‘Kazanmayı hak etmedik’ – Beşiktaş 1 – Eskişehirspor 1
Yazının başlığı Slaven Biliç’e ait. Biliç’le aynı fikirdeyim; Beşiktaş kazanmayı hak etmedi. Rakiplerin kötü gidişinin sürdüğü bir ortamda kazanamazsanız şampiyon olamazsınız. Rakipler kötüyken mümkün olduğu kadar puan farkını açacaksınız ki düzeldiklerinde yetişemesinler. Ama Beşiktaşlı futbolcular bu şansı hovardaca harcıyorlar.
Bıkmadan, usanmadan her maç yazımda yazacağım; Beşiktaş’ı Olimpiyat Stadyumu’nda oynamaya mahkum edenleri şiddetle kınıyorum. Henüz Eylül ayının sonu olmasına rağmen stadyumun bulunduğu arazi kış koşullarını yaşatıyor. Korner direği rüzgardan yere paralel gelecek şekilde eğilmişti. Rüzgardan kalecilerin degajları orta sahayı geçemedi. Bu sahada futbol oynatmak futbolu katletmektir.
TFF zaten Passolig denilen garabetle futbolu katletmeye devam ediyor. Takımlar boş tribünlere oynuyorlar. Olimpiyat stadyumuna toplam 840 küsur biletli seyirci gelmişti. Beşiktaş taraftarı hiç bir dönemde tribünleri böyle terk etmediler. Tribünlerin boş kalmasının önemli bir nedeni Passolig dayatması, diğer nedeni ise Olimpiyat stadyumunun koşulları. Gitmek ayrı bir dert, dönmek ayrı. Oturduğunuz yerden sahayı görmek için yanınızda dürbün götürmeniz gerekiyor. Stadyumun yakınlarında yiyip içeceğiniz hiç bir yer yok. Stadyumun içindeki büfelerden içi boş bir sandviç yemek için bir küçük bir servet ödiyorsunuz. Olimpiyat stadyumu zulmü anlatmakla bitmez. Sorumlularını Allah’a havale ediyorum!
Gelelim maça; Biliç’in kadro arayışı devam ediyor. Kalede Tolga, sol bekte İsmail, sağ bekte Serdar Kurtuluş, defansın ortasında Sivok- Franco ikilisi, orta sahada Veli, Atiba, Oğuzhan, sol kanatta Olcay, sağ kanatta Gökhan Töre, ileri uçta ise Demba Ba vardı. Yedek kalmak Serdar Kurtuluş’a yaramış; maçı en az hata ile bitiren futbolcuydu.
Maça Beşiktaş tutuk başladı. Ancak daha ilk dakikada Oğuzhan ile gole yaklaştı. Gökhan’da aldığı topla birlikte ceza yayına hareketlenen Oğuzhan rakibi geçmek istedi. Ceza yayı üzerinden tam topa vuracakken savunma son anda müdahale etti ve ters bir vuruş yaptı. Top az farkla kalenin yanından dışarı gitti.
Bu pozisyondan sonra 13.dakikaya kadar her iki takım da pozisyon üretemediler. On üçüncü dakikada sağ kanattan gelişen atakta Gökhan Töre ortasını penaltı noktasına doğru gönderdi. Çok müsiat bir pozisyonda olan Demba Ba gelen topa yükselerek kafa vuruşunu yapıtı. Ancak çok kötü bir vuruş yaptı ve top doğrudan kalecinin kucağına gitti.
Beşiktaş bu pozisyondan sonra ataklarını sıklaştırdı. Beklenen gol 21.dakikada Olcay’la geldi. Gökhan sağ çaprazdan pasını ceza alanına sokulan Serdar’a gönderdi. Serdar son çizgiye inmeden topu yerden ceza alanına çevirdi. Savunmadan seken top tekrar Serdar’ın önünde kaldı. Bekletmeden ortasını arka direğe doğru gönderdi. Bu noktada bulunan Atiba kafa vuruşu ile golü denedi ancak top kaleci Boffin’den sekerek sağ kale direğinin yanındaki Olcay’ın önünde kaldı. Olcay çapraz pozisyonda iki savunma arasından vurdu ve topu filelerle buluşturdu.
Eskişehirsporlu oyuncular oyundan kopmayıp, beraberlik arayacaklarının sinyalini 33.dakikada ofsayt gerekçesi ile sayılmayan gol ile verdiler. Ancak Beşiktaş defansı bu sinyali alamadı. Laubaliliklerine devam ettiler. Öyle ki, nerdeyse Sivok bir geri kafası ile kendi kalesine golü atıyordu. İlk yarı Beşiktaş’ın 1-0’lık galibiyeti ile sona erdi.
