GOL KISIRLIĞI DEVAM EDİYOR! Skenderbeu 0 – Beşiktaş 1
Ülkemiz futbol severlerinin önemli eksikliklerinden biri, ismini daha önceden fazlaca duymadıkları takımları küçümsemeleridir. Futbol tarihimiz, üç büyük diye tabir ettiğimiz takımların, ismini bilmediğimiz takımlara karşı yaşadığı hezimetlerle doludur. Bu hafta Fenerbahçe’nin Molde’ye yenilmesi bu düşüncemizin en yakın kanıtıdır. Geçmişte FB’nin Young Boys’a, Galatasaray’ın ise Tromso’ya yenilmeleri bu savımızın diğer örnekleridir.
Geçen sezon Beşiktaş’ın gurubundaki Asteras Tripolis takımına da aynı gözle bakılmıştı. Beşiktaş bu iki maçta da berabere kalarak bir üst tura çıkmayı zora sokmuştu. Taraftarın ve medyanın bu tür takımları küçümsemeleri futbolcular üzerinde de olumsuz etki yaratmaktadır. Rakibi küçümseme havasına kapılan futbolcular sahada ciddiyetlerini yitirmekte ve ‘nasıl olsa yeneriz’ havasına girmektedirler. Bu ruh hali ise genellikle hezimetle sonuçlanmaktadır. Oysa turnuvaya sizinle aynı seviyeden başlayan takımların sizin kadar iyi futbol oynadıklarını etmek ve ciddiye almak zorundasınız.
Beşiktaş’ın rakibi de ismi pek bilinmeyen bir takımdı. Dolayısıyla taraftar ve medya bu takımı hafife alıp, bir üst tur hesabı yapılırken, altı puanı cepte kabul etti. Allahtan Şenol Hoca, bu tür tuzaklara düşmeyecek kadar tecrübeli. Takımını iyi motive ederek, maçı ilk yarıda koparmayı bildi.
Şenol Hoca’nın ilk on birini sakatlar ve cezalılar belirledi. Ayrıca, lig maçının oynanma tarihinin yakınlığını da düşünerek, rotasyona gitti ve daha önceki maçlarda ilk on birde yer alamayan oyuncularına da şans tanıdı. Kalede Tolga, sağ bekte Beck, sol bekte İsmail Köybaşı, stoperlerde Ersan-Rhodolfo ikilisi, bu dörtlünün önünde Atiba- Necip ikilisi, orta üçlüde Sosa, Kerim ve Quaresma ve ileri uçta Cenk Tosun’a görev vermişti.
Beşiktaş ilk yarıya baskılı ve üstün bir oyunla başladı ve bu üstünlüğünü ilk yarı sonuna kadar sürdürdü. Rakibin organize olmasına fırsat vermeden kurulan bu üstünlük doğal olarak gol pozisyonlarını da beraberinde getirdi. Daha dördüncü dakikada Quaresma ile gole yaklaştı. Cenk’in ceza sahası içinde yaptığı ortaya gelişine vuran Quaresma’nın şutu az farkla avuta gitti. Quaresma ilk yarıda kaleyi her gördüğü yerden şut atmaya çalıştı; Yirmi üç ve yirmi yedinci dakikalarda kaleye yolladığı şutlarda kaleci oldukça başarılı idi.
Rakip kaleye uygulanan bu abluka yirmi sekizinci dakikada golü getirdi. Necip’in orta sahadan attığı uzun pası Cenk kafayla Sosa’nın önüne düşürdü. Sosa da sert ve düzgün bir vuruşla topu kalecinin solundan ağlara yolladı. Bu golle oyunun hakimiyeti tamamen Beşiktaş’a geçti. Arnavut takımı bu golle mağlubiyeti kabullenmiş bir tarzda oynarken, aynı duygular Beşiktaşlı futbolcularda da hakim olmaya başladı. Yakaladıkları çok net gol pozisyonlarını bonkörce harcamaya başladılar.
İlk devrenin akılda kalan net gol pozisyonları; 33.dakikada Cenk’in rakipten sıyrılıp kaleye attığı şut, 40.dakikada Atiba’nın bir anda kaleci ile karşı karşıya kaldığı pozisyon ve 42.dakikada yine Cenk’in yaptığı kafa vuruşu var. Bu pozisyonlardan en az biri gol olabilirdi. İlk yarıyla ilgili aldığım bir not da Kerim’e gösterilen sarı kartın yanlışlığı. Kerim bu sarı karttan sonra oyundan düştü ve yaptığı yanlış hamlelerle ikinci sarı karta davetiye çıkardı. Şenol Hoca da bunu görmüş olmalı ki, ikinci yarının yedinci dakikasında Kerim’i alarak Gökhan’ı oyuna soktu.
Beşiktaş ikinci yarıya çok temkinli başladı. Oyunu kendi yarı sahasında kabul etmesi rakibi cesaretlendirdi. İkinci yarının ilk on beş dakikası rakibin üstünlüğünde geçti. Gökhan oyuna girer girmez Sosa’ya çok güzel bir pas attı. Ancak Sosa’nın aşırtma vuruşu üstten avuta gitti. Beşiktaş’ta Gökhan ve Gomez’in oyuna girmesi, taraftar da skorun farka gitmesi beklentisini doğurdu ama futbolcuların son vuruşlardaki ciddiyetsizlikleri bu beklentiyi karşılamadı.
Gomez oyuna girdiğinde sanki küskün gibiydi; yakaladığı net pozisyonları konsantrasyon eksiliğinden gole çeviremedi. Beşiktaş’ın ikinci yarıda en az dört net gol pozisyonu vardı. Buna karşın rakibe de net pozisyonlar ikram edildi. Rakibin direkten dönen şutu gol olsa Beşiktaş skoru tekrar lehine çevirmek için zorlanabilirdi.
Uzun zamandır forma giyemeyen İsmail Köybaşı eski günlerini çok arattı. Bir futbolcu sahalardan ne kadar uzak kalırsa o kadar da özgüvenini yitiriyor. İsmail özgüvenini kazanırsa Tosiç’ten daha faydalı işler yapabilir.
Beşiktaş, takım baskılı ve bol paslı takım oyununu gelecek maçlarda sahaya yansıtırsa bu turdan zorlanmadan çıkabilir.
MAÇIN AYRINTILARI
Stat: Elbasan
Hakemler: Tamas Bognar, Laszlo Viszokai, Gabor Erös, Oszkar Lemon(4. Hakem)
Beşiktaş: Tolga, Beck, Rhodolfo, Ersan, İsmail, Necip, Atiba, Kerim(Dk.54 Gökhan), Sosa, Quaresma(Dk.83 Mustafa), Cenk(Dk.61 Gomez)
Yedekler: Günay, Tosic, Serdar, Milosevic, Gökhan, Mustafa, Gomez
Teknik Direktör: Şenol Güneş
Skenderbeu: Shehi, Arapi, Ademir(Dk.67 Vangjeli), Radas, Abazi, Berisha, Esquerdinha, Lilaj, Shkembi, Latifi(Dk.46 Nimaga), Olayinka(Dk.70 Salihi)
Yedekler: Llapanji, Jashanica, Osmani, Vangjeli, Progni, Nimaga, Salihi
Teknik Direktör: Mirel Josa
Gol: Sosa (Dk.28)
Sarı Kartlar: Kerim (Dk.24), Berisha (Dk.35), Olayinka (Dk.45)