20.11.2010
Beşiktaş 2 : 2 Konyaspor
Bu maç yazıma kafamı meşgul eden üç soru ile başlamak istiyorum;
1) Sağlık heyeti ve kondisyoner yeterli mi?
2) Rakiplerin maçları izleniyor mu?
3) Schuster’in rakiplerini ve Türk futbolunu bu kadar aşağılaması doğru mu?
Öncelikle Beşiktaşlı futbolcuların kronik sakatlıklarından başlayalım. Bu kadar çok sakatlığın olması ve iyileşme sürelerinin uzun sürmesi sağlık heyeti ve kondisyonerlerin yeterli olup olmadığı sorusunu gündeme getiriyor. Takımın nerdeyse yarısı sezon başından beri sakatlık geçirdi. İlk aklıma gelenleri sayayım; Kaleci Rüştü, Cenk ve Hakan dönüşümlü sakatlandılar. Rüştü halen sakat. Defansta Rıdvan, Sivok ve Ekrem Dağ aylardır sakat. Ferrari’nin sakatlığı ise bir muamma! Orta sahaya baktığımızda, Guti ve Quaresma uzun süreli sakatlıktan yeni çıktılar. Quaresma tam iyileşmemiş ki tekrar sakatlandı. En az dört hafta daha yok. Aurelio, Yusuf ve Fink de uzun süreli sakatlık geçirdiler.
Forvete baktığımızda da benzer bir durumla karşılaşıyoruz. Nobre sakatlıktan bir kaç hafta önce çıktı. Nihat müzmin sakatlardan. Şimdi de Bobo sakatlandı. Tüm bu verileri üst üste koyduğumuzda sağlık heyeti ve kondisyonerler hakkındaki şüphelerimiz kuvvetleniyor. Bu durumda, ilk iş olarak bu heyetin değişmesi gerekir. Ancak, bildiğim kadarıyla mevcut kondisyoner Carlos Cascallana’yı Schuster getirdi ve Schuster’in sözleşmesi içinde de yer alıyor. Yani bu konuda sorumlu olan kişi Schuster’dir.
Sezon başladığından beri Schuster’i oyun düzeni ve kadro tercihleri konusunda eleştirmemeye özen gösterdim. Ama artık Schuster’in ‘misafirliği’ bitti. Ülkemizde kaldığı süre, takımını ve Türk futbolunu tanımaya yetecek seviyeye ulaştı. Bu aşamada, her türlü puan kaybının tek sorumlusu Schuster’dir. Maç kadrolarını rakibe göre değil, sadece kendi kafasındaki rotasyona göre oluşturuyor. Rakiplerin maçlarının izlenip, yeterince analiz edildiğini de zannetmiyorum. Zira Schuster, rakip kim olursa olsun, kendi kafasındaki oyun düzenini sahaya yansıtmaya çalışıyor. Bu da puan kayıplarına neden oluyor.
Schuster’in artık, elindeki futbolcu kadrosu ile kafasındaki oyun sistemini uygulatmasının mümkün olmadığını görmesi gerekir. Schuster’in uygulamaya çalıştığı oyun düzeni, literatürde ‘total futbol’ olarak adlandırılıyor. Total futbol’un iki temel kuralı vardır; Birinci kurala göre hucum kaleciden, savunma forvetten başlar. İkinci kural ise, güçlü bir orta sahaya sahip olmaktır. Zira savunmada da hucumda da orta saha belirleyici rol oynar. Şimdi Beşiktaş’ın orta sahasını hatırlayalım: Aslar, Guti, Ernst, Aurelio, Tabata ve Quaresma, yedekler ise Necip, Yusuf, Fink ve Onur. As oyunculardan Aurelio ve Ernst, biraz da Guti savunma yapıyor. Tabata ve Quaresma defansa hiç yardım etmiyor. Forvet hattındaki oyuncular da savunmaya gelmeyince orta saha ‘yol geçen hanına’ dönüyor. Bu kadro ile total futbol oynamak mümkün mü? Ondan sonra da Schuster, rakiplerin kötü futbol oynadığını, Türk futbolunun 1960’lı yıllarda kaldığını ileri sürüyor.
Maçın analizine geçmeden önce kulübeye bir göz atalım; Bobo sakat, Nobre uzun zamandır forma bulamamış. Holosko ise oynadığı son maçlarda her zaman ki performansını bir gram üstüne çıkamamış. Bu durumda Fatih Tekke’nin en azından yedek kulübesinde olması gerekirdi. Yedek kulübesinde tek bir forvet oyuncusu yok. Schuster’in Fatih Tekke konusundaki tavrı ‘kapris’ten öteye geçmez. Ancak Beşiktaş’ın ligdeki konumu bu tür kaprisleri tolore edecek durumda değil. Fatih Tekke gibi oyuncular oynadığı takıma bir sezon boyunca en 4-5 maç kazandırırlar. Kasımpaşaspor, Gaziantep B.Belediye, Konyaspor gibi maçlar bu tür oyuncuların kazandıracağı maçlardır. Kasımpaşaspor ve Konyaspor maçları kazanılsa 4 puan daha alınacak ve sıralamada dördüncülüğe yükselecek ve liderle arasındaki puan farkı beşe inecekti.