Maçın ikinci yarısını anlatmaya bile gerek yok. Zira Beşiktaşlı futbolcular maçın bu sonuçla biteceğinden emin gibiydiler ve rakip ceza sahasına çok fazla girmediler. Rize ve Tripolis maçlarından hiç ders çıkartmadıkları belli; o maçlarda da hakem düdüğü çalmadan maçın bitmeyeceğinin farkında değillerdi. Bu maçta da aynısı oldu; 71.dakikada sol kanattan Erkan’ın kullandığı köşe vuruşunda top Veli’den sekip Berkay’ın önünde kaldı. Berkay’ın sert ve düzgün vuruşunda top ağlarla giderek skora denge getirdi.
Arsenal maçından beri bazı futbolcuların performanslarını toleransla izlemeye çalışıyorum. Sezon başında bazı futbolcuların performansını düşmesi normaldir. Örneğin Gökhan Töre en çok toleransı hak eden futbolcu. Zira transferi geciktiğinden sezon başı hazırlık kampına katılamadı. Ayrıca her maç performansını artırıyor. İsmail için olumsuz bir söz söyleyemiyorum. Verilen her görevi yapıyor. Serdar ilk maçlarda çok kötüydü ama bu maç ilk onbirde başlayınca fena oynamadı. Franco için de söylenecek çok fazla olumsuz yorum yok; ancak takım kötüyken o da hata yapmaya başlıyor.
Defansın zayıf halkası Motta idi. Motta yedek kulübesine geçti ve onun misyonunu Sivok üstlendi. Sivok tam bir el bombası; ne zaman nerde patlayacağı da belli değil. Verdiği yanlış geri paslarla rakibin kontra atağa çıkmasına neden oluyor. Ceza sahası içinde rakibe o kadar kontrolsüz müdahale ediyor ki her an penaltı yapmaya müsait. Ersan bir an önce iyileşmezse defansta Beşiktaş’ı işi zor.
Veli ve Atiba orta sahada elinden geleini yapıyorlar. Ancak ikisinin de teknik kapasiteleri sınırlı. İsabetli pas oranları çok düşük. Topu ileri taşıyamıyorlar. Bu ikiliden birinin yerine Necip’in oynaması orta sahaya dinamizm getirebilir. Oğuzhan ise her maç kredisini tüketiyor. Geldiğinden beri oyununu çok fazla geliştiremedi. Sosa’nın gelişi ile yedek kulübesinde oturacağa benziyor. Oysa biraz güçlü olsa, biraz da defansif özelliklerini geliştirse Sosa’nın yanında çok verimli bir oyun ortaya koyabilir. Sosa hakkında da yorum yapmak için erken. Maç içinde bazen çok şık ve yerinde paslarla arkadaşlarını ileri doğru zorluyor. Ama bu maçın uzatma dakikalarında çok müsait pozisyonda öyle bir gol kaçırdı ki, sanki gol vuruşlarında sorun varmış gibi gözüküyor.
Olcay son maçlarda gol atıyor ama asli görevini, Demba Ba’ya kanattan top getirme ve asist yapma görevini layıkıyla yapamıyor. Kerim Frei oyuna girdiği her maç Olcay’ın yerine ilk onbirde olmayı hak ettiğini gösteriyor. Demba Ba ise Feyenoord maçında üç gol birden atarak beklentileri çok yükseltti. Oysa sakatlığı geçtiğinden beri sahada koşmadan oynamaya çalışıyor. Rakibi yıpratıcı koşular yapmıyor, ikili mücadelelerden ise kaçıyor.
Futbolcular ile ilgili bireysel analiz yapmayı pek sevmem. Ancak alınan skorlara bakarak Slaven Biliç’in haksız yere suçlanmaması için bu analizi yaptım. Biliç’İn elindeki malzeme bu. Bu malzemeden çıkan yemeğin de tadı tuzu bu kadar olur.
MAÇIN AYRINTILARI
Stat: Atatürk Olimpiyat
Hakemler: Çağatay Şahan, Volkan Narinç, Mehmet Cem Hanoğlu, Ekrem Kan(4. Hakem)
Beşiktaş: Tolga, Serdar, Sivok, Pedro, İsmail, Veli, Atiba, Olcay(Dk.79 Kerim), Oğuzhan(Dk.60 Sosa), Gökhan, Demba Ba(Dk.70 Cenk Tosun)
Yedekler: Cenk Gönen, Ersan, Motta, Kerim, Necip, Sosa, Cenk Tosun
Teknik Direktör: Slaven Bilic
Eskişehirspor: Boffin, Kamil, Berkay; Birol, Kaan, Hürriyet, Lawal, Sissoko(Dk.63 Mirkan), Mori, Erkan(Dk.82 Causic), Ömer(Dk.75 Serdar)
Yedekler: Sinan, Sezgin, Ergün, Erman, Serdar, Causic, Mirkan
Teknik Direktör: Ertuğrul Sağlam
Goller: Olcay (Dk.21), Berkay (Dk.71)
Sarı Kartlar: Mori (Dk.60,86), Demba Ba (Dk.66), Hürriyet (Dk.80), Causic (Dk.88), Boffin (Dk.90+4)
Kırmızı Kart: Mori (Dk.86)