“Orta Oyunu İzledik” dedi Başkan… Beşiktaş 0 – Fenerbahçe 2
Yukarıdaki başlık Beşiktaş Başkanı Fikret Orman’ın maç sonu röportajından alınmadır. Ben de aynen kendisi gibi düşündüğümden ikinci yarıyı seyretmedim. Ne sinirlerim ne de yükselen şekerim final sahnesi önceden belli bir tiyatroyu seyretmeye müsaade etmedi.
Bu tiyatronun senaryo yazarı Yıldırım Demirören, yönetmeni Zekeriya Alp’tir. Aziz Yıldırım ise baş aktördür. Ne demek istediğimi daha açık yazayım; Yıldırım Demirören 580 milyon lira borca sokup, bu borcun karşılığı olabilecek bir başarı kazanamadığı için Beşiktaş’ın başarılı olmasını hazmedemiyor. Hele ki, kasası boş, borç ödemekten nefes alamayan Beşiktaş her şeye karşın stadyumunu yaparken bir de şampiyon olursa yerlerde sürünen karizması yerin de altına gidecek. Histeri krizleri içinde Beşiktaş’ın şampiyon olmaması için elinden geleni yapıyor.
Zekeriya Alp ise Yıldırım Demirören’in tetikçisi; Beşiktaş’ı katledecek hakemleri seçip, maç sonunda da iyi puanlar verdirerek ödüllendiriyor. Aziz Yıldırım’a gelince; O Türk futboluna hakim olan bir tiran. TFF genel kurulunda istediğini seçtirecek güce sahip. Demirören’i de o seçtirdiği için Demirören ona göbekten bağlı. Aziz Yıldırım bu maç öncesi verdiği demeçlerle hakemleri zaten baskı altına almıştı. “Gerekirse odalarını basarım” tehditi işe yaradı.
Bu maçın teknik analizine hiç gerek yok. Bu iki takım 100 senedir birbiri ile karşılaşıyor. Dönem dönem biri diğerine üstünlük sağlıyor. Bu maçlar da üç sonuç da normal karşılanmalı. Tabii ki takımlar eşit koşullarda mücadele ettiğinde normal karşılanmalı. Böyle kumpaslarla kaybedilen maçları hazmetmek zor! Hakemler TFF emri ile Beşiktaş’ın puanlarını gasp ediyorlar. Senaryo geçen haftadan itibaren sahnelenmeye başladı; Beşiktaş’ın en formda oyuncularından Gökhan Töre geçen hafta kırmızı kart gördü. Böylece Beşiktaş’ın bu maça bir kanadı kırık çıkması sağlandı. Bununla da yetinmediler, sol kanadını da maç içinde kırdılar.
Gökhan Töre, İngilizce’de “hadi ordan” anlamında sıkça kullanılan “fuck off” deyimi yüzünden oyundan atıldı. PFDK bu küfüre tam 3 maç ceza verdi. Buna karşın, aşağıda resimlerini gördüğünüz Bekir ve Alves’in ölümüne attığa tekmelere 2 maç ceza verdi. İtiraz üzerine Gökhan’ın cezası da 2 maça indirildi ama önemli olan PFDK’nın niyeti!
Bülent Yıldırım’ın bu maça verilmesi de senaryonun bir parçasıydı. Derbi maçlara genellikle FIFA kokartlı hakemlerden en formda olanları verilir. Bülent Yıldırım’ın FIFA kokartı formsuzluğu yüzünden geri alınmış. Ama ısrarla bu maça veriliyor. Neden? Çünkü tetikçi, emirleri en iyi o uygular ve fanatiklik derecesinde Fenerbahçeli. Şike iddianamesinin ek delil klasörlerinde, Aziz Yıldırım’ın ofisinde yapılan aramada ele geçirilen hard diskin içinde, hangi hakemin hangi takımı tuttuğunu tek tek yazan bir dosya var. Bu dosyada Bülent Yıldırım’ın Fenerbahçeliliği belgelenmiş. Bu belge ve bilgi ayyuka çıkmışken FIFA kokartını yitirmiş Bülent Yıldırım’ı kim bu maça tayin ediyor? Elbette Yıldırım Demirören ve Zekeriya Alp! Maalesef ikisinin de geçmişinde Beşiktaş var.
