20.04.2011
Gaziantepspor 2 : 2 Beşiktaş
Beşiktaş, İstanbul’da elde ettiği 3-0’lık sonucun rahatlığı ile Gaziantep’e gelmişti. Tayfur Hoca bu avantaja rağmen, elinde kalan sağlam as oyuncuların tümünü sahaya sürmüştü.. Her ne kadar turu kaybetmesi için 4 farklı mağlubiyet alması zor gibi görünse de Beşiktaş’ın tarihinde Valerenga yenilgisi gibi hezimetler de yok değil. Belki de bu yüzden işi şansa bırakmak istemiyordu. Ancak Tayfur Hoca’nın ciddiyeti maalesef oyuncular tarafından yeterince algılanmamıştı.
Beşiktaş’ın kalesinde, bir önceki kupa maçının kahramanı Rüştü vardı. Defans bloğu ise İsmail Köybaşı, İbrahim Toraman, Sivok ve Ekrem Dağ’dan oluşuyordu. Bu dörtlünün önünde Ernst, Simao, Quaresma ve Necip dörtlüsü görev yapıyordu. Bu dörtlünün önünde Fernandes, onun hemen önünde ise Almeida oynuyordu. Maçın ilerleyen dakikalarında Almeida sakatlanarak yerini Bobo’ya, Simao ise Hilbert’e bıraktı.
Maça Gaziantepspor daha istekli ve hırslı başladı. Belli ki erken bir gol ile umutlarını yeşertmek istiyorlardı. Nitekim aradıkları golü 5. dakikada buldular. Sol kanattan bindiren İsmail Sosa yaptığı orta ile topu Olcan’la buluşturdu. Toraman iyi yer tutmasına rağmen zamanlama hatası yapınca, Olcan yükselerek, güzel bir kafa vuruşu ile Gaziantepspor’un ilk golünü attı. Bu golden sonra Gaziantepspor atakları sıklaşmaya başladı. Beşiktaş ilk ciddi gol pozisyonunu 11.dakikada yarattı. Fernandes’in ortasına yükselen Almeida, çok uygun pozisyonda topu ağlara yollayamadı.
Beşiktaş beraberlik golünü 32. dakikada penaltı vuruşundan kazandı. Sağ kanattan bindiren Ernst’in düşürülmesi ile kazanılan faul atışında topun başına Fernandes geçti. Fernandes’in ortaladığı topa Sivok kafayla vurdu. Serdar Kurtuluş bu vuruşu el ile engelleyince hakem de penaltı noktasını gösterdi. Topun başına geçen Simao düzgün bir vuruşla Beşiktaş’ın beraberlik golünü atmış oldu.
İlk yarının 1-1 bitmiş olması Gaziantepspor’un tur umutlarını da bitirmişti. Bu golden sonraki Gaziantepspor mücadelesi tamamen prestije yönelikti. Beşiktaş ise ikinci yarıya istekli başladı. İkinci yarının hemen başında, 49. dakikada Quaresma ile İsmail Köybaşı’nın güzel ver-kaçında topu alan Quaresma ceza sahasına hareketlenen Almeida’ya güzel bir pas attı. Almeida da bu pası güzel bir vuruşla Gaziantepspor ağlarına yolladı. Bu gol, Beşiktaş’ın finale çıkmasını büyük ölçüde garantilerken, Beşiktaş’lı futbolcuları da daha özgüvenli oynamaya sevk etti. Altmışbirinci dakikada Almeida sakatlanarak yerini Bobo’ya bıraktı.
Gaziantepspor ikinci yarıdaki en net gol pozisyonunu 63.dakikada Hürriyet’le yaşadı. Popov’un ceza sahasına ortaladığı topa iyi vurmayan Hürriyet Gaziantepspor’u bir golden etti. Bu pozisyondan hemen bir dakika sonra Bobo, aynen Hürriyet gibi, müsait pozisyonda topu ağlara yollayamadı. Gaziantepspor beraberliği 68.dakikada Olcan ile yakaladı. Ceza sahasının dışından attığı sert şut Rüştü’nün dokunmasına rağmen ağlarla buluştu. Bu golden sonra her iki takım da oyunu rölantiye alarak maçın bir an önce bitmesini beklemeye başladılar.
