Boş Verin Maç Yorumunu, İçim Yanıyor Benim! 

0
2434

SL            13. Hafta              Beşiktaş 2 : 2 Ç. Rizespor               21.11.2004

Tribünde yaşanan o üzücü olaydan sonra maç hakkında yorum yapmak içimden gelmiyor artık. Maçın özeti; Beşiktaş istekli oynamadı. Rize daha disiplinliydi ve iki puanı kaçıran taraf oldu. Beşiktaş’ın artık tutunacağı tek dal kaldı: Türkiye Kupası. Bu kupayı alamazsa önümüzdeki sene Avrupa’ya çıkamaz. Avrupa liglerinde oynamayan takımlara da iyi yabancı futbolcu gelmez. Yani gelecek sene de Avrupa’da başarılı olamamış futbolculara mahkûm oluruz. UEFA kupasında da gidebileceği yer belli. Bu gruptan çıkabilirse -bence çıkma şansı var- Şampiyonlar Ligi’nden elenmiş güçlü takımlarla karşılaşacak. Türkiye Ligi’nde tutunamayan bir Beşiktaş’ın Avrupa Ligi’nde başarılı olmasını beklemeyecek kadar tecrübeliyim. Bırakalım Yönetim’deki arkadaşlar bu hayalle yaşasın ve yandaşlarını kandırmaya devam etsinler.
GÜVENLİKTEN KİMLER NE KADAR SORUMLU?
Önce stadyumların girişinden kimler sorumludur ona bakalım: Stadyumların çevresinden ve kapılardan polis sorumludur. Yıllardır maçlara giderim ve üst baş aramasının nasıl yapıldığını bilirim. Polis laf olsun diye üst baş arar. Metal detektörü kullanmaz. Maça gelenlerin beline baktığı zaman işi bitiyor. Şimdi birkaç maç göstermelik aramalar yapılacak ve olay soğuduğunda ondan da vazgeçilecektir. Dolayısıyla bıçağın stadyuma sokulmasına engel olamayan polis birinci derecede sorumludur. Bence polis, bu aşamada, katil zanlısının hangi kapıdan stadyuma girdiğini tespit edip, o kapıdan sorumlu polisleri görevi ihmal suçundan cezalandırmalıdır.
Gelelim stadyumun iç güvenliğine; Bu konuda sorumlu Beşiktaş Yönetimi’dir. Stadyumun güvenliğini polisten alarak özel güvenlik şirketine vermişlerdir. Bu şirket görevlileri maç güvenliği konusunda yeterli eğitime sahip değillerdir. Stadyum içindeki güvenlik elemanları hiçbir zaman maç seyretmezler. Onlar sırtları sahaya dönük bir şekilde sadece seyirciyi izlerler ve taşkınlık yapanları derhal tribünden uzaklaştırırlar. Pazar günkü maçı sevgili dostum İbrahim Altınsay’la birlikte izliyorduk. Konu onun da dikkatini çekmiş; “Bak Hayri, güvenlik elemanları tribünün en iyi yerinden hem de toplu olarak maçı izliyorlar” dedi. Maçın herhâlde 20. dakikası falandı. Güvenlik elemanları işini düzgün yapsaydı, o vahim olay başlar başlamaz biter, o gencecik çocuklardan biri ölmez, diğeri de katil olmazdı.
MEDYANIN YARGISIZ İNFAZI
Medya yargısız infaz yaparak derhal Beşiktaş Yönetimi’ni ve taraftarını suçladı. Gerekli önlemler alınmadığı sürece benzer olaylar Rüştü Saraçoğlu’nda da Ali Sami Yen’de de Anadolu’nun herhangi bir şehrinde de yaşanabilir. Ama şansızlık geldi Beşiktaş’ı buldu. Konya’da iki hafta önce yaşanan ve medyaya yansıyan olayları hatırlasanıza; Konyalı taraftarların eline düşen ve hunharca dövülen Beşiktaş taraftarı da orada ölebilirdi. Ama ölmediği için hiçbir şekilde dövenler cezalandırılmadılar. Konya Emniyeti’nin elinde görüntüler olmasına rağmen ne yaptılar? Bu tür şiddet olayları ölümle sonuçlanmadan önce bazı tedbirler alınsaydı belki de Pazar gecesi biz Beşiktaşlılar için bir yas gecesi olmazdı.
Sabah gazetesi olayı birinci sayfadan tam sayfa olarak verdi. “Beşiktaş Yönetimi’nin İzlediği Gerilim Politikası Acı Bir Olayla Son Buldu. 16 Yaşındaki Lise Öğrencisi İnönü’de Öldürüldü.” Başlık bu. Aynı sayfada Beşiktaş Başkanı ve Yöneticilerin resminin altına “Cinayet, başarısızlıklarını örtbas etmek için havayı bilerek geren Beşiktaş Başkanı Demirören ve Yönetim Kurulunun gözleri önünde izlendi…” yazıyor. Çüş artık! Bu kadar taraflı yayın olur mu yahu! Ölen de Beşiktaşlı öldüren de. En azından şimdilik böyle söyleniyor. Evine ateş düşmüş kişinin üstüne böyle gidilir mi? Yası olan insanlara, camialara hiç saygınız yok mu sizin? Sabah gazetesi seçimlerde Yıldırım Demirören’e karşı Fikret Orman’ı desteklemişti. Buna karşın Demirören’i de Doğan Grubu desteklemişti. Sabah gazetesi şimdi kaybetmenin öcünü alıyor, ama çirkin bir şekilde. Fikret’e de puan kaybettiriyor. Adaylardan Demirören, Fikret Orman ve Erol Kaynar’la birlikte Başkan Bilgili’nin ilk Yönetim Kurulu’nda aynı masayı paylaştık. Ne seçim öncesi ne de sonrasında aramızda en ufak bir husumet olmadı. Sabah gazetesi ile Doğan Grubu arasındaki husumet, Beşiktaş taraftarına yansıtılmaya çalışılıyor. Camia olarak uyanık olmalıyız!
SON DAKİKA HABERİ
Beşiktaş’a üç maç saha kapatma cezası verildi. Kanunları ve yönetmelikleri uygulatmaktan aciz “üst düzey” yöneticilerin bu kararlarını alkışlıyorum. Bir günah keçisi lazımdı, bulundu.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here