Bu tür tek ayaklı maçlardan hep korkarım çünkü telafisi yoktur. Avrupa’da ve Lig’de havlu atan Beşiktaş’ın tutunacağı tek dal kaldı o da bu Kupa. Kupayı alamazsa Edirne’den dışarı çıkması tesadüflere kalacak. Dolayısıyla Del Bosque’nin işi sıkı tutacağını düşünüyordum. Ama Del Bosque bugüne kadar çok az şans verdiği oyuncularla sahaya çıktı. Belli ki Göztepe’yi fazla ciddiye almamıştı.
Maçı yorumlamadan önce sahadan bahsetmek iştiyorum. Bu çamur deryasında micadele eden her iki takımın oyuncularını da kutluyorum. Böyle bir sahada nasıl top oynanırsa öyle oynadılar. Bu tür sahalarda gol atmak zordur; zira ne top sürebilir ne de pas yapabilirsiniz. En uygunu havadan toplarla karambol yaratmaktır. Beşiktaş’ta böyle yaptı. İlk yarı doldur boşaltlarla tek kale oynadı. Tek kale oynamış olması iyi oynadı anlamına gelmez. Son derece kötü bir oyun sergilediler. Göztepe defansı ilk toplara müdahalede başarılıydı. Özellikle Göztepe kalecisi Cenk çok başarılıydı. Çok net gol pozisyonlarını başarıyla kurtardı.
Beşiktaş’ın golü bir karambol sonucu geldi. Ali Güneş’in ortasına Veysel yükseldi ve topu yere vurdurttu. Vuruşu zayıf olmasına rağmen kalecinin ve defans oyuncusunun arasından yuvarlanarak top filelerle buluştu. Bu golde kaleci Cenk ve defans oyuncusu çok şansızdı. Beşiktaş adına sevindiğim kadar kaleci adına da üzüldüm. Del Bosque Veysel konusunda ısrarcı olmalı. Bu çocuğa daha fazla şans verilmeli. En azından zamanlaması iyi, nerede duracağını ve nasıl vuracağını biliyor. Santraforsuz oynayacağına Veysel’i oynatmak daha doğru olmaz mı? İkinci yarıda Beşiktaş biraz daha derli toplu oynadı. Göztepe ise gücü kadar oynadı. Çok genç bir takım. Spiker yanlış söylemediyse en yaşlı oyuncuları 1983 doğumluymuş. Gençliklerine ve tecrübesizliklerine rağmen oyunu çirkinleştirmediler. Tebrikler.