Beşiktaş oyuna daha 3.dakikada yediği golle 1-0 başladı. Futbolda bu tür hatalar olabilir. Nihayetinde futbol 90 dakikalık bir oyun. Geriden gelip maçı lehine çevirmen için önünde daha 87 dakika var. Beşiktaş biraz kendine gelip, oyuna hakim olmaya başladığında Bülent Yıldırım sahneye çıkıyor ve Beşiktaş’ı 10 kişi bırakıyor; Olcay 2.sarı karttan ihraç ediliyor. Bence Olcay’ın gördüğü ilk sarı kartta doğru değil ama doğru olduğunu varsayıp, ikinci sarı karta bakalım: Önce Necip Emenike’ye bir faul yapıyor. Hakem oyunu devam ettiriyor. Emre itiraz için hakeme koşarken topu önünde buluyor ve itirazdan vazgeçip topu sürmek istiyor. Arkasında kalan Olcay ise refleksle Emre’yi arkadan tutup bırakıyor.
Zurnanın zırt dediği yer burası. FIFAkurallarında her forma çekmenin cezası olarak sarı kart talimatı yok. ‘Hareketin uzaması halinde sarı kart gösterin’ diyor. Yani tutup bırakmanın cezası sarı değil. Basit bir faul. Böyle bir kural olsa hiç bir takım maçlarını 11 kişi ile bitiremez. Üstelik pozisyonda Emre’nin gole gitme gibi bir durumu da yok. Ama Bülent Yıldırım sahada atacak Beşiktaşlı oyuncu arıyor ve fırsat eline geçmiş; kural falan dinler mi!
Doğal olarak itirazlar başlıyor. İki takım oyuncuları birbiriyle itişip kakışıyor. Böyle bir durumda orta hakem, yan hakem ve dördüncü hakem kalabalığın dışından olayı gözler ve aykırı durumları tespit ederler. Bizim Bülent ve yardımcıları da öyle yapıyor ama ne hikmetse Emre’nin beş kez üst üste hem oyunculara hem de Biliç’e ettiği küfürleri duymuyor, görmüyor. O arada Meireles Veli’nin gırtlağını sıkıyor, altı göz hakem bunu da görmüyor.
Devre arasında Biliç Emre’ye, “ben senden yaşça büyüğüm, niye bana küfür ediyorsun” diye soruyor. Kabadayı Emre üzerine yürüyüp, ben istediğimi yaparım diye dayılanıyor. O esnada gözlemciler de olayın yakınında ama ne hikmetse onlar da bu olayı görmüyor ve raporlarına yazmıyorlar. Aynı Emre Kasımpaşa maçında da Şota’ya ana avrat küfür etmemiş miydi? Emre’nin yeşil sahalarda böyle bir ayrıcalığı var. Irkçlılk da yapsa, gırtlağını keserim diye tehdit de etse, küfür de etse ona kırmızı kart gösterecek hakem daha anasından doğmadı. Nedeni mi? Benim de nikah şahidim Recep Tayyip Erdoğan olsa bana da kimse dokunamaz. Bu kadar basit!
İkinci yarıda Beşiktaş 10 kişi olasına rağmen iyi oynuyor. Maç 1-0 aleyhineyken Demba Ba ceza sahası içinde Mehmet Topal tarafından kara kucak güreşçisi misali yere indiriliyor. O bölgeyi gözlemekle görevli Bülent Yıldırım, yan hakem ve çizgi hakeminden oluşan 6 göz yine pozisyonu görmüyor. Daha doğrusu görmezlikten geliyor. Zira pozisyon o kadar aleni ki, uzayda görev yapan bir hakem bile görebilir.
Pek çoğumuzun gözünden kaçan bir başka penaltı pozisyonu daha var. Bu pozisyonu Hıncal Uluç tespit etmiş. Onu okuduktan sonra pozisyonu tekrar izledim. Adam yerden göğe kadar haklı. Bakın Uluç poziyonu nasıl analiz ediyor; ” Demba Ba yere doğru kafayı vuruyor ve Volkan uçarak, yerden topu kurtarıyor. Demba Ba’nın vuruşunu ve Volkan’ın kurtarışını tartıştılar. Demba Ba’nın önünde Caner var, Caner’in önünde Veli var. Caner iki eliyle iterek Veli’yi uçuruyor. Veli yere kapaklanıyor. Penaltının avantajı olmaz. Kimse, ‘Demba Ba kafayı vuruyor’ diye Caner’in Veli’ye yaptığı penaltının farkında değil.”