Maçın gollerine gelirsek; Konyaspor’un attığı ilk gol futbol okullarında kontra atak golü nasıl atılır soruna cevap olarak izlettirilebilir. Takım hucumdayken top kaybının nasıl golle sonuçlanabileceğinin en güzel örneğidir. Yenilen ikinci gol ise defans hattının yerini kaybettiğinde nasıl gol yenileceğinin örneği olarak ayrı bir ders olarak gösterilebilir. Beşiktaş’ın attığı ilk gol rakip defans oyuncusundan geldi. İkinci golde ise Quaresma ve Nobre’nin payı büyüktü. Quaresma sol kanattan sıfıra inip ceza sahasına orta yaptı. Nobre kafayla Tabata’nın önüne topu düşürdü ancak Tabata çok müsait bir pozisyonda olmasına rağmen topu kalecinin üzerine nişanladı. Kaleciden dönen topu ise Holosko gol yaptı.
İkinci yarıda Holosko ve Tabata öyle goller kaçıdılar ki, kaçırmak atmaktan daha zordu. Bu iki futbolcu seyircinin de sabrını taşırdı ve maç sonunda protestolar eşliğinde soyunma odasına yollandılar. Schuster de yaptığı yanlış değişikliklerle benim sabrımı taşırdı. Defanstan Ersan sakatlanıp çıkıyorsa onun yerine girecek oyuncu Necip değil, Zapatocny olmalıydı. Necip ise Tabata ya da Ernst’in yerine oyuna girmeliydi.
Bundan sonra Beşiktaş’ın puan kaybetme lüksü kalmadı. Haftaya oynanacak Galatasaray maçında da puan kaybedilirse lige tamamen havlu atılmış olur. Umarım Schuster Galatasaray maçında benzer yanlışları tekrarlamaz.
Beşiktaş:2 Konyaspor:2
20.11.2010
MAÇIN AYRINTILARI
Stat: Fiyapı İnönü Stadı
Hakemler: Halis Özkahya, Mustafa Emre Eyisoy, Ekrem Kan, Hüseyin Sabancı (4. Hakem)
Beşiktaş: Cenk Gönen, Quaresma (Dk. 44 Erhan Güven) , Hilbert, Nobre, Tabata, İbrahim Üzülmez, İbrahim Toraman, Ersan Gülüm (Dk. 73 Necip Uysal), Holosko, Fabian Ernst, Aurelio
Yedekler: Hakan Arıkan, İsmail Köybaşı, Fink, Necip Uysal, Onur Bayramoğlu, Zapotocny ve Erhan Güven
Teknik Direktör: Bernd Schuster
Konyaspor: Gökhan Tokgöz, Adnan Güngör, Erdinç Yavuz, Emre Toraman, Erdal Kılıçaslan (Dk. 85 Ali Dere), Montano (Dk. 90 Martin Klein), Serkan Şahin, Veli Acar (Dk. 54 Tazemeta), Grajciar, Hakan Aslantaş, Mahamoudou Kere
Yedekler: Orkun Uşak, Tazemeta, Martin Klein, İbrahima Bangoura, İbrahim Ege, Emrah Eren, Ali Dere
Teknik Direktör: Ziya Doğan
Sarı Kartlar: Ersan Gülüm (Dk. 34), Hakan Aslantaş (Dk. 63), Adnan Güngör (Dk. 84), Emre Toraman (Dk. 87), Nobre (Dk. 87), Gökhan Tokgöz (Dk. 90)
Goller16. dakikada Konyaspor, Grajciar’la öne geçti. Kullandığımız köşe vuruşunda Konyaspor savunmasının uzaklaştırdığı topu kendi ceza sahası önünde karşılayan Grajciar hızla ileri çıktı ve ceza yayına yakın bir noktadan çektiği şutla takımını 1-0 öne geçirdi.
27. dakikada skora eşitlik geldi. Tabata’nın kullandığı köşe vuruşunda top Konyaspor savunmasından sekerek tekrar Tabata’nın önüne geldi. Brezilyalı oyuncunun altı pasa gönderdiği ortaya Kere kafayı vurdu ve topu kendi filelerine gönderdi (1-1).
40. dakikada Holosko durumu 2-1 yaptı. Soldan gelen ortayı Nobre kafayla ceza sahası dışına doğru indirdi. Tabata önündeki topa sert vurdu kaleci Gökhan kurtardı, Gökhan’dan seken topa Holosko sert vurarak durumu 2-1’e taşıdı.
62. dakikada Grajciar bir kez daha fileleri havalandırdı. Sağ taraftan gönderilen uzun topu arka direkte karşılayan Erdal, topu altı pasın üstünde bekleyen Grajciar’a çıkardı, Grajciar’a sadece dokunmak kaldı ve skora eşitlik geldi (2-2).