SL 12. Hafta Malatyaspor 1 : 1 Beşiktaş 06.11.2005
Tigana’yı Türkiye’ye geldiği ilk günden eleştirmek haksızlık olur. Ama Tigana yerine yönetim kurulunu ve futbol şubesi sorumlularını eleştirme hakkımız olduğuna inanıyorum. Çünkü bir yılda iki kez yapılan bir yanlışın özürü olamaz.
Yanlış nerede? Yanlış Tigana’nın yanına bir Türk yardımcı hoca vermemekte.Yanlış Mehmet Ekşi’nin apar topar kulübeden uzaklaştırılmasında. Aynı hatayı Del Bosque’de de yapmışlardı. Sinyor kendi yardımcıları ile gelmiş ve yanına bir Türk yardımcı istememişti. Şimdi de aynı imtiyaz Mösyö’ye tanınıyor.
Yönetim Tigana’nın bu talebini çaresizliğinden kabul etmek zorunda kaldı. Ellerinin altında Beşiktaş’a gelmekte istekli bir kaç tane daha aday olsaydı kendi şartlarını kabul ettirebilirlerdi. Ama Tigana tek alternatif olduğundan ve üzerlerinde zaman baskısı olduğundan Tigana’nın şartlarını kabul ettiler.
Tigana makul bir insana benziyor. Yönetim bu konuda Tigana’yı ikna edebilirse hem Tigana hem de Beşiktaş kazançlı çıkar. Yanlışında ısrarcı olur ve kaybetmeye devam ederse tetikte bekleyen bazı basın mensupları derhal kendisini hedef tahtası haline getirir ve Rıza hoca’dan daha hızlı yollanmasını sağlarlar.
MALATYA MAÇINDA HOŞUMA GİTMEYENLER
Öncelikle Sevilla’dan üç gol yemiş bir takımın Malatya maçında üstün performans göstermesini bekleyemiyordum. Çünkü Beşiktaşlı futbolcuların fizik kondüsyonları haftada iki maç oynayabilecek düzeyde değil. Ayrıca moral motivasyon olarak da dağılmış durumdalar. Çünkü yanlarında,onları bu yenilgi psikolojisinden kurtaracak birileri yok. Tigana’nın futbolcularını motive edecek kadar tanıma fırsatı olmadı.
Sevilla maçını izleme fırsatım olmadı. Malatya maçında ise yine bir ruhsuzlar mangası sahada idi. Koray ve İbrahim Akın’ı bu manganın dışında tutuyorum.Çünkü onlar takımın kötü havasına uymadan, ellerinden geleni yapmaya çalıştılar. Malatya maçında iki kişinin varlığı beni çok rahatsız etti. Bunlardan birincisi Ailton ; Fevzi ve Sebastian’a yaptığı hareketler Beşiktaş forması giymiş bir futbolcuya hiç yakışmadı. Hakem bu iki harekete de çok uzak olduğundan kart gösteremedi. Oysa Ailton her iki hareketinde de doğrudan kırmızı kartı hak etmişti.
Ailton maç boyunca kendisine pas verilmemesinden şikayetçi oldu. Ama top kazanmak için de hiç bir şey yapmadı. Son onbeş dakika içinde öyle net golleri dışarı attı ki golcülüğünden şüphe duymaya başladım. Bu golleri kaçırırsan pas alamadığın zaman da şikayet etme hakkın olmaz. Şikayetçi olduğun İbrahim Akın hiç olmazsa kaleye şut atıyor. Şut atmadan gol atılamayacağını bilerek oynuyor.
Malatya maçında rahatsız olduğum diğer oyuncu ise Ali Tandoğan. Bu futbocu 90 dakika boyunca olumlu tek bir şey yapmadı. Üstelik de yaptığı kasti faullerle lüzumsuz kartlar görmeye devam ediyor. Ne takım arkadaşlarına ne de rakip takımlardaki meslekdaşlarına saygısı yok. Beşiktaş etiği açısından baktığımdan bu çocuğu Beşiktaş formasına yakıştıramıyorum.