FB’li oyuncular içinde çok fazla terbiyesiz var. Kaleci Volkan da Emre’yi aratmayanlardan. Bir pozisyonda Demba Ba FB kalesinin içinde yerde kalıyor. Mehmet Topal yanına gelip, iyimisin anlamında, “are you okey?” diye soruyor. Volkan’ın tepkisi ise, “bırak ya, s*kerim okeyini”. Bu küfürü kameralara takılıyor. İşte Fenerbahçe’nin kaptanları bunlar!
Fenerli medya Emre ve Volkan’ın bu küfürleri ve tavırları ortaya çıkınca onları aklamak için hemen bir video oluşturuyorlar. Maç esnasında Alper Potuk Biliç’in önünden geçerken Biliç’e omuz atıyor, Biliç de omuzuna dokunarak Alper’e bir şeyler söylüyor. Bunu hemen, “Biliç Alper’e küfür etti” diye servis ediyorlar. Biliç’in hemen ayaklarının dibinde yayıncı kuruluşun saha mikrofonu var. Yani en ufak bir ses bile kaydedilebilir. Ama hiç ses kaydı yok. Biliç’in arkası dönük olduğundan dudak okuma da mümkün değil. Peki Biliç’İn ne dediğini bu acar gazeteciler nerden duydular? Olimpiyat Stadyumundaki sahaya 150 metre mesafede olan Basın Tribününden mi? Bunların tek amaçları, “bakın Biliç de küfür etmiş” deyip, ırkçı Emre’nin küfürlerini normalleştirmek.
Maç sonu Biliç’in açıklamaları ibret verici; “Hayal kırıklığı içindeyiz. Safça bir gol yedik. Sonrasında bir şok yaşadık. Rakibe baskı yapmaya çalıştık. Rakip hızlı hücumlar buldu. Oyuna denge getirdik ama hakem bizi 10 kişi bıraktı.
Oyuncularımı takdir ediyorum. Olcay’ın gördüğü ikinci sarı kart doğru değildi. Eğer o sarı kart ise Demba Ba’ya yapılan penaltı ve kırmızı kartı nereye koyacağız. Çok top kaybettik. Olcay’ın oyundan atılması böyle bir derbide kabul edilebilir bir şey değil.
Saha içinde bazı oyuncular istediğini söyleyip davranabiliyor ama benim oyuncularım ağızlarını açınca kart görüyorlar. Bunun pratiğini de bugün görmüş olduk.”
Boş verin maçın analizini; Ben sadece tarihe not düşmek için bu yazıyı yazıyorum. Beşiktaş’ın kaybettiği, Fenerbahçe’nin kazandığı sıradan bir maç olarak hatırlanmaması için yazıyorum. Bugüne kadar her iki takım da birbirlerini defalarca yendiler. Önemli olan sahada Şeref’inle mücadele edip Hakkı’nla kazanman. Beşiktaş bu maçı şereflice kaybetti! Peki Fenerbahçe bu maçı hakkıyla kazandı diyebilen var mı?
MAÇIN AYRINTILARI
Stat: Atatürk Olimpiyat
Hakemler: Bülent Yıldırım, Ekrem Kan, Asım Yusuf Öz, Serkan Gençerler(4. Hakem)
Beşiktaş: Tolga, Necip(Dk.46 Sosa), Sivok, Ersan, Motta, Veli(Dk.78 Mustafa), Atiba, Olcay, Oğuzhan(Dk.74 İsmail), Kerim, Demba Ba
Yedekler: Cenk G., İsmail, Uğur, Pedro, Sosa, Cenk T., Mustafa
Teknik Direktör: Slaven Bilic
Fenerbahçe: Volkan, Gökhan, Bekir, Kadlec, Caner(Dk.58 Hasan), Mehmet Topal, Meireles, Emre(Dk.64 Sow), Kuyt, Alper(Dk.84 Selçuk), Emenike
Yedekler: Mert, Hasan, Mehmet Topuz, Selçuk, Diego, Webo, Sow
Teknik Direktör: İsmail Kartal
Goller: Emenike (Dk.3), Sow (Dk.86)
Sarı Kartlar: Caner (Dk.26), Olcay (Dk.32,43), Emre (Dk.45), Veli (Dk.45), Bekir (Dk.57), Emenike (Dk.65), Oğuzhan (Dk.66), Kuyt (Dk.79), Demba Ba (Dk.80), Sivok (Dk.90+5)
Kırmızı Kart: Olcay (Dk.43)