Süper Lig 1. Hafta Malatyaspor 1 : 1 Beşiktaş 07.08.2004
Süper Lig 2. Hafta G. Birliği 1 : 1 Beşiktaş 15.08.2004
Merhaba,
Geçen hafta, Birgün yazarlarından, değerli dostum Cüneyt Akman’ı arayıp hâl hatır sorayım dedim. Görüşmeyeli çok uzun zaman olmuştu. Vaktim oldukça Birgün’deki yazılarını keyifle okuyorum. Bir telefon açıp tebrik edeyim istedim. Aramaz olaydım, Cüneyt bana telefonda spor yazıları yazmamı teklif etti. Birgün gazetesinde o kadar çok dostum var ki bu teklifi reddetmem yakışık almazdı. Kabul ettim. Yani bir telefon sohbeti sayesinde yeni bir meslek sahibi oldum.
Hafta sonu oturup acaba ne yazsam, diye düşündüm. Futbol dışında diğer spor dallarından pek fazla anlamam. Dolayısıyla futbol yazmam lazım, dedim. İyi güzel de futbol da ne yazacağım? Maç yorumu yapmak beni kesmez. Ayrıca anlayan anlamayan herkes maç yorumu yapıyor. Ben çok sıkı bir Beşiktaş taraftarıyım, diğer takımlar hakkında yazacaklarımın da objektif olması mümkün değil. Ben en iyisi sadece Beşiktaş’la ilgili yazayım. Ek olarak da Milli Takım gündeme geldiğinde arada bir ahkâm keserim, dedim. Böylece Birgün spor sayfalarındaki konumumu da belirlemiş oldum.
Hadi o zaman iş başına!
Son günlerde Beşiktaş ile ilgili gündem, yeni transfer edilen futbolcuların geçmişte GS ve FB’de top oynamış olmasında odaklanıyor. Bu konu bazı spor yazarlarınca körüklenip Beşiktaş taraftarının kafası karıştırılmaya çalışılıyor. Üstelik taraftarın kafasının karıştığını da üzülerek görüyorum. İnternetteki taraftar sitelerinde bu konu oldukça yoğun tartışılıyor: Efendim, Okan Buruk’u nasıl tribüne çağırıp yumruk şov yaptıracaklarmış? Gayet basit; “Okan buraya, yumruk havaya!” diye bağırdınız mı Okan gelir yumruğunu havaya sallar. Hem de öyle bir sallar ki kırk yıllık Beşiktaşlı gibi. Suat’ın jübilesinde çocuğa GS taraftarının yaptığını görmediniz mi? Aynı şey, Berkant, Tayfun, Ali Güneş ve diğerleri için de yapılacak. Biz ne yapacağız? Sırtımız dönüp Metin, Ali, Feyyazlı şarkılar söylemeye devam mı edeceğiz?
Kendimize gelelim Beyler! Artık futbol profesyonelce oynanıyor. Daha açık bir deyişle para için oynanıyor. Yani bu çocukların işi futbol ve geçimlerini futbol oynayarak sağlıyorlar. Taraftarı oldukları takımda kendilerine yer bulamazlarsa futbolu bırakıp evlerinde mi oturacaklar? Genel olarak baktığımızda Türkiye’de ki nüfusun %80-85’i dört büyüklerden birini tutuyor. Futbolcular da öyle. Her futbolcu yalnızca taraftarı olduğu takımda top oynasa Lig’de sadece dört takım kalırdı.
Ben, profesyonel futbolcuların giydikleri formanın hakkını verdiklerini çok yakın izledim. Beşiktaş’ta yöneticilik yaptığım dönemde her deplasmana gittiğimde, rakip takım yöneticileri ile bu sohbeti yapardım. O takımdaki Beşiktaşlı futbolcuların kim olduğunu soruşturur ve maç boyunca onları izlerdim. Bu Beşiktaşlı kardeşlerimiz de dedikodu olmasın diye her zamankinden daha üstün bir performans sergilerlerdi. İşte en yakın örnek; Malatya maçında Fevzi aslan kesilmedi mi? Atilla Birlik canını dişine takmadı mı? Gençler Birliği maçında Mustafa Özkan ve Ümit Bozkurt’un çabalarını görüp takdir etmedik mi?
Ben geçmişte, FB ve GS taraftarı olduğunu bildiğim Beşiktaş forması giyen futbolcular da tanıdım. Bu futbolcularımız hiçbir maç bizi utandırmadılar. GS’den gelen Berkant ve eski FB’li Tayfun’un çok koyu bir Beşiktaş taraftarı olduğunu acaba kaç kişi biliyor?
Bence BJK futbol takımının bileşimi ile ilgili gündeme getirilecek konu alt yapı olmalıdır. Dönüp bir yakın geçmişe bakalım: Nihat’tan sonra Beşiktaş alt yapıdan kaç oyuncuyu A takıma kazandırabilmiştir? Bugün için eleştirmemiz gereken nokta budur. Mevcut A takımda, neden Beşiktaş alt yapısından futbolcuların olmadığını soruşturmamız gerekir. Tüm Beşiktaş camiasının gündeminde olması gereken konu bu olmalıdır.
Özetle, Beşiktaş’ta eski FB ve GS’li futbolcuların olması Beşiktaş için bir dezavantaj değildir. Bu futbolcular eski takımlarına karşı çok daha üstün performans göstereceklerdir. Yeter ki bu çocuklara sahip çıkıp bağrımıza basalım. Aynen geçmişte FB’ye gidip yuvaya dönen Feyyaz ve Sergen’i bağrımıza bastığımız gibi.