Her yazımızda Quaresma, Simao, Guti gibi yıldızların tekmelerle yıldırılıp, oyundan düşürülmeye çalışıldığını, hakemlerin de bu pozisyonları yeterince cezalandırmadığını yazıyoruz. Hürriyet ve Yalçın’ın bu maçı kırmızı kartsız bitirmeleri tam bir Kuddusi mucizesiydi. Bu iki futbolcu oynan her iki maçta da art niyetliydi. Rakiplerini sakatlama amacıyla tekmeleyen futbolcuları tanımlayacak sıfat bulmakta zorlanıyorum. Yalçın, gaddarlığa varan sert futbolunun yanısıra bir de iyi rol yapabiliyor. Çıktığı hava topundan rakibine dirsek atıp, sonra da kendi yüzüne yumruk gelmiş gibi kendini yere atması onun artistik yetenekleri olduğunu da gösteriyor.
Daha önceki yazılarımda İ.B.Belediyespor’un Kupa şampiyonu yapılmak istendiğini yazmıştım. Bu satırlar yazıldığında, İ.B.Belediyespor’un da finalistliği tescil edilmiş oldu. Bu ‘komplo’ teorisini güçlendirmek için bir eklemede daha bulunayım; Bu maçta sarı kart gören İbrahim Toraman, mevzuat nedeniyla final maçında oynamayacak. Oysa Toraman bu maçta kırmızı kart görse bir sonraki maçta, yani Konyaspor maçında oynayamayacak ve final maçına çıkabilecek. Doğal olarak Toraman ikinci sarıyı görmek için topu oyuna geç sokuyor. Rakibine tekme atmak dışında her yolu deniyor. En ufak bir hatada elini cebine götüren Hakem Kuddusi Müftüoğlu’nun Toraman’a dönüp, “Boşuna uğraşma, seni atmayacağım” demesi çok ilginç değil mi? Ferrari ve Ersan Gülüm’ün sakatlığında Toraman’ın da finalde oynatılmamaya çalışılması yukarıda bahsedilen teoriyi güçlendirmiyor mu?
20.04.2011
MAÇIN AYRINTILARI
Stat: Kamil Ocak Stadı
Hakemler: Kuddusi Müftüoğlu, Ali Saygın Ögel, Serdar Akçer, Mustafa Öğretmenoğlu
Gaziantepspor: Karcemarskas, Ivan de Souza (Dk. 86 Cenk Güvenç), Şenol Can, Yalçın Ayhan, Serdar Kurtuluş, Olcan Adın (Dk. 74 Julio Cesar), Hürriyet, İsmail Sosa, Wagner (Dk. 59 Zurita), Popov, Cenk Tosun
Yedekler: Eray Birniçan, Zurita, Jorginho, Julio Cesar, Alper Akçam, Orhan Gülle, Cenk Güvenç
Teknik Direktör: Tolunay Kafkas
Beşiktaş: Rüştü Reçber, İsmail Köybaşı, Fernandes, Sivok, Quresma, Ekrem Dağ, Necip Uysal, İbrahim Toraman, Fabian Ernst, Simao (Dk. 86 Hilbert), Almeida (Dk. 61 Bobo)
Yedekler: Cenk Gönen, Nihat Kahveci, Hilbert, Mert Nobre, Bobo, Erhan Güven, Mehmet Aurelio
T.Direktör: Tayfur Havutçu
Sarı Kartlar: Hürriyet (Dk. 34), İbrahim Toraman (Dk. 38)
Goller: 5. dakikada Hürriyet’in orta sahadan başlattığı atakta sol taraftan içeri gönderilen ortaya Olcan arka direkte kafayla vurdu ve Gaziantepspor 1-0 öne geçti.
32. dakikada kullanılan köşe vuruşunda ceza sahasına gelen topa Sivok kafayla vurdu ancak Gaziantepsporlu Serdar topa elle müdahale edince hakem penaltı noktasını gösterdi. Penaltı vuruşunu kullanan Simao topu filelere göndererek skoru eşitledi (1-1).
49. dakikada Quaresma’nın pasını iyi takip eden Almeida gelişine vurdu ve Beşiktaş 2-1 öne geçti.
68. dakikada Olcan uzaktan çok sert vurdu ve top filelere gitti (2-2).