölüm ekranlara da gelmiyor) sonra da boğazına sarılıp alaşağı ediyor, hakem her iki oyuncuya da sarı kart gösteriyor. Ümit Karan hakemin yanı başında küfür ediyor ama hakem görmezlikten geliyor. Bir dakika sonra da Çağdaş’a öyle bir sarı kart gösteriyor ki kargalar bile bu karar gülüyor.Tigana oyuncu değişikliğini, İbrahim Akın sakatlandıktan tam 9 dakika sonra yapabiliyor. Bu arada da Cüneyt Çakır Beşiktaş’ın gardını düşürmüş ve atı alan Üsküdar’a geçmiş. Bir de yine ekranlara gelmeyen, 85. dakikada Song’un Veysel’i ceza sahasında düşürmesi var. Cüneyt Çakır bunu da görmezlikten geldi. Bir hakem sonuca daha başka nasıl tesir edebilir, bir bilen varsa söylesin de öğrenelim.
GS’YE CEZA GELECEK Mİ?
Emniyet Müdürümüz bu tür derbi maçlara çok önem verir. Beşbine yakın polisi bu maç için görevlendirdi. Ama bu beşbin polis üç tane GS’li serserinin Beşiktaş takımını taşıyan otobüsü taşlamasını engelleyemedi. Engelleyemediği gibi faillerin ellerini kollarını sallayarak gitmelerine de müsade etti. Maçtan sonra bir Beşiktaş taraftarı bıçaklanıyor ve onbeş yaşında bir çocuk gözaltına alınıyor. Beşiktaş kulübü bu olayın takipçisi olmayacağından o çocuk da üç beş gün sonra serbest bırakılır.
Maç boyunca sahaya şişe ve bir sürü yabancı madde atıldı, Cüneyt Çakır bir kez bile ananos yaptırmadı. Çünkü kafasının arkasında Özhan Canaydın’ın yaptığı basın toplantısı vardı. Cüneyt Çakır da artık rüştünü ispatladı. Hem de bir Beşiktaş maçında. Aynen Cem Papila gibi. Yolu açık olsun.
Son sözlerimi yeni Galatasaray’lı Ayhan’a ayırdım. Beşiktaş taraftarına öyle bir hareket yaptı ki ben utandım. Bakalım aynı utancı sayın PFDK üyeleri de duyacaklar mı? Yıllarca ekmeğini yediğin takımın taraftarına yaptığın hareket yakıştı mı Ayhan? Sen de adam değil mişsin!